Tarihte Meydana Gelen Göç Olayları

AqxB...ce4w
28 Jan 2024
48

 Türklerin Orta Asya’dan Göç Etmeleri ve Kavimler Göçü


Türklerin Orta Asya’da yaşadığı yerlerde kuraklık hâkimdi. Hayvancılıkla uğraşan Türkler ise göçebe yaşıyorlardı. Hayvanlarına otlaklar bulmak, bu toplulukların başlıca sorunuydu.
Diğer yandan nüfusun artması da yaşam koşullarını güçleştirmekteydi. Bu nedenlerden dolayı Türk toplulukları batıya, doğuya, kuzeye ve güneye doğru göç etmişlerdir. Türklerin bu göç hareketi milattan önce başlamış, milattan sonra da devam etmiştir. MS IV. yüzyılda batıya doğru gerçekleşen Türk göçü, dünyanın en büyük göçlerinden biri olan Kavimler Göçü’nü başlatmıştır.

Kavimler Göçü olarak bilinen göçler, yoğun olarak Asya ile Avrupa kıtaları arasında gerçekleşmiş, Avrupa’dan da Afrika’ya sıçramıştır. Bu göçler, IV. yüzyıl ile VI. yüzyıl arasında meydana gelmiştir. Kavimler Göçü’nün başlamasının nedeni, Orta Asya’da yaşayan ve Türk kavimlerinden olan Batı Hunları olarak kabul edilmektedir.
Batı Hunları da Türklerin Orta Asya’da yaşadığı sorunlardan dolayı Hazar Gölü’ne doğru göç etmiş, bir süre Hazar Gölü ile Aral Gölü arasındaki bölgeye yerleşmişlerdir. Yaşadıkları bu yerlerde de benzer sorunlar yaşadıkları için Hazar Gölü’nün kuzeyinden batıya doğru göç etmişlerdir.
Avrupa’ya doğru ilerleyen bu topluluklar, burada Alanlar, Ostrogotlar ve Vizigotlarla karşılaşmışlardır. Bu kavimlerin, Hunların baskısından dolayı batıya göç etmeleri, Avrupa’da Kavimler Göçü’nü başlatmıştır.
Ostrogotlar ve Vizigotlar, batıya doğru ilerleyip Roma topraklarına girmişlerdir. Roma’nın ikiye ayrılmasına neden olan bu hareket, Avrupa’daki diğer kavimleri de etkilemiştir. Her biri, diğerinin baskısından dolayı farklı yönlere göç eden Vikingler, Germenler, Angıllar, Saksonlar ve Frenkler gibi kavimler bugünkü Avrupa’nın temellerini atmışlardır.

Yeni Dünya’ya Göçler



Avrupalılar tarafından keşfedilen Amerika ve Avustralya’ya “Yeni Dünya’’ karaları denir. Amerika Kıtası’nın 1492 yılında keşfedilmesinden sonra Avrupa’dan buraya yoğun bir şekilde göçler yaşanmıştır. Amerika Kıtası’na ilk göçler Avrupa’dan gerçekleşmiştir. Kıtanın keşfedildiği dönemde göçler daha az iken sonraları göç yoğunluğu artmıştır.
Avrupa’nın hemen her ülkesinden insanlar bu kıtaya göç etmiştir. Göçlerin 2/3’ünden fazlası Kuzey Amerika’ya gerçekleşmiştir. Bu kıtaya yerleşen Avrupalılar, buraya köle olarak çok sayıda Afrikalı getirmişlerdir. Böylece dünya tarihinde, kıtalar arasındaki en büyük göç hareketi yaşanmıştır.
Avustralya ve Yeni Zelanda’nın Hollanda ve İngilizler tarafından keşfedilmesinden sonra, başta İngilizler olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinden bu yerlere de göçler gerçekleşmiştir.

Mübadele Göçleri



Ülkeler arasında yapılan siyasi anlaşmalarla belirlenen yerlerdeki nüfusun karşılıklı olarak yer değiştirmesine MÜBADELE denir. Mübadele zorunlu bir göç türüdür. İnsanlar gönüllü olarak göç etmezler. Bu tip göçlere en güzel örnek; Lozan Barış Antlaşması sebebiyle Türkiye ile Yunanistan arasında görülen nüfus mübadelesidir. Bu mübadelede yaklaşık 1 milyon 200 bin Rum, Türkiye’den Yunanistan’a ve yaklaşık 450 bin Türk, Yunanistan’dan Türkiye’ye göç etmiştir.

İşçi Göçleri



İşsizlik nedeniyle yapılan göçlere işçi göçleri denilmektedir. Ekonomik gelişmenin yavaş olduğu ülkelerde iş olanaklarının az olması bu göç türünün en önemli nedenidir. Ekonomi yönünden güçlü ve iş olanaklarının bulunduğu ülkelere doğru göç yaşanmaktadır. Bu göç türüne en güzel örnek; II. Dünya Savaşı’na katılan Almanya, Hollanda, Fransa, Belçika ve Avusturya gibi ülkelerin, sınırları içerisinde ortaya çıkan iş gücü açığını kapatmak ve kalkınmalarına hız vermek amacıyla diğer ülkelerden göç almasıdır.
Türkiye’den Avrupa’ya 1960 yılından sonra işçi göçleri yaşanmıştır. 1961 yılında Almanya ile işçi göçü antlaşması imzalanmıştır. Daha sonraki yıllarda Fransa, Belçika, Hollanda, İngiltere, İsveç, Danimarka ve Avusturya’ya işçi göçleri gerçekleşmiştir.

Sosyal Olaylar ve Savaşlar Nedeniyle Gerçekleşen Göçler



Ülkeler arasındaki savaşlar ve ülke içerisinde yaşanan sosyal ve siyasal çatışmalar, insanların göç etmesine neden olmaktadır. Bu göç olayı, hem ülke içinde hem de ülke dışına doğru olabilir. 1951 yılında yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler Anlaşması’na göre; savaş, çatışma veya siyasal baskı sonucu ülkelerini terk ederek başka ülkelere göç edenlere MÜLTECİ (sığınmacı) adı verilir. Bu kişiler; dini, milliyeti, belirli bir toplumsal gruba üyeliği veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm gören veya göreceği korkusu taşıyan ve bu sebeplerle ülkesinden ayrılmak zorunda kalan ve geri dönemeyen kişilerdir.
Sosyal olaylar ve savaşlar nedeniyle gerçekleşen göçlere Naziler döneminde Almanya’dan kaçan yahudileri, Çin’de gerçekleşen komünist devrim nedeniyle kaçan vatandaşları, Suriye’de başlayan iç kargaşa nedeniyle kaçan insanları örnek olarak gösterebiliriz.

Beyin Göçü



Beyin göçü, yüksek eğitim almış veya mesleğinde ileri boyutlara ulaşarak fark yaratmış, çalışma ve araştırma gücü yüksek olan kişilerin gelişmiş ülkelere çalışmak ya da yerleşmek üzere hareket etmelerine denir. Üstün mesleki özelliklere sahip olan kişilerin ve onların sahip olduğu iş gücünün çalışma amacı taşıyarak kendi ülkelerinden ayrılarak gelişmiş ülkelere gitmesi durumudur. Beyin göçü eyleminde en fazla mühendisler, bilim adamları, doktorlar ve diğerleri bulunur.
Uluslararası alanda bu kavram ile ilgili kabul edilen bir tanım bulunmaktadır. Bu tanıma göre; göçün iki ülke arasında olması ön görülmektedir. Ama iki bölge arasında yapılan göç hareketi de sayılmaktadır. Örneğin, bir ülkenin gelişmişlik düzeyleri farkları olan bölgeleri arasında da bu kavram kullanılır. Buradan yola çıkarak beyin göçü, ülkeler veya aynı ülke içerisinde yer alan farklı bölgeler arasındaki gelişmişlik düzey farklarının neden olduğu, ancak daima gelişmişe doğru ilerleyen insan hareketi olarak tanımlamak en doğrusu olur.
Ülkeler veya bölgeler arasında gerçekleşen bu hareketin en önemli iki sermayesi bulunmaktadır Bunlardan biri kafa emeği diğeri ise eğitim düzeyi olarak belirtilmiştir. Genel olarak profesyonellerin, uzmanların ve bilim adamlarının hareketleri olarak tanımlanmaktadır. Bu göç olayında en önemli kriter az gelişmiş olan bir ülke veya bir bölgeden gelişmiş bir ülke veya bölgeye göç etmek gerekir. Bu durumu anlatırken nitelikli eğitimi unutmamak gerekir. 
Günümüzde bu kavram bir sorun olarak da görülmektedir. Bir ülke veya bölgede sosyal ve ekonomik kalkınma için gerekli olan gerekli ve nitelikli insan gücünün kaybı olarak nitelendirilmektedir. Bu durum az gelişmiş ülkeler için ekonomik ve sosyal kalkınma vb. alanlarda pasif bir duruma getirmektedir.

En çok beyin göçü veren ülkeler; Hindistan, Pakistan, Bağımsız Devletler Topluluğu, Çin, Filipinler, Cezayir, Fas, Tunus, İran, Mısır, Nijerya ve Türkiye'dir.  En çok beyin göçü alan ülkeler; ABD, Kanada, Avustralya, Almanya, Fransa, İsviçre, İsveç, Norveç'tir.

Beyin göçünün nedenleri;


  • İşsizlik
  • Sosyal sorunlar
  • Araştırma imkanlarının olmaması
  • Yetersiz teknoloji
  • Siyasal sorunlar
  • Güvensizlik
  • Kötü çalışma koşulları
  • Yüksek yaşam standartına ulaşma isteği


Doğal Afetlerin Neden Olduğu Göçler



Deprem, tsunami, sel, volkanik patlama, çölleşme, heyelan, yangın, kasırga, hortum gibi doğal afetlerin neden olduğu göçlerdir. Bu doğal afetler insanların daha güvenli yerlere göç etmesine neden olmaktadır.
Geçmişte doğal afetlerin neden olduğu bazı göçlere Türklerin 4. ve 5. yüzyılda Orta Asya’dan kuraklık nedeniyle yapılan göçleri, ABD Kaliforniya eyaletinde meydana gelen deprem nedeniyle bölge dışına yapılan göçleri, Aral gölünün sularının aşırı kullanımı sonucu, göl sularının çekilmesi sonucu verimsizleşen topraklar nedeniyle yapılan göçleri, Kırgızistan’da 1994 yılında meydana gelen toprak kayması (heyelan) sonucunda 270 bin kişinin göç etmesini, 17 Ağustos 1999 yılında meydana gelen Büyük Marmara Depremi sonucu bölge dışına yapılan göçleri örnek olarak gösterebiliriz.



Write & Read to Earn with BULB

Learn More

Enjoy this blog? Subscribe to Yakışıklı Serdar

7 Comments

B
No comments yet.
Most relevant comments are displayed, so some may have been filtered out.