Orta Çağda Bilim Ve Tıpın Öncüsü: İbn-i SinaZeynep Deresoy9 dk1944

7pej...ayBT
23 Jan 2024
8

Tarihte tıp bilimi dediğimizde akla ilk gelen isimlerden olan İbn-i Sina, dünya bilim tarihinde önemli bir isim olarak karşımıza çıkar. Tıp alanındaki engin bilgisi sayesinde ün kazanmış olsa da matematik, fizik, kimya, jeoloji, felsefe, eğitim, şiir ve müzik alanlarında da çalışmalarıyla günümüze ışık tutmuştur. Çok yönlü özelliği ve kıvrak zekâsı onu tarihin önemli dehaları arasına sokmuştur.

Büyük bir filozof ve bilim insanı İbn-i Sina’nın Batı'daki ismi  Avicenna olarak bilinir. Ona verilen isimler arasında "Şeyhü'r-Reis" (Başhekim), "Hakimü'l-Hükemâ" (Hükemaların Hükümdarı), "Şeyhu'l-Müştehâ" (Uzmanların Şeyhi) gibi unvanlar da bulunmaktadır. İbn-i Sina’nın dünyaca sevilen büyük bir tıpçı olduğunun önemli bir göstergesi de Fransız Tıp Akademisinin giriş kapısında tıp tarihinin vazgeçilmezleri olan Hipokrat ve Galen ile birlikte İbn-i Sina'nın da temsili tablosunun bulunmasıdır.

İbn-i Sina Kimdir?

Türk-İslam ve dünya bilim tarihinde oldukça önemli bir yere sahip olan İbn-i Sȋnâ’nın hayatına dair en önemli bilgiler, öğrencisi olan Ebû Ubeyd el-Cüzcânȋ tarafından kaydedilmiştir. El-Cüzcânȋ bu bilgilerin bir kısmını İbn-i Sȋnâ’nın telkini ile yazmıştır. İbn-i Sȋnâ’nın hayatı ile ilgili birinci elden böyle bir kaynağın bulunması onunla ilgili sonradan yazılan pek çok kaynakta benzer bilgilerin bulunmasını da beraberinde getirmiştir.


Cüzcânȋ tarafından kaydedilen bilgilere göre tam adıyla Ebu Ali El-Hüseyin İbn Abdullah İbn-i Sinâ, Hicri 375 yılında (Miladi 980) Buhara Şehri’nin Afşana Köyü’nde dünyaya gelmiştir. O dönemde Buhara, gelişmiş bir üniversite şehri olmasının yanı sıra Kızılkum Çölü’nün ortasında meşhur ipek yolu üzerinde kurulmuş, Çin’den gelip Avrupa’ya doğru giden kervanların mutlaka uğradığı ve mola verdiği bir kenttir.


İbn-i Sina’nın babasının ismi Abdullah, annesinin ismi Sitare’dir. Babası, küçük yaştan beri onun eğitimine fazlasıyla özen göstermiş, beş yaşına geldiğinde daha iyi eğitim alabilmesi için Afşana Köyü’nden Buhara’ya göçmüştür. On yaşına kadar dil bilgisi, edebiyat ve ilahiyat dersleri öğrenirken daha sonra; matematik, mantık, fizik ve tıp alanlarında başarılı hocalardan ders alarak on altı yaşına geldiğinde bütün ilimleri bilen ünlü bir fizikçi olur. 19 yaşına geldiğinde ise tıp doktoru olarak hastaları tedavi etmeye başlar.


O yaşlarda 2. Nuh Bin Mansur’u tedavi eder ve bu sayede sarayın Sivan El-Hikme adı verilen kütüphanesine tayin olur. Babasının ve saraydaki koruyucusu Nuh Bin Mansur’un ölümünün ardından İbn-i Sina, ilim için şehir şehir gezmeye ve oradaki alimlerle bilgi alışverişi yapmaya başlar. Harzem Şehri ile başlayan bu yolculuğunda Fera, Baverd, Tus, Şakkan, Semerkand, Cacerm, Cürcan, Dihistan, Rey, Kazvin, Hemedan şehirlerinde bulunur. Bu yolculuklar esnasında da öğrenmeye, öğretmeye ve öğrendiklerini kaleme dökmeye devam eder.

Hamedan’a gittiğinde o zamanın Büveyhi hükümdarı Şemsüddev’i “kulunç hastalığından” kurtaran İbn-i Sina, orada büyük bir saygınlık kazanır ve Şemsüddev’in yanında vezirlik yapmaya başlar. Fakat onu kıskanan bir takım kişiler tarafından atılan iftiralarla 4 ay kadar hapis yatar. Bu olayların ardından İbn-i Sina, Hamedan’dan gizlice kaçarak Isfahan’da bulunan Kakuyi hükümdarı Alaüddev’e sığınır. Burada bulunduğu dönemde de on ciltlik Lisan-ül Arap adlı dil bilgisi kitabı başta olmak üzere yirmi ciltlik Kitap El-İnsaf gibi pek çok eser kaleme alır.


Kalan hayatı boyunca Alaüddev ile beraber seferlere katılan İbn-i Sina, Hametan’a yapılan bir sefer sırasında Sara hastalığına yakalanır ve Hicri 428 yılında (Miladi 1037) Hametan’da henüz 57 yaşında iken hayata gözlerini yumar.

Günümüzde İran’da bulunan Hamedan’da inşa edilen iki katlı kabrinin üst katında bir kütüphane ve bir konferans salonu, alt katında da kabri bulunmaktadır.

 

Genç yaşta ilmin içine giren İbn-i Sina, günümüze pek çok eseriyle ışık tutmuş ve yüzyıllarca tüm coğrafyalarda şöhrete sahip olmuştur. Hemen her alanda sahip olduğu engin bilgisiyle yazdığı kitapları, uzun yıllar boyu üniversitelerde ders kitabı olarak kullanılmıştır.

İbn-i Sina Hangi Alanlarda Çalışmalar Yapmıştır?

İbn Sina sınıflandırma, araştırma, tartışma tarzında felsefe, ruh bilimi, tasavvuf, metafizik, mantık, tıp, kimya, astronomi, şiir ve müzik alanlarındaki eserleriyle, ilim dünyasında ilklere imzasını atan, bilime meraklı pek çok insanı etkileyen bir şahsiyettir. Büyük Türk filozofu İbn-i Sina, yirmi bir yaşında iken ilk kitaplarını yazmaya başlamıştır. İlk yazdığı eserlere; el-Mecmû, el-Hâsıl ve'l-Mahsûl ve Kitâb el Birr ve'l-İsm kitapları örnek olarak gösterilebilir. Bunların devamında İbn-i Sina çalışmayı, araştırmayı ve yazmayı hiç bırakmamış; 57 senelik ömrüne cilt cilt eserler sığdırmıştır. Eserlerinin bazıları günümüze ulaşamamış olsa da tarihi kaynaklara göre 200’den fazla eseri olduğu bilinir.

İbn-i Sina’nın Tıp Alanındaki Çalışmaları Nelerdir?

İbn-i Sina tıp konusundaki bilgisiyle yıllarca adından söz ettirmiş ve dünyadaki bütün araştırmacıların dikkatini çekmiştir. Beş ciltten oluşan Arapça yazılmış meşhur eseri El-Kanun fi't-Tıb; Türkçe, Latince, İranice, İngilizce ve Rusça çevirileriyle tüm dünyada okunmuştur. Bu eserde gözün yapısını detaylı bir şekilde tarif etmiş, bütün karaciğer hastalıklarını ayrıntılı şekilde incelemiş, organların büyüklüğünü ve yapısını tespit etmiş ayrıca büyük ve küçük kan dolaşımını ortaya koymuştur. Eserinde tümörün nasıl temizleneceği, ameliyat sırasında narkoz etkisi oluşturacak bitkiler, şeker hastalığı ve tedavisi gibi konulardan da bahseder. 700 küsür ilacın da yer aldığı eser 19. yüzyıla kadar tıp okullarında el kitabı olarak kullanılmıştır. Bir çok hastalığın tespiti ve tedavisi ile ilgili çalışmalar yapan İbn-i Sina, tedavi usulleriyle bugünkü modern tıbbın temelini oluşturmuştur.

Eğitime önem veren İbn-i Sina, çalışmalarına devam ederken öğrendiklerini başkalarına öğretmeyi de ihmal etmemiştir. Yetiştirdiği doktorlar arasında “İkinci Hipokrat” ismi ile anılan Nişaburlu Ebul-Kasım da yer alır.


İbn-i Sina’nın Felsefe Alanındaki Çalışmaları Nelerdir?

İbn-i Sina felsefe alanına da yakınlık duymuş, duyduğu bu yakınlık sayesinde İslam dünyasının önemli filozoflarından biri haline gelmiştir. Onun felsefi görüşleri, insanın iki doğası arasındaki dengeyi vurgular. Dünyevi arzularla akıl arasında bir denge kurarak, ahlak ve bilgi arayışında önemli bir rol oynar. İbni Sina, akıl ve bilginin insanın potansiyelini gerçekleştirmede temel araçlar olduğuna inanır.

Ahlaki eğitim ve erdem kavramlarına verdiği değer, onun etik düşüncelerini şekillendirir. Ayrıca, Aristoteles'in eserlerini yorumlayarak kendi felsefi sistemini geliştirmesi, İslam dünyasında ve Batı'da büyük etki bırakmıştır. El-Hikmetü'l Meşrikiyye adlı eseri felsefi fikirlerini en iyi ortaya koyan eseridir.

İbn-i Sina’nın Eğitim Alanındaki Çalışmaları Nelerdir?

İbn-i Sina Dünya eğitim tarihinde önemli bir yer tutmaktadır. Eğitimi, çocuk eğitimi ile başlatır ve tıp eğitimi, ahlak eğitimi, beden eğitimi, siyasi eğitim gibi alanlara büyük önem verir. Sınıf ve statüsü ne olursa olsun her çocuğun eğitilmesi gerektiğini, öğretmenin çocuğun yetenek ve kabiliyetlerini fark ederek onu yönlendirmesini, deney, gözlem ve nedenleri araştırmaya dayanan bir eğitim olmasını önemle vurgular. Kendisi de bir çok bilim insanı yetiştirmiştir.

İbn-i Sina’nın Müzik Alanındaki Çalışmaları Nelerdir?

Müziği matematiğin dördüncü bölümü olarak nitelendiren İbn-i Sina; ses perdeleri, kakoforiler, harmoniler, sistemler, ritimler vb. konularda makaleler yazmış, çok sesliliğe ilişkin yorumlarda bulunmuştur. Müziği tıp içerisinde de kullanmaya çalışmıştır. Örnek olarak; bir ruh hastasının tedavisinde müzikten yararlanılabileceğini öne sürmüştür.

İbn-i Sina’nın Astronomi Alanındaki Çalışmaları Nelerdir?

İbn-i Sina astronomi konusunda kuramsal sorunlara eğilen en az yedi kitap yazmıştır. Bu alandaki en önemli eserleri “Astronomi Müşahedeleri Kitabı” ile “Almagest Elkitabı”dır. Almagest Elkitabı isimli eserinde İbn-i Sina, ilkesel ve öze ilişkin sorunları ele almıştır. Gerçekleştirdiği gözlemleri ve astronomi araçlarındaki değişiklikleri ele alan İbn-i Sina bunları da eserine yansıtmıştır.

İbn-i Sina’nın Fizik Alanındaki Çalışmaları Nelerdir?

Fizik alanında; optik ve dinamik konularına ilgi duyan İbn-i Sina, “hareket” konusuyla ilgili “Kasr-i Meyl” (hareket etme isteği) kavramını ortaya koymuştur. Ona göre bir cisim, engelleyici bir unsur olmaması durumunda sürekli hareket edebilir. Batı’da “İmpetus” adıyla bilinen Kasr-i Meyl kavramı, cismin hızı ve hareket hızıyla doğru orantılıdır.

İbn-i Sina bunun yanı sıra görme konusunda da araştırmalar yapmış, ışığı ele almış ve ışığın hava içerisindeki hareketi ile ilgilenmiştir. Ona göre görme; dışarıdan göze gelen ışınların hareketi ile mümkün olmaktadır.


5 yaşında içine girdiği bilim yolculuğunda ömrünün sonuna kadar kendini öğrenmeye ve öğretmeye adayan İbn-i Sina, kendinden sonrakilere her alanda ve sayısız eser bırakmıştır. Bu yazıda onun hayatını ve başarılarını genel bir bakışla incelemiş olsak da daha detaylı araştırma yaptığınızda yüzyıllar önce yaşamış bir insanın neden hala konuşulduğunu daha net görebilirsiniz.

Write & Read to Earn with BULB

Learn More

Enjoy this blog? Subscribe to umutcandan

4 Comments

B
No comments yet.
Most relevant comments are displayed, so some may have been filtered out.