Dünyanın en inanılmaz ve en ilginç yerleri!

Bambu Ormanları – Japonya 

Bambu ormanına ziyaret edenleri 500 metrelik yürüyüş parkuru karşılar. Geniş yürüyüş parkurunda bambuların arasından güneşin zorlukla size ulaşmaya çalıştığı yemyeşil ortamda rüzgârın bambuların arasından size ulaşırken yansıttığı sesi ile keyifli bir yürüyüş yapıp bambuların ve ormanın resimlerini çekebilirsiniz.

Yellowstone Milli Parkı 

Amerika Birleşik Devletleri’nin ve dünyanın en önemli sit alanlarından biri kabul edilen Yellowstone Ulusal Parkı, her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor. ABD'ye gidenlerin vakit ve bütçe ayırıp mutlaka görmesi gereken yerler arasında olan park, her yıl yaklaşık olarak 4.3 milyon ziyaretçi ağırlıyor.


1 Mart 1872'de dönemin ABD Başkanı Ulysses S. Grant'ın imzasıyla ABD'nin ve dünyanın ilk ulusal parkı olma özelliğini kazanan Yellowstone Ulusal Parkı (Yellowstone National Park), Amerika Birleşik Devletleri'nin Idaho, Montana ve Wyoming eyaletlerinin kesiştiği noktada yer alıyor. Büyüklüğü yaklaşık olarak 8987 kilometre kare olan Yellowstone Ulusal Parkı'nın %96'sı Wyoming'de, %3'ü Montana'da ve %1'lik bir kısmı da Idaho eyaletinde bulunuyor.


Yellowstone Ulusal Parkı'nın içerisinde üç yüzden fazla gayzer (bunların en ünlüsü her doksan bir dakikada bir püsküren Old Faithful'dur), iki yüz doksandan fazla da irili ufaklı şelale var. Dünyadaki sıcak su kaynaklarının yarısı Yellowstone Ulusal Parkı'nda ve bu sıcak su kaynaklarının sayısı on bini aşıyor. ABD'nin en büyük, dünyanın ise en büyük üçüncü kaplıcası olan Grand Prismatic Spring de Yellowstone Ulusal Parkı'nda yer alıyor.Yalnızca yer altı kaynakları değil parkın ev sahipliği yaptığı canlı türleri de oldukça çeşitli. Kuşlar, balıklar, sürüngenler, memelerin yüzlerce türü Yellowstone Ulusal Park'ını yuva olarak benimsiyor. Parkta özellikle Kuzey Amerika Boz ayısı, bizon, antilop, çakal ve vaşaklar yoğunluğu ile göze çarpıyor. Yellowstone Ulusal Parkı bizon sürüsü, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en eski ve en büyük bizonu sürüsü.Maalesef parkta her yıl orman yangınları meydana geliyor. Özellikle 1988'deki büyük orman yangınlarında parkın yaklaşık üçte biri yandı. Parkta ayrıca bin yedi yüzden fazla ağaç ve diğer vasküler bitki türleri yer alıyor. Bunların dışında egzotik sayılan yüz yetmiş tür bitki çeşitleri de var.

Hillier Gölü Batı Avustralya)

Hillier Gölü, Batı Avustralya'nın Recherche Takımadaları'nda yer alan Middle Island adasında bulunan bir tuz gölüdür. Tuz oranı yüksek olan gölün suları parlak pembe rengindedir. Hillier Gölü’nün pembe rengi, tuzlu sularında Dunaliella salma türü bir su yosunu bulmayı uman bir grup bilimci tarafından 1950’li yıllarda incelenmiş.


Bu yosun çok tuzlu sularda kırmızı pigment üretiyor ve anakaradaki Esperance Gölü gibi Avustralya’nın diğer pembe renkli göllerine renk katıyor. Middle Adası’ndaki pembe göl Hillier’e ait ilk kayıtlar ise 1802 yıllarına kadar gidiyor; İngiliz gemici vehidrograf Matthew Flinders Sidney’e doğru giderken bu adaya uğramış.


Flinder’ın ziyaretinden sonra adaya ticari amaçlarla kısa süreliğine gidenler olmuş. 1820 ile 1840’lı yıllar arasında fok ve balina avcıları adaya yerleşmiş. Ayrıca 20. yüzyılın başından itibaren Hillier gölü’nden tuz çıkarılmış ancak tuz üretimi sadece on yıl sürebilmiş ve o tarihten bu yana ada ve pembe gölüne pek uğrayan olmamış.

Bryce Canyon National Park, Utah, USA) 

ABD'nin Utah eyaletindeki Bryce Kanyonu Ulusa0l Parkı, 145 km2'lik bir alanı kaplıyor. Aslında bir kanyon olmayan Bryce Kanyonu, Paunsaugunt Platosu'nun doğu tarafında bulunan ilginç bir doğal oluşum.


Adını bu bölgeye 1853 yılında yerleşen ilk kişi olan Ebenezer Bryce'den alan kanyonda; rüzgar, su ve buz erozyonuyla oluşmuş çok sayıda peribacası bulunuyor. Bu oluşumlar, biçimleri ve oluşum şekilleri yönüyle Kapadokya'daki peribacalarına benziyor.


Ulusal Park'ta bulunan kırmızı, turuncu ve beyaz renkli taşlar ise eşsiz görünümleriyle hayranlık uyandırıyor. Bryce Kanyonu, 2400 metre rakımıyla yakınlarında bulunan Zion Kanyonu ve Büyük Kanyon'dan daha yüksekte yer alıyor.
Bryce Kanyonu ve yöresi, 1923 yılında Ulusal Anıt ilan edinmiş ve sonraki yıl milli park olarak düzenlenmiş.

Saklı Plaj – Meksika

Meksika’da yer alan Saklı Plaj, görüntüsü ile oldukça ilginç bir yer. Diyebileceğimiz tek şey çukurun içerisindeki bir kumsala benziyor. Meksika’nun Puerto Vallarta kenti içerisinde Marieta Adaları’ndaki Saklı Plaj, değişik yapısı ile kendisini ziyaret edenleri şaşırtıyor. Dünyanın en ilginç yerleri arasındaki Saklı Plaj’ın diğer isimleri ise Aşkın Kumsalı. Herhalde koskocaman bir adanın içerisinde yıllarca gizli bir şekilde kaldığı için aşkın kumsalı denmiştir buraya.


Buranın ilk kez keşfedilmesinin öyle ilginç bir hikayesi de yok. Meksika hükümetinin askeri tatbikatları esnasında burada büyük bir patlamanın meydana gelmesi ile Saklı Plaj keşfedilmiş. Meksika hükümeti ise burayı keşfeder keşfetmez milli park statüsü vermiş. Keşfedildiğinden bu yana da buranın bozulmamasının en büyük nedenlerinden biri ada içerisinde adaya zarar verebilecek her türlü şey yasak. Bu yasaklara hatta balıkçılıkta dahil. Suyun rengi turkuaz ve beyaz kumlarla birleşince harika bir görüntü ortaya çıkıyor. Ee her zaman bir çukurun içerisindeki berrak suyun içerisine girmek nasip olmaz. O yüzden hem yerli hem de yabancı turistlerin oldukça ilgisini çekiyor. 😊 Aynı zamanda adanın ekosistemi de oldukça zengin. Hatta burada bir balina ile karşılaşabilirsiniz.


UNESCO Dünya Mirasları Listesi içerisine dahil edilen Saklı Plaj’a ise ulaşım biraz zor. Buraya gelmek için öncelikle Puerto Vallarta’ya gitmeniz oradan da tur rehberleri eşliğinde helikopterlerle Saklı Plaj’a gelmeniz gerekiyor.

Gansu Zhangye Ulusal Jeoparkı (Gökkuşağı Dağları) – Çin

Çin’in Gansu bölgesindeki Zhangye Danxia Jeoparkı; kırmızı, turuncu, yeşil, sarı renklerdeki kayalardan oluşuyor. 24 milyon yıl önce gerçekleşmiş tektonik hareketlerle oluşmuş bu kayalar kum taşı ve diğer minerallerin sonucunda ortaya çıkmış. 2010 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan Gansu Zhangye Ulusal Jeoparkı milyonlarca yıllık süre boyunca rüzgâr ve yağmurların, bu renkleri katman katman birleştirerek rengarenk bir hale getirmiştir.

The Dark Hedges – İrlanda

Adeta bir korku filmi sokağına benzeyen The Dark Hedges, 18. Yüzyılda dikilmiş kayın ağaçlarından oluşmuş doğal bir tüneldir. Stuart Ailesi tarafından evlerinin giriş arazine diktikleri 150’den fazla ağaç zamanla büyüyüp iç içe geçerek sokağı karanlık bir görüntüye bürümüştür. Kasvetli havası nedeniyle insanı ürperten bir görünümü olan bu sokak aslında gün batımı saatlerinde sokakta yürüyüş yapmak için keyifli bir akşam etkinliği olabilir. Farklı şekillerde büyümüş ağaç dallarının oluşturduğu garip gölgelerden ürkmemenizi söyleyebiliriz. İngiltere ve İrlanda’dan çeşitli gezi turlarıyla Dark Hedges bölgesini ziyaret edebilirsiniz.

Machu Picchu – Peru

Günümüze kadar çok iyi korunarak gelmiş bir İnka antik şehridir. 7 Temmuz 2007’de Dünyanın yedi harikasından biri seçilmiştir. Ant Dağlarının bir dağının zirvesinde yer alır ve 2.430 metre yüksekliğe sahiptir. 1983’te Unesco bölgeyi Dünya Mirasları Listesine almıştır. Şehir mimarinin mutlak başyapıtı ve İnka Medeniyeti’nin benzersiz tanığı olarak ifade edilmiştir.
Şehir, Urubamba Vadisi üzerine kurulu ve Peru’nun Cusco şehrine 88 kilometre mesafede. İnkalı bir hükümdar olan Pachacutec Yupangui tarafından 1450 yılları civarında inşa ettirilmiştir. İspanyol istilacılar 1532 yılında buraları işgal etmiştir. Sık dağlar arasında kalmış bu şehir, istilacılar tarafından fark edilmemiş ve bu sayede zarar görmemiştir.

YONAGUNİ ANITI

Dünyanın en ilginç anıtlarından biri olan Yonaguni Anıtı Japonya’da bulunuyor. Anıtın nasıl meydana geldiği ise bilim insanları tarafından dahi açıklanamadı. Bir görüş birliğine varılmış değil. Beş bin yıllık bir geçmişe sahip olduğu zannedilen anıtın uzaylılar tarafından yapıldığına dair iddialar da var.

LENÇOİS MARANHENSES ULUSAL PARKI

Burası şaşırtıcı adreslerden biri. Dışarıdan bir çölü anımsatsa da bir milli park. Brezilya’da yer alan ulusal parkta büyük küçük göletler de mevcut.

ŞEYTAN KÖPRÜSÜ

Almanya’da yer alan bu köprü ise çok garip bir görünüme sahip. Köprü altındaki su nereden bakılırsa bakılsın yansıma ile bir çember görünümüne sahip. Bu köprünün sahip olduğu mimari sır çözülememiş ve birçok fotoğraf karelerini süslemiş.

NATRON GÖLÜ- TAŞLAŞAN GÖL

Dünyadaki en sıra dışı yerlerden biri de Tanzanya’da bulunan bu göl olduğu söyleniyor. Göl dokunan her canlıyı taşa çevirdiği söyleniyor. Sebebi ise yüksek alkalin olarak gösteriliyor.

Cappadocia, Türkiye

Kapadokya, peri bacaları, yer altı şehirleri ve nefes kesen kaya oluşumları ile ünlüdür. Bu bölge, sıcak hava balonları ile gökyüzüne yükselerek muhteşem manzaraların tadını çıkarmak isteyenler için bir rüya gibidir. Aynı zamanda yer altı şehirlerinde tarih boyunca insanların nasıl hayatta kaldığını gösteren birinci sınıf bir açık hava müzesidir.

Socotra Adası, Yemen

Socotra Adası, sıradışı bitki örtüsü ve tuhaf görünümlü ağaçları ile tanınır. Bu adada yetişen özgün bitki ve hayvan türleri, burayı doğa severler ve maceracılar için bir cennet haline getirir. Dragon Blood Tree (Ejderha Kanı Ağacı) olarak bilinen ilginç ağaçları ve sıcak kumsalları ile Socotra, fotoğrafçıların ve doğa tutkunlarının rüyasıdır.

CEHENNEM KAPISI DARVAZA KRATERİ- TÜRKMENİSTAN

Türkmenistan'ın Karakum Çölü ortasında tam 30 metre derinliğe sahip krater, 40 yılı aşkın süredir aktif bir şekilde yanmakta. 1970'li yıllarda Sovyetlerden bir bilim insanının gaz bulmak maksadıyla sondaj çalışması yaparken kaza eseri çukuru oluşturduğu sonrasında ise gaz sızmasına karşın çukuru ateşe verdiği ve o günden beri ateşin sönmediği düşünülmektedir. 69 metrelik genişliği olan krater, bulunduğu çölü geceleri aydınlatarak kilometrelerce uzaktan bile görülebiliyor.

CENNETE GİDEN YOL, HUASHAN DAĞI

Dünyanın en ilginç yerlerinden olan ve aynı zamanda büyük heyecan veren yol Çin’de yer alıyor. Adrenalin tutkunlarının mutlaka yürüdüğü ve deneyimlediği bir yer burası.