İNOVASYONUN GÖSTERGELERİ VE KAYNAKLARI

H3V3...1HBz
21 Apr 2024
42


İnovasyon Göstergeleri ve Ölçümü


Avrupa Komisyonu’na göre inovasyon; devamlılık arz eden, sürekli değişim ve gelişim gösteren dinamik bir yapıdır. Bu yapıya sahip bir sürecin ölçümü ve değerlendirilmesi basit bir yöntem ile mümkün değildir. Bu nedenle, 2001 yılından bu yana EIS (European Innovation Scoreboard)  altında bir rapor yayınlanmakta ve bu raporda çeşitli veriler ve inovasyon performansları incelenmektedir. Bu rapora göre EIS tarafından incelenen temel ve önemli olan inovasyon göstergelerine değinilecektir.


1. Araştırma ve Geliştirme (AR-GE)

İnovasyonun ayrılmaz bir parçası niteliğinde olan AR-GE faaliyetlerine ve ülkenin beşerî sermayesini oluşturan AR-GE personeline yapılan yatırım mikro ve makro bazda büyümeyi de beraberinde getirecektir. Bunun bilincinde olan firmalar kendi bünyelerinde ayrı bir departman oluşturarak bu alanda işgücünün niteliğini artıracak eğitimlere önem vermekte ve yenilikçi projelerde görevlendirilmek üzere AR-GE uzmanları istihdam etmektedir. Firmaların AR-Ge departmanları bünyesinde yapılan çalışmalar neticesinde ortaya çıkarılan AR-GE projeleri ilk aşamada prototiplerin üretilmesini ve devamında ise teknoyatırım projeleri ile piyasaya yeni ürün ve hizmetlerin sürülmesini beraberinde getirmektedir.

AR-GE tarafından gerçekleştirilen faaliyetlerden bazıları şu şekilde sıralanmaktadır.

·      Teknolojik ve bilimsel alandaki bilinmezlik ve belirsizlik ortamını dağıtmak amacıyla teknoloji ve bilimin gelişmesine katkı sağlayacak yeni bilgilerin elde edilmesi,
·      Üretim sistemlerinin geliştirilebilmesi için yeni yöntem, süreç ve işlemlerin araştırılması ve geliştirilmesi,
·      Yeni ürün, süreç ve hizmetlerin oluşturulabilmesi için yeni yöntem ve tekniklerin oluşturulması,
·      Ürünlerin kalite standartlarını bozmadan maliyetlerini düşürecek ve performanslarını artıracak yeni teknik ve teknolojilerin araştırılması,
·      Özgün tasarıma dayalı yazılım faaliyetlerinin geliştirilmesidir.

AR-GE adına yapılan harcamalar yeni ürün, hizmet veya süreçlerin geliştirilmesinde, ithal edilen veya mevcutta bulunan teknolojilerin etkin bir şekilde kullanılmasında, bu teknolojilerin modifikasyonu ve adaptasyonunda oldukça önemlidir. Bu bakımdan, ülkelerin son yıllardaki gelişmişlik farkı bilim ve teknolojide yaşanan gelişmelerin boyutundan kaynaklanmaktadır. Bilim ve teknolojide oluşacak gelişmeler ise AR-GE çalışmaları sayesinde mümkün olmaktadır.


2. Patent

Patent, özü itibariyle teknik bir soruna getirilen teknik bir çözümü ifade etmektedir. Mevcut sorunlara ilişkin getirilen çözümler veya geliştirilen yeni bir tekniğin patent olarak kabul edilebilmesi için belli başlı bazı kriterlere olan uygunluğuna bakılmaktadır. Bu kriterler:

·      Yenilik: Teknik soruna getirilen çözümün yeni olması yani farklı bir ifade ile patent müracaatının yapıldığı tarihten önce buluş ile ilgili bilgilerin daha öncesinde bilinmiyor olması gerekmektedir.
·      Buluş Basamağı: Buluşun bir bilirkişi tarafından tekniğin mevcut durumundan kolaylıkla anlaşılamayacak nitelikte olması gerekmektedir.
·      Sanayiye uygulanabilirlik: Buluşun teknik çözüme ilişkin sanayinin herhangi bir kolunda işlevsel olarak kullanılabilir olması gerekmektedir.

 AR-GE faaliyetlerinin ve yatırımlarının yanında bir firma veya ülkenin teknolojik ve bilimsel anlamda gelişmişliğin bir diğer göstergesi alınan patent sayılarıdır. AR-GE adına yapılan harcamaları inovasyon faaliyetleri adına bir girdi olarak düşünürsek, bunun sonucunda alınan patent sayılarını da bu faaliyetlerin ve harcamaların bir çıktısı olarak değerlendirmeliyiz. Bu noktada AR-GE’nin sadece teknolojik inovasyon ile alakalı olmadığını mevcut ya da ithal edilen ürün ve hizmetlerin daha iyi kullanılmasını da kapsadığını belirtmekte fayda var. Bu nedenle, AR-GE harcamaları ile patent sayıları arasındaki ilişkiyi birebir değil, birbirine paralel olarak düşünmek daha sağlıklı bulgular elde edilmesini sağlayacaktır .


3. Eğitim

İnovasyonun en temel göstergelerinden biri de eğitimdir. Teknolojinin sağladığı hız ve etkileşim ağı sayesinde sürekli ve hızlı bir şekilde gelişen ve değişen bilgi ekonomisinde rekabet edebilmek, değişen toplum yapısının beklentilerini karşılık verebilmek için gerekli olan bilim ve teknoloji seviyesine ulaşmak; inovasyonun sürekliliği ile mümkündür. Bu süreklilik ise yaratıcı zekâya bağlı olmakla beraber eğitim ciddi bir önem arz etmektedir.

Teknolojide bir ilerleme kaydetmenin veya bir buluş oluşturmanın kaynağı insan gücüdür. İleri yönde bir gelişme sağlamak ve inovasyonu sürekli hâle getirebilmek adına bireylerin yetişmesini sağlayan eğitim sistemlerindeki kalite, bilgi çağının en önemli ve en temel unsurlarındandır. İnsandan beklenen yararların sağlanması için insan kaynağının iyi yetiştirilmesi gerekir ki bu ancak ve ancak eğitim ile mümkün olacaktır.


4. Beyin Göçü  

Gelişmiş ülkeler işgücü ihtiyacını gelişmekte olan veya gelişmemiş ülkelerden temin etmektedir. Bu durum ekonomik dengesizliğin de artmasına neden olmaktadır. Her ne kadar gelişmiş ülkeler işgüçlerini karşıladıkları ülkelere maddi yardımda bulunuyor olsalar da yapılan bu maddi destekler alınan işgücünü karşılamamaktadır.

Beyin göçünün önüne geçebilmek için öncelikle bunun sebeplerini tespit etmek ve bu yönde gerekli tedbirleri almak gerekir. Beyin göçünün temel sebebi, dünya ekonomisinin bir tarafta yüksek teknoloji ile endüstrileşmiş olan, diğer tarafta ise sermaye yetersizliğiyle boğuşan tarıma dayalı ekonomiye sahip olan ikili yapıdaki ülkelerden oluşmasıdır. Beyin göçüne sebep olan faktörler itici ve çekici olarak sınıflandırılmaktadır. İtici faktörler; ekonomik sebepler, bilim ve teknoloji ile alakalı sebepler ve işsizlik başlıkları altında toplanırken, çekici faktörler daha yüksek maaş ve ücret, daha iyi yaşam standartları ve araştırma olanakları, gelişmiş bir eğitim sistemi, vasıflı çalışan ihtiyacının yüksek olması, buluş ve teknolojik inovasyonların maddi anlamda yüksek gelirler sağlaması başlıkları altında toplanır. Bu itici ve çekici faktörler, küreselleşen dünyada beyin göçüne neden olmaktadır. Beyin göçü veren ve alan ülkelerdeki inovasyon faaliyetleri de bu durumdan oldukça etkilenmektedir. Bu nedenle, inovasyon sağlamak ve bunu sürekli hale getirebilmek için beyin göçü vermenin önüne geçilmelidir.


5. Yüksek Teknoloji İhracatı

Bir ülke ihracatının yüksek teknoloji ağırlıklı olması, o ülkenin teknoloji üretimi konusunda diğer ülkelere göre ne kadar ileri seviyede olduğu gösteren ve bilgi ekonomisiyle bağlantılı olan küreselleşme olgusu açısından aydınlatıcı bir göstergedir.

Eurostat veri tabanına göre yüksek teknoloji olarak kabul edilen ürünler şunlardır:

● Bilgisayar, elektronik ve optik malzemelerin üretimi,

● Temel eczacılık ve eczacılık ile ilgili malzemelerin üretimi,  

● Hava taşıtı, uzay aracı ve bunlarla ilgili malzemelerin imalatıdır.

Bir ülke, dışa bağımlı olmadan bu ürünleri kendi bünyesinde imal ediyor ve ihracatını gerçekleştirebiliyorsa, bu durum inovasyon adına atılmış oldukça önemli bir adımdır ve olumlu göstergedir. Yüksek teknoloji ihracatını gerçekleştirebilen bir ülke, inovasyon stratejilerini başarılı bir şekilde yürütüyor demektir.


6. Araştırmacı Sayısı

Araştırmacı, inovasyon ve AR-GE süreçlerinin başkahramanıdır. Yeni bir bilginin, ürünün, metodun, hizmetin veyahut tekniğin ortaya çıkış aşamalarında merkez konumunda görev alan kişiler araştırmacılardır. Bu nedenle bir ülkede veya firmada bulunan araştırmacı sayısı, inovatif gelişmeler açısından oldukça önemli bir göstergedir.

Ar-Ge faaliyetlerinin başarılı bir şekilde yürütülmesi ve bu faaliyetlerin etkin bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için bu alanda nicel ve nitel açıdan zengin personel istihdam edilmesi gerekmektedir. İnovasyon faaliyetinin yürütüleceği konuda yetkinliği olan yerli ya da yabancı bir uzman istihdam etmek, yurtiçi ya da yurtdışı Ar-Ge kurumlarından hizmet almak, firmanın rekabet avantajı elde etmesinde oldukça önemlidir.


İnovasyonun Önemi ve Kaynakları


İnovasyonun toplum ve ekonomilere sağladığı faydalar maddeler halinde şöyle gösterilmektedir:

·      Toplumsal refah artışına neden olur.
·      Yaşam standartlarının artmasını sağlar.
·      Sürdürülebilir ekonomik büyümenin gerçekleştirilebilmesine olanak tanır.
·      İstihdamın arttırılmasına yardımcı olur.
·      Etkin ve verimli kaynak kullanıma destek olur.
·      Yeni hammadde kaynaklarının ortaya çıkarılmasına imkân verir.
·      İhracatın artmasını sağlar.
·      Patent sayılarının artmasına neden olur.
·      Bölgesel kalkınmanın gerçekleşmesine yardımcı olur.
·      Enerji kaynaklarının kullanımında etkinlik sağlar.
·      Girişimciliği arttırır.
·      Dışa bağımlılığı azarlatır.

Beklenmedik şekilde ortaya çıkan gelişmeler, uyumsuzluk durumları, süreç ihtiyaçları ile pazar ve endüstri yapısı içinde meydana gelen değişmeler olmakla birlikte içsel inovasyon kaynaklar olduğu gibi inovasyonel faaliyetlerin ortaya çıkmalarına imkan sağlayan pek çok dışsal kaynaklarda bulunmaktadır. Söz konusu dışsal kaynaklar; yeni bilgi, demografik yapı üzerindeki değişiklikler ve algılamada meydana gelen değişiklikler olarak değerlendirilir.


1. Beklenmedik Durumlar

Beklenmedik bir başarı veyahut başarısızlık, firmaların inovasyon yapmalarına neden olacak ilk kaynak olarak tanımlanmaktadır. Beklenmedik bir başarı yakalanması firmaların karşısına inovasyon fırsatı çıkarır. Firmalar bu fırsatı değerlendirdiği taktirde inovasyon adına başarı elde etmiş olurlar. Fakat bu fırsat, beklenmedik bir başarıdan sonra ortaya çıktığı için çoğu zaman rehavet nedeniyle gözden kaçırılır ve bu inovasyon fırsatı risk bakımından oldukça düşük olmasına rağmen hayata geçirilmez. Karşıt durumda, yani beklenmedik bir başarısızlıkta ise durum tam tersidir. Aniden karşılaşılan ve önlem alınmamış bir başarısızlık neticesinde firmalar bu durumu düzeltebilmek için yeni bir çaba içine girer ve bu aşamada inovasyon firma adına fırsattır.


2. Uyuşmazlıklar

İçsel inovasyon kaynağı olan uyumsuzluklar, firmanın aldığı kararlar ile sonuçlar arasındaki tezat durumlar ya da bir sürecin işletilmesini zora sokan gelişmeler nedeniyle bu olumsuzluğu ortadan kaldırmak için ortaya çıkan yeni fikirlerdir.

Drucker, olması beklenen durum ile mevcut durum arasındaki çelişkiyi uyuşmazlık olarak tanımlamaktadır. Bu uyuşmazlığın oluşması yapılan bir hatanın sonucudur ve bu hata firma adına fark edildiği vakit bir inovasyon kaynağı olarak kullanılabilir.


3. Süreç İhtiyaçları

Süreç gerekleri; bir üretim ya da pazarlama işlemini daha basit ve ulaşılabilir hale getirmek için firmanın ortaya attığı ve süreçte iyileşmelere neden olan yeniliklerdir.

Bir firmada kullanılmakta olan bir süreç, gerekli talebi ve ihtiyacı karşılayamayacak duruma geldiği noktada bu sürecin değiştirilmesi ve iyileştirilmesi gerekmektedir. Bu değişim ve gelişim de sürecin herhangi bir noktasındaki ufak bir değişim veyahut yeni bir ekleme şeklinde ise adımsal inovasyon olarak tanımlanırken; sistemin yeniden tasarlanması olarak gerçekleştiği takdirde ise radikal inovasyon olarak tanımlanabilir.


4. Endüstri ve Pazar Yapısı

Endüstri ve pazar yapısı durağan değil, sürekli değişim halinde olan dinamik bir hâldedir. Bu dinamik yapı içerisinde konum almaya çalışan firmalar ise harekete uyum sağlamalı ve bunun gerekliliklerini yerine getirmeye çalışmalıdırlar. Bu gereklilikler ise inovasyon ile mümkündür. Fakat burada önemli olan nokta, firma yetkililerinin piyasalardaki dinamik yapıyı kabul etmeleridir. Çünkü çağın gerisinde kalmak ve teknolojik gelişmelere ayak uyduramamak firma adına zarar getirecektir. Bu nedenle dinamik yapı kabul edilmeli, endüstri ve pazar yapısı iyi analiz edilerek sistem içinde gerekli değişiklikler inovasyon ile sağlanmalıdır. Volkswagen’in 1960 yılında endüstri ve pazar yapısını analiz ederek Beetle modeli ile küresel pazara adım atması, bu sektörde oldukça önemli bir inovasyon örneğidir.

 

5. Demografik Değişimler

Doğum, ölüm ve göç hareketleri, mevcut nüfusun evlilik, eğitim ve geçim kaynakları gibi hem ekonomik hem de sosyal yönleri demografi tarafından incelenmekte ve zaman içinde tüm bu unsurlarda meydana gelen değişimler kayıt altına alınmaktadır. Meydana gelen bu demografik değişimlerin herhangi bir ürün veya hizmetin üretim, satış ve pazarlama süreçlerine olan etkisi ise oldukça büyüktür. Ürün veya hizmetlerin üretim şekli, pazarlama kanalı, satış fiyatı ve satışının yapılacağı bölge  gibi birçok etken demografik değişimler temel alınarak hazırlanmalıdır.

Firma, demografik yapıda meydana gelen değişiklikleri, potansiyel tüketicilerin tercih, zevk ve ihtiyaçlarını dikkate almak zorundadır. Bu durum yeni gelişecek olan ihtiyaçlara cevap verebilmek için firmaları inovasyona yönlendirebilecektir.


6. Algısal Değişimler

Algıya dayalı gerçekleştirilen inovasyonların gücü şirket yöneticileri tarafından da kabul edilmektedir. Fakat aynı zamanda algısal inovasyonlar pratik olmadığı ve zamanından önce kullanıldığında tehlikeli sonuçlara sebep olması gerekçesi ile yine aynı şirket yöneticileri tarafından çok tercih edilen bir seçenek değildir. Bu sorunların önüne geçebilmek için ilk olarak algıdaki değişikliğin kalıcı mı yoksa gelip geçici bir heves mi olduğu iyi anlaşılmalıdır. Sonrasında ise gerekli analizler buna göre yapılarak süreç ilerletilmelidir. Riski azaltmak için algıya dayalı inovasyonlar oldukça küçük çaplı başlayıp nitelikli bir şekilde devam etmektedir.


7. Yeni Bilgi

Yeni bilgi kavramı inovasyonun etki alanı bakımından önem arz etmektedir. Yeni bilgi gerektiren inovasyonlar en zor ortaya çıkan inovasyonlardır. Var olmayan bir nesne, ürün veya hizmeti ortaya çıkarmak tarihsel bir olaydır. Bu tür inovasyonlar dünya tarihinde yeri olan inovasyonlardır.

İnsanoğlu binlerce yıllık tarihsel yolculuğu boyunca hep aklını kullanmış, bilgiye her zaman için önem vermiş ve akıp giden zamanla birlikte hep sahip olunan bilginin üzerine bir şeyler ekleyerek sürecin devamlılığını sağlamıştır. Yaradılıştan günümüze kadar olan süreçte yaşanan savaşlar, salgın hastalıklar, doğal afetler ve insanoğlunun acımasızlığı değerlendirildiğinde türümüzün onlarca yıl önce yok olmuş olması beklenebilirdi. Meydana gelen herhangi bir doğal afet veya salgında yaşananları tecrübe etmiş ve bir daha aynı sıkıntıların yaşanmaması adına gerekli önlemleri sahip olduğu bilgiler sayesinde almıştır. Ateş ve tekerleğin icadı ile yetinmemiş ve günümüzde sahip olduğumuz tüm teknolojik gelişmelerin oluşabilmesi için gerekli olan altyapıyı yine bilgi sayesinde sağlamıştır.

Sosyal, bilimsel veya teknik bilgilerdeki değişimler, yeni pazar ve ürün inovasyonları oluşturabilmek için birer fırsat yaratır. Bundan dolayı inovasyonlar, bir bilgi çeşidi yerine birden daha çok bilginin birlikte kullanılmasına gereksinim duyulur.


Drucker, F. Peter. (2017). İnovasyon ve Girişimcilik – Uygulama ve İlkeler. (Çeviri) Optimist Yayım Dağıtım, İstanbul.

Freeman, C. (1982). “Innovation and Long Cycles of Economic Development, Economics  Department“, University of Campinas, Brazil.

TÜBİTAK (2006). Oslo Kılavuzu, Yenilik Verilerinin Toplanması ve Yorumlanması için İlkeler (Çev.) 3. Baskı, OECD-Eurostat Yayını, Ankara.

TPE (2022). Patent\Faydalı Model Başvuru Kılavuzu.



Write & Read to Earn with BULB

Learn More

Enjoy this blog? Subscribe to improbable

1 Comment

B
No comments yet.
Most relevant comments are displayed, so some may have been filtered out.