DUYGUSAL ANESTEZİ

CqsK...pwmy
22 Jan 2024
25

Biraz unutuyoruz. Biraz alışıyoruz Biraz kandırıyoruz kendimizi... Bütün acıları uyuşturuyoruz. Duygusal bir anestezi... Biraz yaşıyoruz yani. Bir yandan da biraz-biraz ölüyoruz. Hep bir yarımlığın eksikliğini hissediyoruz. "Bir şey eksik." diyoruz. Aslında her şeyden biraz eksiğiz, kavrayamıyoruz. Kim karıştırdı içimizi böyle bir bilebilsek. Hâlbuki çıksak içimizden biraz. Dünya âleminin kollarına bıraksak kendimizi, insanların arasına karışsak (yani biraz daha karışsak), gülüp eğlensek durmadan, nedensiz. Düşünmesek, hissetmesek, dert edinmesek bazı şeyleri(neyse o bazı şeyler, tafsilatı pek mümkün değil). Mesela bir yemeği yemeden hemen önce Afrika gelmese aklımıza, yemek yemek de bir eğlence olabilir tabii ki... Ya da yağmurlu havada yolda yürürken bir salyangozu kolluyorsa insan, mutlu olacak vakti bulamaz ki. Ayrıca biz mutsuz da değiliz, mutlu olamıyoruz sadece. Mutluluğa giden yollarımızda onulmaz bir tıkanma var. Bu tıkanmadan sızan damlalarla küçük, çok küçük anlarda mutluluğun tadına varmaya çalışıyoruz. Bir de bu acınacak halimizi izahata kalkışıyoruz. (Aferin bize. Biz kim oluyorsak artık?)
Sonra utanmasak, sıkılmasak, bir insanı kırmaktan bu kadar imtina etmesek, her kabahati kendimizde aramasak, her yalana inanmış gibi her oyuna katılmış gibi yapmasak biz de bu kadar eksilmezdik belki. Hem eksildik de ne oldu? Ne olacak, eksiltenler beğenmez oldu. 'Neden susuyorsun?' dediler, 'Neden duruyorsun?' dediler, 'Neden böylesin?' dediler. Hep bir şeyler dediler. Biz de hep dinledik. Herhalde önemli bir şey söyleyecek zannettik. Acaba hata mı ettik? Çünkü bu insanlar konuşup ne diyorlardı sanki, bu abes konuşmaların boşluğu kulaklarımızı tırmalıyordu sadece. Bu kadar gereksiz olmaktı korkumuz belki de. Ama birilerinin konuşması, birilerinin düşünmesi gerekiyordu. Kiminin okuması, kiminin yazması... Roller dağıtılmıştı. Yoksa biz bu kadar sıkıcı olmak istemeyebilirdik. Belki halimize biraz gülmek isterdik, belki biraz saçmalamak... Sonra bu saçma hallerimize daha çok gülmek isteyebilirdik. Herhalde biri de çıkıp 'Saçmalamayın!' filan derdi. Demezse olmazdı çünkü. Biraz bizi dinleselerdi ne olurdu peki? Belki sıkıcı konuşacaktık ama ne olurdu yani? Kestirip atmasalardı hemen, 'Siz çok sıkıcısınız.' deyip. Halbuki biz herkesi anlamıştık, çünkü dinlemiştik. Bizi anlamaya çalışmayanları bile anlamıştık. Dinlenmeyen her şeyden birazını içimize attık. Kendi kendimize anlattık. Kendi kendimizi dinledik. Her zaman biraz ödün verdik. Biraz-biraz eksildik. Eksildiğimizle kaldık. Kaldığımızla yattık. Uyuduk. Uyandık. 'Ne oldu?' dediler. 'Bir şey yok' dedik. Ne olacaktı ki? Ne de olsa, bir şey kalmamıştı.

Write & Read to Earn with BULB

Learn More

Enjoy this blog? Subscribe to Mrttkn41

2 Comments

B
No comments yet.
Most relevant comments are displayed, so some may have been filtered out.