Aşık Veysel, Cem Karaca, Barış Manço

6EBp...cC71
24 Jan 2024
104


Aşık Veysel ne der bu hayat için? İki kapılı bir han der bu hayata. Birinden girersin, diğerinden çıkarsın. İşte onun yüce gönlü birleştirmişti iki dev sanatçıyı o gece. Aşık Veysel’in “Uzun ince bir yoldayım” türküsünü birlikte söylemişlerdi.


Bir Aşık Veysel geçti bu dünyadan.

Bir gün Cem Karaca ve Barış Manço ekranda yarı tartışma görüntüsü halinde birbirlerinin parçalarını överler.

Evet, bir de Cem Karaca ve Barış Manço geçti bu dünyadan.

Bu küçük övgü soslu Hacivat Karagöz sahnesi Cem Karaca’nın senin “Dağlar Dağlar” şarkın gibi şarkı yapılmadı bugüne kadar diye başlar, cevaben Barış Manço’dan yok yok, senin de “Resimdeki Gözyaşları”n var, yok senin de “Namus Belasına Gardaş”ın var, derken küçük bir Hacivat Karagöz taklidi sonrasında her ikisinin de bir zamanlar birlikte çalıştığı meşhur Moğolların temsilcisi sevgili Cahit Berkay’ın da dahliyle Kurtalan Ekspres’in çalmaya başladığı Aşık Veysel’den “Uzun İnce Bir Yoldayım” türküsünü düet olarak seslendirmeleri ile devam eder gece.

Ne güzeldir o sahne. Her ikisi birlikte Aşık Veysel’i yad etmişler.

Yıllar sonraki iki eski dostun buluşmasıdır aslında o sahne. 

Birlikte başka yerlerde daha önce şarkı söylemiş olsalar da, TRT’de Barış Manço’nun sunuculuğunu yaptığı 4x21 Doludizgin programı bu iki dev adamın ekranlar önünde milyonların hafızasına bir kere daha kazındığı bir program olmuştu.




Cem Karaca o günlere kadar yaptığı müziklerle solun sembol şarkıcısıdır, hatta “1 Mayıs” şarkısı yüzünden zamanında Türk vatandaşlığından bile atılmıştır.  

Bu yüzden uzun yıllar yurtdışında sürgün hayatı yaşamak zorunda kalmıştır.

Turgut Özal sayesinde tekrar vatandaşlık elde edince ise, belki yılların yurtdışı hayatının da vermiş olduğu yorgunlukla olmalı, artık eskisi gibi olmadığı ve sağ siyasete yanaştığı suçlamasıyla özellikle aşırı solcular tarağından “dönek” olarak nitelendirilmiş.

Ama yaptıklarını bilenler için yine gönüllerin sanatçısı olarak müzik hayatına devam ettiği yıllar bu programa çıktığı yıllar.

Zaten yeni albümlerinde ortaya koyduğu “çok yorgunum” şarkısı ile yaşadıklarını açıkça söylemiş. 

Gerçekten yorgun.

Ama Cem Karaca bu, ardından “Ben bir ceviz ağacıyım” ile yine o eski kendi çizgisine devam ettiğini de göstermiş.

Peki ya Barış Manço? 

O ise çizgisini hiçbir zaman değiştirmeden, ama Cem Karaca gibi siyasal müzik de yapmadan, Eşek’tir, Deve’dir, Ayı’dır, arada hayvanlarla haşir neşir şarkıları da olan, ama ömrü boyunca siyasal konulardan uzak durarak yaptığı şarkılarla gönüllerin sanatçısı, yine müzik dünyamızın bir başka devi.

Her ikisi de bugün bizleri bıraktılar ve günahlarıyla, sevaplarıyla ebedi huzura kavuştular.

Ama yaptıkları müzikler halen daha dillerde, halen daha kulaklarda. Birçok şarkıları yeni grupların yeni yorumlarında.

Her ikisi de Türkiye’nin Türkiye olmasına büyük katkı yapmış, bir devrin dev sanatçıları olarak hatıralarımızdaki yerlerini almış durumdalar.


Aşık Veysel ne der bu hayat için? 

İki kapılı bir han der bu hayata. Birinden girersin, diğerinden çıkarsın.

İşte onun yüce gönlü birleştirmişti iki dev sanatçıyı o gece. Aşık Veysel’in “Uzun ince bir yoldayım” türküsünü birlikte söylemişlerdi.


Bugün müzik dünyasında çok farklı akımlar var. 

Ama bugünün müzik dünyası biraz da o günlerde döşenmiş yol taşlarıyla bugüne geldi diyebiliriz. 

Tabii doğal olarak dünya müzik akımlarından da çok etkilendi Türkiye.

Türk sanat müziği ve türkülerimiz derken, pop müziği günümüzün en beğenilen müzik tarzı oldu.

Evet, sanatçılar bu ülkeyi dönüştüren, ülkeye kimlik kazandıran insanlardır.

İşte Barış Manço’nun Cem Karaca’yı konuk aldığı o Doludizgin programında , o gün seyirciler arasından biri ülkenin kimlik arayışı içinde olduğunu söylemişti. Bu konuda her ikisinin de görüşlerini sormuştu.

Barış Manço da güzel soru diye takdir etmişti seyirciyi.

Sanatçıların toplumu dönüştürmek gibi bir vazifeleri vardır. 

Cem Karaca ben neysem oyum demişti.

Doğrudur, sanatçılar bu görevlerini bilinçli olarak yapmazlar. Ama toplumun aynasıdır sanatçılar.



Toplum sanatçıları takip eder, müziklerindeki sözlerden etkilenir, şiirlerdeki tarif edilen dünya toplumun da dünyası olur, romanlardaki karakterlerle özleşir birçokları.

Sanatçılardan da toplum kimi beğeniyorsa o öne çıkar.

O yüzden sanatçıların aslında omuzlarında büyük yük vardır.

Bugünkü anlamsız toplum yapımızdan kurtulmak istiyorsak, kimlik arayışımıza devam etmeliyiz bence.

Bunun için de sanatçılarımızın bu bilinçle sanatlarını icra etmeleri gerekli.

Maalesef bu böyle. Kaçamazsın görevden.

Evet, bir Aşık Veysel geçti bu hayattan, gözleri görmüyordu, ama gönül gözü hepimizden daha iyi görüyordu geleceği.



Write & Read to Earn with BULB

Learn More

Enjoy this blog? Subscribe to Sarhan

14 Comments

B
No comments yet.
Most relevant comments are displayed, so some may have been filtered out.