Dijital dünyada korku ve keyfin tanımı : FOMO ve JOMO

HwUs...RXq4
11 Feb 2024
30

FOMO ve JOMO kavramları dijital dünyada korku, kaygı ve keyfin yeni tanımı olarak karşımıza çıkıyor.
FOMO — Fear of Missing Out, basit anlatımıyla, korku, endişe ve geride kalma korkusunu tanımlıyor. Günümüzde sosyal medyanın yaygın kullanımı da maalesef insanların FOMO hastalığına yakalanmasına kapı aralayan önemli bir etken.
JOMO ise FOMO’nun tam tersi. JOMO ya da Joy of Missing Out, kişinin kaçırmak istemediği şeyleri kaçırmaktan keyif aldığı bir durumu ifade ediyor. Bir şeyleri bırakmış olmanın rahatlığı olarak tanımlansa da, verimsiz olmak, üretmemek veya sorumlulukları yerine getirmemek anlamına gelmiyor.
Peki, FOMO ve JOMO arasındaki fark nedir?
FOMO olarak adlandırılan korku ve kaygı duygusu, sadece sosyal medyadaki trendler için geçerli olma olasılığını değil, bir birey tarafından önemli kabul edilen tüm yönleri içerir. Örneğin, akranları arasında başarılı olamama korkusu, satın almayı hedeflediği üründeki indirimi kaçırma endişesi, pek çok insanın gittiği bir mekana gidememiş olma veya modaya uygun giyinememe kaygısı gibi. JOMO ise bir kişinin bir şeye karşı nasıl davranması gerektiğine ilişkin tutumu olarak tanımlanıyor. Anı yaşama, sahip olduğu şeyden veya andan mutlu olma, akışta kalma, herkesin rağbet ettiği şeylere kimi zaman ilgi duymamayı seçme gibi davranışlar JOMO için örnek olabilecek durumlar.
Diponegoro Universitesi’nden Psikolog Adi Dinardinata, JOMO ve FOMO arasındaki bağlantıya ilişkin şu görüşü bildirmiş : “Eğer bir şeyi atlamaktan hoşlanıyorsak, hiçbir şey yapmamaktan da hoşlanıyoruz demektir; oysa bundan hoşlanmak iyi bir şey değildir, çünkü üretken değildir. İstediğimizin peşinden koşmak da bir sorundur, mutlu olsak bile. İyi bir yol orta yoldur, orta yol, sağlıklı olan güncellemeye devam etmek istememiz ama aynı zamanda kendimizi her zaman güncellemeye zorlamamamızdır. Başka bir deyişle, güncel kalma arzusunun dışarı atılmaması ama aynı zamanda zorlanmamasıdır.”
FOMO’nun Olumsuz Etkileri
Kişinin pek çok konuda geride kalmaktan korktuğu bir durum olan FOMO giderek artan endişe ve korku duygularımızı tetikleyerek pek çok kötü sonuca sebebiyet verebilir. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir:
1. Tehdit altındaki akıl sağlığı koşullarının oluşması
JOMO’dan çok daha farklı olarak FOMO, içimizde bir şeye karşı korku hissinin doğmasına neden olan bir takıntı olarak da adlandırılabilir. Bu korku hissi bizi tatminsiz, daha az minnettar, stresli hissetmeye, paranoyak olmaya teşvik edebilir ve kontrol edilmediği takdirde ruh sağlığımızı tehdit edebilir. Dahası, FOMO’dan etkilenen insanlar kendilerini başkalarıyla kıyaslamaktan neredeyse hiç vazgeçmezler. Aynı zamanda şükran duygusunu da tamamen yitirmeye kadar varan sonuçlara yol açabilir.
2. Çevredeki insanlarla sosyal ilişkilerin bozulması
FOMO’dan etkilenen kişiler, JOMO’dan farklı olarak, zihinlerini önemli gördükleri bir şeye odaklar ve her zaman bu konuda güncel olmak için ellerinden gelenin en iyisini yapma yönünde davranış geliştirirler.
Bu davranış, kişinin içine kapanmasına, çevresindeki insanlarla iletişim kurmakta zorlanmasına ve hatta kendi düşünceleriyle uyumlu olmayan insanları küçümsemesine neden olabilir.
3. Dürtüsel veya savurgan yaşam tarzına eğilim
Geride bırakılma korkusu, bunu hisseden herkesi mantığın ötesinde hareket etmeye ve her şeyi yapmaya istekli olmaya sevk edebilir. Egoyu ve korkuyu tatmin etmek için şuursuzca para harcamak da buna dahildir.
Bir kişinin otomotiv veya kişisel bakım ürünleri gibi yeni bir trendin FOMO’suna maruz kaldığını düşünün. Bu kişinin her ay bu trendleri takip edebilmek için çok fazla para harcaması bir süre sonra kaçınılmaz olabilir.
Peki, JOMO’yu yani kaçırdıklarımızdan keyif almayı günlük hayatımıza nasıl uygulayabiliriz?
Uygulayabileceğiniz yollardan bazıları şunlardır:
1. Neyi başarmak istediğinize odaklanın
JOMO’yu uygulamanın ilk yolu, hangi hedeflere ulaşmak istediğimizi kesin olarak bilmek ve buna odaklanmaktır. Dikkatinizi dağıtma potansiyeli olan veya hedeflerinizle ilgisi olmayan şeyleri net olarak kendinize itiraf edip bir kenara bırakın. Bu şekilde, en son trendleri takip etmek için kolayca yönlendirilmezsiniz.
Yalnızca neyi başarmak istediğinize odaklanmakla kalmamalı, aynı zamanda bunun peşinden gitmeyi de taahhüt etmelisiniz. Bu bakış açısı net bir zaman hedefi olan bir dizi hareket planı da oluşturmanıza da imkan sağlar.
2. Sosyal medya kullanımını sınırlayın
JOMO’yu uygulamanın ikinci yolu sosyal medya kullanımını sınırlamaktır. Sosyal medya FOMO’yu tetikleyen faktörlerden biridir. Sosyal medyada birçok insan hayatlarının olumlu yönlerini paylaşma ya da gösterme eğilimindedir. Bunu yapmak elbette doğaldır çünkü temelde hiçbir insan kötü olarak görülmekten hoşlanmaz.
Ancak, sosyal medyada gördüklerimizin gerçek hayatta her zaman bu şekilde görünmediğini unutmayın. Bu nedenle, kendinizi başkalarıyla kıyaslamaya kalkışmak sizin için gereksiz ve yorucu bir eylem olabilir.
Yine de cep telefonunuzla vakit geçirmekten kendinizi alıkoyamıyorsanız daha az önemli bildirimleri kapatmak, sadece iş e-postaları ve rafine edilmiş önemli bildirimleri açık tutmak da destekleyici bir tutum olabilir.
3. Size iyi gelen insanlarla daha fazla zaman geçirin
Daha önce de belirtildiği gibi, FOMO sosyal hayatımız üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir. JOMO aracılığıyla, sevdiklerinizle kaliteli zaman geçirmek için uygun zamanı ayırmaya kafa yorabilirsiniz. Bu zaman kimisi için aile bireyleri ve arkadaşlarla geçirilen, kimisi içinse kişiyi besleyen veya ona bir şeyler katarak değer yaratan insanlarla, uğraşlarla veya sosyal ortamlarda geçirilen zaman olabilir. Bazen aradığımız anlamı bu şekilde yaratmak veya zenginleştirmek de ummadığımız sihirli bir değneğe dönüşebilir.
JOMO ile yaşadığımız hayatı herkese gösterme derdine düşmek yerine daha fazla anda kalabilmeyi, yaşadığımız anlar ve o anlarda sahip olduğumuz şeyler için şükretmeyi daha sık hatırlayabilir, ulaşmayı istediğimiz ana hedefe daha iyi odaklanabiliriz.

BULB: The Future of Social Media in Web3

Learn more

Enjoy this blog? Subscribe to clubtroy

0 Comments