"Derinliklerin Sırları: Mariana Çukuru'nun Gizemli Yolculuğu"

24Sq...43jB
20 Feb 2024
30

Mariana Çukuru, bu gizemli dünyanın en belirgin örneklerinden biridir. Okyanus tabanındaki bu devasa çukur, insanların hayal gücünü zorlayan bir derinliğe sahiptir ve sadece doğanın en sıra dışı yaratımlarından biri değil, aynı zamanda bilim insanlarının araştırmalarında da büyük bir ilgi odağıdır.



Mariana Çukuru bilinen en derin okyanus çukuru ve yer kabuğunun en derin kısmıdır. Pasifik Okyanusu'nun kuzeybatı kesiminde, Mariana Adaları'nın doğusunda, şu anda bilinen en derin okyanus çukurunun koordinatlarında yer almaktadır! Guam adası yakınlarında. En alçak nokta 11.500 metre ile 11.000 metrenin biraz üzerinde derinliktir.


Okyanuslarda uzun süredir yüzeyde çalışmalar yapılıyor olmasına rağmen, deniz tabanının keşfi ancak yakın zamanda mümkün oldu.
Okyanusların en derin noktası, Pasifik Okyanusu'nda Kuzey Mariana Adaları yakınında bulunan Marianas Çukuru'nun Challenger uçurumudur. 1951 yılında İngiliz gemisi Challenger II tarafından tamamen keşfedilen bu alanın maksimum derinliği 10.923 m'ye ulaşıyor.


Okyanus tabanının büyük bir kısmı keşfedilmemiş ve haritası çıkarılmamıştır. 1995 yılında okyanus yüzeyindeki yerçekimsel anormalliklere dayanarak oluşturulan 10 km çözünürlüklü deniz tabanının küresel haritası, ortalaması alınan altimetrik ölçümlerin birikmesi sayesinde sürekli olarak geliştirilmektedir.


Mariana Çukuru'nun rekor derinliği

Okyanus hendekleri yüzlerce hatta binlerce kilometre uzunluğunda ve birkaç bin metre derinliğindedir. Mariana Çukuru, gezegenin en derin noktası olan Pasifik'in (Challenger noktası) yüzeyinin 10.994 m altında barınmaktadır. Bu nedenle, en büyük derinlikler okyanusların merkezlerinde değil, kenarlarındadır.


Okyanus hendeklerinin tamamı önemli sismik faaliyetlerin gerçekleştiği yerdir. Dünyada ölçülen depremlerin yüzde 70'inin kaynağıdırlar, bu da neden özellikle iyi çalışıldığını açıklıyor.


Bugüne kadar bilinen en derin okyanus çukuru ilk olarak Ocak 1960'ta Dan Walsh ve Jacques Piccard tarafından Batyscaphe Trieste kullanılarak araştırıldı. Daha yakın zamanda, film yapımcısı James Cameron 2012'de burayı keşfetti. Dalış, Deepsea Challenger adlı bireysel bir denizaltıyla yapıldı ve yönetmen, bilimsel araştırmayı teşvik etmek için her şeyi filme aldı.


MARİANA ÇUKURUNA DÜŞEN TÜRK

2013 yılında Tayvan'dan Meksika'ya yük taşıyan gemide çalışan Cemil Çakır, 11 bin metre ile Dünya'nın en derin noktası olan Büyük Okyanus'taki Mariana Çukuru'na düştü. Arama çalışmalarında Çakır'dan hiçbir iz bulunamadı

Okyanusal nitelikte iki plakanın çarpıştığı sınırda derin çukurlar oluşabilir. Mariana çukuru da, Pasifik Plaka ile Mariana Plakası'nın çarpışması sonucu oluşmuş bir çukurdur ve iki plaka sınırındadır.

Suyun içine atılan 1 kilogram kütleli metalin tabana ulaşması, yaklaşık olarak 1 saat sürer. Ancak, suyun yoğunluğu ve metalin özkütlesi de hesaba katıldığında, tabana ulaşma süresi artıp azalabilir. Dip noktasındaki basınç ise yeryüzündeki basınca göre yaklaşık 1000 kat daha fazladır.

Mariana Çukuru'nda hayat belirtileri vardır. Yapılan araştırmalar, aşırı basınçlı ve soğuk ortamda yaşayabilen birçok mikroorganizma, balık ve yengeç türünü ortaya çıkarmıştır. Buradaki yaşamın temel dayanağı, 300 dereceye ulaşan volkanik püskürmeler ve buradan çıkan sülfürü metabolize edebilen bakterilerdir. Bu kadar derinde yaşayan balık türlerinin hayatları yüzlerce yılı bulabilmektedir. Buradaki canlıların, çok eski prehistorik dönemlerden bu yana aynı kaldığı düşünülmektedir.

23 Ocak 1960'ta, İsviçreli bilim insanı Jacques Piccard ile Amerika Birleşik Devletleri Donanması'ndan Teğmen Donald Walsh, Trieste Batiskapı içinde Mariana Çukuru'na inebilmeyi başaran ilk insanlar olmuşlardır. İlk anda 11.521 metre (37,799 feet)'lik bir derinliğe inildiği hesaplanmış, ancak 1995 yılında yapılan ölçümlerde doğru derinliğin 10.916 metre (35,814 feet) olduğu anlaşılmıştır. Derin noktaya iniş yaklaşık 3 saat 15 dakika sürmüş, burada 20 dakikalık bir sürenin ardından tekrar yüzeye çıkılmasıyla toplamda 5 saatlik bir sürede dalış ve yüzeye çıkış tamamlanmıştır.

25 Mart 2012'de, Kanadalı yönetmen James Cameron “Dikey Torpil (Deepsea Challenger)” adlı özel denizaltısıyla Mariana Çukuru’na tek başına inmeyi başardı. 156 dakikada dünyanın tabanına inen, 3 saat incelemelerde bulunan Cameron, beklenenden daha kısa sürede, 70 dakikada yüzeye çıktı. Cameron tarafından bizzat tasarlanıp Avustralyalı mühendislerce inşa edilen denizaltı, Çukur’da bulunan metrekare başına 7.250 tonun üzerindeki basınca dayanıklıdır.

13 Mayıs 2019'da Amerikalı deniz altı kâşifi Victor Vescovo, Pasifik Okyanusu'nda yer alan Mariana Çukuru'na daldı. Dipteki yüksek basınca dayanacak şekilde üretilen dalış aracıyla 10 bin 927 metre derine inen ve çukurun dibinde 4 saat kalan Vescovo, incelemeleri sırasında deniz canlıları ile renkli kayalık yapıların yanı sıra plastik poşet ve şeker ambalajları buldu.

Mariana Çukuru'nun jeolojik oluşumu, levha tektoniği süreçlerinin karmaşık etkileşimlerinin bir sonucudur. Bu bölge, Pasifik Levhası'nın Batı Pasifik Levhası ile çarpışması sonucu oluşmuştur. Levha tektoniği, Dünya'nın kabuğunun altında bulunan litosfer levhalarının hareketlerini açıklar. Mariana Çukuru, bu levhaların birbirine doğru hareket ettiği bir sınır olan konvergent levha sınırında yer alır.Batı Pasifik Levhası, Pasifik Levhası'na doğru hareket ederken, Pasifik Levhası'nın daha yoğun ve ağır olan litosferi altında sürüklenir. Bu süreçte, levhalar birbirine sürtünür ve bu sürtünme sonucunda sıcaklık ve basınç artar. Yüksek sıcaklık ve basınç altında, Pasifik Levhası'nın altındaki okyanus kabuğu erir ve magma oluşturur. Oluşan magma, çatlaklardan yukarı doğru yükselerek kabuğun üzerine çıkar.Bu magma, yüzeye ulaşmadan önce çevredeki kayaların içinde birikir ve çukurun altındaki kabuğun yukarı doğru kabarmasına neden olur. Bu kabarma sonucunda çukurun tabanı alçalır ve Mariana Çukuru'nun oluşumunu başlatır. Zamanla, çukurun tabanı giderek daha derinleşir ve çevresindeki sıcak magma, volkanik aktiviteye neden olur.Mariana Çukuru'nun jeolojik oluşumu, levha tektoniği süreçlerinin karmaşıklığını ve Dünya'nın kabuğunun nasıl şekillendiğini anlamamızı sağlar. Bu oluşum, bilim insanlarına Dünya'nın jeolojik geçmişi hakkında önemli bilgiler sunar ve levha sınırlarındaki dinamik etkileşimlerin sonuçlarını anlamak için bir laboratuvar niteliği taşır.


Mariana Çukuru'nun çevresel tehditleri, bu benzersiz ekosistemi ve derin deniz yaşamını etkileyebilecek potansiyel tehlikeleri içerir. Derin denizler, insan etkisiyle daha az temas eden hassas ekosistemlerdir ancak günümüzde artan denizaltı faaliyetleri ve çevresel kirlilik nedeniyle tehdit altındadır.

Derin Deniz Madenciliği:

Mariana Çukuru gibi derin deniz çukurları, değerli mineral kaynakları içerebilir ve bu nedenle madencilik şirketlerinin ilgisini çekebilir. Ancak, derin deniz madenciliği faaliyetleri, deniz tabanındaki ekosistemlere ve yaşam formlarına zarar verebilir. Özellikle çukurun derinliklerinde yaşayan benzersiz organizmalar, bu tür faaliyetlerden ciddi şekilde etkilenebilir.


Kirlilik:


Mariana Çukuru'nun çevresel tehditleri arasında deniz tabanına ve su sütununa yapılan kirlilik de bulunur. Deniz yüzeyindeki kirlilik, okyanus akıntılarıyla çukurun derinliklerine ulaşabilir ve burada yaşayan organizmaları etkileyebilir. Ayrıca, derin deniz sondajı ve araştırma faaliyetleri sırasında kullanılan kimyasal maddeler de çevresel kirliliğe katkıda bulunabilir.


İklim Değişikliği:

Mariana Çukuru'ndaki yaşamı etkileyen bir diğer önemli faktör de iklim değişikliğidir. Artan su sıcaklıkları, okyanus asitlenmesi ve deniz seviyesindeki yükselme, çukurun ekosistemleri üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Bu değişiklikler, deniz tabanındaki organizmaların yaşam koşullarını ve dağılımını etkileyebilir.

Ticari Balıkçılık ve Deniz Canlılarına Baskı:


Mariana Çukuru'nun derinliklerinde yaşayan bazı canlılar, ticari balıkçılık faaliyetlerine maruz kalabilir. Derin denizlerde avlanma, bu benzersiz ve hassas ekosistemleri tehdit edebilir ve popülasyonları tehlikeye atabilir.


Mariana Çukuru'nun çevresel tehditleri, bu benzersiz derin deniz ekosisteminin korunması ve sürdürülebilir kullanımı için ciddi bir endişe kaynağıdır. Bilimsel araştırmalar, çevresel etkilerin anlaşılması ve koruma önlemlerinin geliştirilmesi için önemli bir rol oynamaktadır. Uluslararası işbirliği ve deniz koruma alanlarının oluşturulması, Mariana Çukuru gibi kritik ekosistemlerin geleceği için kritik öneme sahiptir.

Mariana Çukuru, derin deniz araştırmaları için eşsiz bir laboratuvar niteliğindedir. Bu çukur, Dünya'nın en derin noktası olan Challenger Derinliği'ne ev sahipliği yapar ve derin deniz bilimcileri için çeşitli araştırma fırsatları sunar.

Jeolojik Araştırmalar:

Mariana Çukuru, jeologlar için birçok gizemi barındırır. Bu bölgede yapılan araştırmalar, levha tektoniği süreçlerinin anlaşılmasına ve kabuk oluşumunun dinamiklerinin çözülmesine katkı sağlar. Özellikle, çukurun oluşumu ve volkanik aktivitesi üzerine yapılan çalışmalar, Dünya'nın jeolojik evrimini daha iyi anlamamıza yardımcı olur.


Biyolojik Keşifler:

Mariana Çukuru'nun derinliklerinde keşfedilen canlılar, bilim insanları için büyük bir ilgi odağıdır. Bu bölgedeki ekstrem koşullara uyum sağlamış benzersiz organizmalar, evrimsel biyoloji ve adaptasyon üzerine önemli bilgiler sağlar. Ayrıca, bu canlılar üzerinde yapılan araştırmalar, insan sağlığı ve ilaç geliştirme alanlarında da potansiyel uygulamalara yol açabilir.


Hidrolojik İncelemeler:

Mariana Çukuru'ndaki su sütununun özellikleri, deniz bilimciler için önemli bir araştırma konusudur. Su sıcaklığı, tuzluluk, oksijen seviyeleri ve diğer kimyasal özelliklerin belirlenmesi, okyanus akıntıları ve derin deniz dolaşımı hakkında daha derin bir anlayış sağlar. Bu bilgiler, iklim modellerinin geliştirilmesi ve deniz yaşamının sağlığı üzerindeki etkilerin anlaşılması için önemlidir.

Jeofiziksel İncelemeler:

Mariana Çukuru'ndaki yeraltı yapıları ve volkanik aktivitelerin jeofiziksel özellikleri, yer bilimciler için büyük önem taşır. Bu bölgedeki sismik aktiviteyi izlemek ve deprem risklerini değerlendirmek, yeraltı jeolojisinin anlaşılmasına katkı sağlar ve bölgenin deprem ve tsunamilere olan hassasiyetini belirlemeye yardımcı ol

Write & Read to Earn with BULB

Learn More

Enjoy this blog? Subscribe to ilahemuzaffarliözcan

4 Comments

B
No comments yet.
Most relevant comments are displayed, so some may have been filtered out.