Ask nedir

J38Z...UuJt
24 Jan 2024
30

Aşk yüzyıllardır bilmece olarak insanların kafalarında soru işareti olarak bulunmaktadır. Aşk'ın bilimsel bir açıklaması olabilir mi ? Âşık olduğumuzda, o kişi ile ilgili her şeyi bilmek isteriz ve farkındalığımızı tamamen o kişiye yöneltiriz. Sanki hayatta onun attığı adımlardan, aldığı nefesten daha önemli bir şey yok gibidir. O artık tek odağımız hâline gelir. Bazen bu aşk hâli daha pozitif duyguları beraberinde getirir ve hiç olmadığımız kadar yaşam dolu ve neşeli hissedebiliriz. 
Bazen ise hayat sadece o kişinin yanındayken ve onunla beraberken anlamlı gelmeye başlar. Hele bir de karşı tarafa erişimimiz yoksa, karşılık bulmakta zorlandığımız bir aşk hâli söz konusu ise karanlık ve zorlayıcı duygular yanı başımızda biter.  
Bu gibi durumlarda karşımızdaki kişi ile bir bütünleşme arzusu söz konusudur. Bu arzunun gölgesinde iki ayrı birey olduğumuzu anımsamak, ayrışmak zordur. Kendi alanımızı, kendi bedensel ve zihinsel sağlığımızı önceliklendirmemiz imkânsız hâle gelebilir. Neye ihtiyacımız olduğunu, ne yapmak istediğimizi değerlendiremeyebiliriz. Her şeyi bir aşk perdesinin ardından görürüz. Karşımızdaki kişiyi idealize ederiz. Ona erişimimiz imkânsızsa ya da beklediğimiz yakınlığı kurmamız mümkün olmuyorsa kaygı, endişe, yetersizlik, şüphecilik, kıskançlık gibi zorlayıcı duyguların etkisinde kalabiliriz. 
Yani aşkın gözü gerçekten de kördür ve bunda da aslında bir tuhaflık yoktur. Yazının en başında bahsettiğimiz hormonal değişimler beynimizde böyle bir etki yaratır. Dolayısıyla her şeyi olduğu gibi değil de, olumlu ya da olumsuz yönde bir perdenin ardından görmeye başlarız. 
Ve bir gün gelir, o büyülü aşk perdesi aralanır. Gözleriniz açıldığını, ışığın içeriye süzüldüğünü ve karşınızdaki kişiyi de, kendinizi de daha şeffaf bir şekilde görmeye başladığınızı fark edersiniz. Yani aşkın ilk fazı geride kalmıştır, gerçekler görünür hâldedir. 
Birbirinden farklı çocukluğa ve geçmiş deneyimlere sahip iki insanın bir araya gelişi beraberinde doğal olarak uyuşmazlıkları, çatışmaları getirebilir. Taze aşk yani aşkın ilk fazı devredeyken görünmez olan tüm bu farklılıklar aşkın ikinci fazında artık gözler önündedir. 
Üçüncü fazda artık âşık olduğumuz kişinin acıları, yaraları ve korkuları ile de ilgilenmeye başlarız. Tutkunun ardından köklü bir şefkat ve sevgi görünür olur.
İkinci fazdan üçüncü faza geçiş ve üçüncü fazdaki şefkat ve saf sevgi hâline erişebilmek için içsel olarak sende neler olduğuna bakıp, kendinle çalışmak, şeffaf iletişim kurmak ve bağı canlı tutmak önemlidir. 
Bu aşkın sende yarattığı acılar, kaşıdığı yaralar neler? Bu yaralar kanarken sen kendine ve karşındaki kişi sana nasıl destek olabilir? Ve sen âşık olduğun kişinin yaralarına dokunduğunda, o yaralar tekrar kanadığında onun yanında olmaya gönüllü müsün? Karşılıklı ihtiyaçlarınız neler? Birbirinizin ruhsal yolculuğunda, gelişiminde, ilerleyişinde yan yana olmak istiyor musunuz? Duygusal salınımlarınızda eşlikçi olmak ve gerektiğinde kendi ıssız dünyalarınızdaki yalnız kalma ihtiyacına da saygı göstermeniz mümkün mü?
Yani bu aşkta birlikte büyümeye var mısınız?


Write & Read to Earn with BULB

Learn More

Enjoy this blog? Subscribe to sercanayg

2 Comments

B
No comments yet.
Most relevant comments are displayed, so some may have been filtered out.