İLK ÇAĞDA KÜRTLER

5yD3...g78t
29 Mar 2024
49

Medeniyetin beşiği olan Mezopotamya yöresinin antik halklarından biri olan Kürtler hakkında bir çok eski tarihçi ve coğrafyacı binlerce yıl evvel yazdıkları kitaplarda bahsetmektedir. Bu kitaplarda ve eserlerde Kürtlerin antik çağlardan bu yana yer aldığı, kurduğu birçok beylik, krallık ve devletlerden bahsedilmektedir. Özellikle Yunanlı ve Romalı tarihçiler Kürt tarihinin aydınlanmasına ışık tutmaktadır.


MEZOPOTAMYA & KÜRTLER

SUBARULAR

Subarular 'ın yazılı tarihi hakkında ilk bilgileri Hitit tabletlerinden almaktayız. Buna göre yörenin ilk sakinleri Mitanni adında bir devler kuran Hurriler olmuştur. M.Ö. 3000 ve 4000 bin yıllarında bölgede Subarular'ın yaşadıkları ve Fırat isminin bunlar tarafından verildiği ileri sürülmüştür. Subarular'ın Hurriler'le aynı kökten geldikleri ve yeryüzünde madeni ilk işleyen kavim oldukları bilinmektedir. Hatta işlenen madenlerin Mezopotamya'ya da ihraç edildiği anlaşılmaktadır. Mezopotamya'da gelişen kültürlerin kökenini burada aramanın daha doğru olacağı kanaatindedirler.
M.Ö. 3000-4000 yıllarında Yukarı Fırat boylarında Subarular'ın yaşadıklar Fırat adının bu kavim tarafından verildiği de ileri sürülmüştür.

Subarular Hurriler'le aynı kökten geldikleri ve yeryüzünde madeni ilk işleyen kavim olduğu bilinmektedir. Hatta işlenen madenlerin Mezopotamya'ya, da ihraç edildiği anlaşılmaktadır. M.Ö. 17. yüzyıl içindede Subarular Mitanni Krallığı’nı kurdu.

Subaruların Kürt olduğuna dair tezler vardır. “Subar”ların diğer adı “Suvar”dır. Subaru kelimesi Kürtçedeki Şivan kelimesinin bozulmuş hali olduğu iddia edilmektedir. Kürtçede “Şivan” Çoban demektir. Kürtlerin önemli bir bölümü bugünde çoban hayatı sürdürmektedir. Erbil’de Subaruların bir bölümünün yaşadığı yerde tarihi Kürt aşiret konfederasyonu olan Zubari konfederasyonu Subari/Subaru adını halen taşımaktadır. Hoşyar Zebari adında Kürt bakan dahi olmuştur.


GUTİ KRALLIĞI

Zagros dağları ve Aşağı Zap nehrinin kıyılarında yaşayan ve bu günkü Kürtlerin atalarından biri olan Gutiler (Kutiler) M.Ö. 2700 yıllarında müstakil bir devlet kurar. Gutiler Mezopotamyanın en eski halklarındandı. Gutilerin bilinen 21 tane kralı olmuştur. Guti iktidarı iki asıra kadar sürmüştür. Guti hanedanlığı daha sonra ise Ur hanedanlığı tarafından sona erdirilmiştir.

Gutiler, Mezopotamya kuzeyindeki Akad memleketlerini M.Ö. 2649 yıllarında işgal edip tam iki asra yakın, Sümer ve Akadları idare ettiler. Akadlar döneminde Zagrosda yaşayan Gutiler Akad kralı Naram-Sin’in ölümünden sonra kral adayları arasında yaşanan kavgadan faydalanarak Akadları süpüren Gutiler, demoralize olmuş Akad ordusunu yendi. Fırat nehri kenarında bulunan Agade şehrini alarak imparatorluğuda ele geçirdiler.

Antropoloji, etnografi, ve linguistik gibi değişik bilim dallarında uzman olan araştırmacıların büyük çoğunluğu Gutileri Kürtlerin ataları olarak görmektedir.
Eric Jensen kitabında şöyle yazar: “Ortadoğunun Kürtleri modern tarih daha muhafaza edilmemişken Kürdistanda yaşıyorlardı”. Mezopotamya tarihi uzmanı E.A.Speiser’a göre tarihte ilk Kürt halkından bahsedilmesi M.Ö. 3000 yıllarında Gutium/Kutium adı altında gerçekleşmiştir. Gutiumlular (Kürdistan) Hint-Avrupa dili konuşmaktaydılar (Morris). Kutium Kürdistanın ta kendisi olması bir tarafa; etimologlara göre Kuti kelimesi dahi Kürt kelimesin değişime uğramış şeklidir. Prof. Howorth’a göre Kurdistan adı Kutium kelimesinden türemiştir. Ve Babilonyalıların kullandığı Khuradi veya Quradu kelimesini Kuti adıyla bağdaştırmaktadır. Sayce’ye göre Kürt adı Babiloncadaki quradu kelimesinden gelmektedir ve savaşçı anlamını taşımaktadır ve bu kelime Van cıvarındaki halkın adından kaynaklanmaktadır.

Ortadoğu uzmanı eğitimci Dr. Honigman’a göre Kuti kelimesi Kürt kelimesiyle aynıdır. Guti, Kurti adının iranize şekliyle telaffuz edilişidir. G>K dönüşümü olmuş. Örneğin: Kardeş kelimesinin Gardaş kelimesine dönüşü gibi. Etimolojik olarak R harfinin zamanla yutulmuş olması ise etimolojide doğal bir olgudur, dolayısıyla ortaya Guti > Kuti > Kurti > Kürt çıkmış. Araştırmacı Rawlinson’a göre ise Gut ilkel Keldani dilinde sığır anlamına gelmektedir.

Not: Asur yazıtlarını okuyan ve çeviren akademisyenler kitaplarında hem Kuti hemde Guti adını kullanmaktadırlar.

Guti/Kuti krallarının adları:

İnkişuc
Zarl-agab
Şulme
Silulumeş
Inimabakeş
Igekauş
Yarl-agab
İbate
Yarl-angab
Kurum
Apil-kin
La-erabum
İrarum
İbranum
Hablum
Puzur-Suen
Yarlaganda
Tirigan

En son Kuti kralının adı Tirigandır. Tir Kürtçede “Ok” demektir. Tirigan ise “Okçu”
demektir.


MİTANNİ KRALLIĞI

Mitannilerin, Habur çayının (Şırnak) doğduğu yerde Vaşşuganni (Vaşukani) adlı bir kent merkezine sahip olduğu, buradan çıkan tabletlerden anlaşılmaktadır. Kalifornia Üniversitesi Arkeologu Prof.Yoteshilani, Mitanili Kürtlerin Habur yakınlarında yaşamış ve krallıklarının adının Şenak olduğunu yaptığı kazlarda keşfetmiştir. Hurri dil grubu konuşulmakta, ağırlıklı olarak orta Mezopotamya da, bugünkü Urfa, Mardin ve Şırnak bölgelerinde hüküm sürmektedir. M.Ö. 1500-1250 yılları arasında yaşamıştır.Demiri kendi tekelinde tutmuştur. At yetiştiriciliğinde meşhurdur.Asur ve Hititlerle sürekli ve şiddetli bir çatışma ortamını yaşamıştır. Mitanniler, Suriye, Amuriye, Asur memleketiyle Kürdistanin Kerkük bölgesine kadar olan topraklara hüketmişlerdir. En son Asur İmparatoru Salmanassar tarafından varlığına geçici olarak son verilmiştir.

Mitanni Krallığı

Mitannilerin başkentinin adı Vaşukanidir. Bu ismin araştırmacılar tarafından Kürtçeden kaynaklandığı ileri sürülmektedir. Kürtçede başikani veya hoşkani “güzel pınar” demektir. V-B-H harfleri etimolojik olarak en kolay dönüşümü olan harflerdir. Zamanla fonetik değişime uğramış olması yüksek olasılıktır.

Mitannilerin Hint-Avrupa kökenli, (özelliklede Mitani kralları) oldukları biliniyor. Büyük olasılıkla Mitanniler Kürtlerin atalarıdır.

Tarihçi Speiser göre Mitaniler Arı ırkına mensup ve Kürtlerin ecdatlarından, Zagros topluluğunun bir bölümünü teşkil eden Subaruların bir koludur. Mitannilerin yaşadığı aynı coğrafik bölgelerde yaşayan Kürt aşiretleri halen Mitanni adını Mattini, Motikan/Moti gibi şekillerde yaşatmaktadır.

İlk Mitani kralının adının “Kirta” olması sebebiyle Kürt adının bu kraldan geldiği de birçok araştırmacı tarafından öne sürülmektedir.

Bazı Mitani krallarının adları:

Kirta - M.Ö. 1500 - 1490
Suttarna - I. M.Ö. 1490 - 1470
Baratarna - M.Ö. 1470 - 1450
Parsatatar - M.Ö. 1450 - 1440
Sauşsattar - M.Ö. 1440 - 1410
Artatama - M.Ö. 1410 - 1400
Suttarna II. M.Ö. 1400 - 1385
Artaşumara - M.Ö. 1385 - 1380
Tuşratta - M.Ö. 1380 - 1350
Mattivaza - M.Ö. 1350 - 1320
Sattuara I. - M.Ö. 1320 - 1300
Vaşasatta - M.Ö. 1300 - 1280
Sattuara II. - M.Ö. 1280 - 1270


ASUR KAYNAKLARI

Tarihçi Speiser, Mesopatamian Origins adlı eserinde Kürtleri Gutiler’le ilişkilendirir.
Bu tezine kanıt olarak Asur kralı I. Tukulti-Ninurta’nın (M.Ö. 1244-1208) kayıtlarından başlayarak Quti (Guti)’lerle bağlantılı olarak sık sık Qurti/Kurti adıyla karşılaşıldığını, Quti ve Qurti denenlerin Uqumani (Kummuhi) adlı aşiretlerin komşuları olarak sık sık birlikte anıldıklarını ve yazıtlardaki bu referanslarda Quti (Guti/Kuti) denenler ile Qurtiler’i birbirinden ayırmanın pratik olarak imkansızlığını öne sürüyor.

Asur kralı Tiglath-Pileser’in (M.Ö. 1114-1076) zafer silindirinde etnik Kürt adının geçtiği en eski kayıtlardandır. Kurti veya Qurtie adındaki yerin kral tarafından feth edildiğini ve bu bölgenin Van gölünün cıvarları olduğu anlatılmaktadır. Kurti adı verilen yerin adının günümüzdeki adı ise şaşırtıcı bir şekilde halen aynıdır. Fakat 1950’lerde değiştirilmiştir.

Asur kralı II. Tiglath-Pileser’in (M.Ö. 745-727) Kur-ti-e diye adlandırılan bir kabileyle savaş yaptığı görülmektedir.

Neilson C. Debevoise, A Political History of Parthia (1938) adlı eserinde bu konuya daha fazla ışık tutacak bir yazıta referans vererek şöyle der: “M.Ö. 7 Şubat 213 tarihi taşıyan Uruk tabletleri Partlar’ın kuzeydoğudaki antik düşman Gutiler’le aynı olduğuna (Partlar’ın ve Gutiler’in aynı olduklarına) daha da kesinlik kazandırır”.

I. Salmaneser’in yazıtında Kirkhular, Kurkhiler gibi adlar, I. Tiglat-Pileser’in bir yazıtında onun zapettiği yerler arasında Mekhri (Mikhri) ve Bisri bölge adları, I. Tukulti-Ninib’in fetihleri arasında “Kurti”, II. Tiglat-Pileser’in yazıtlarında “Quru” halkı gibi adlar geçer. Şerefname Kürdistan’da Mekri adında bir vilayet ve Şehrizor’da bu adda bir aşiret sayar. (Kaynak: Seyfi Cengiz, Kürtler’in orijini)


KORDUENE KRALLIĞI

Yunanlı komutan ve tarihçi Ksenefon'un (Ksenephon) M.Ö. 401 yılında ait "Anabasis" (Onbinlerin dönüşü) adlı kitabında “Kardukhi” dediği Kürtler tarafından Korduene krallığı adında kurulmuş bir krallık vardı. (Diğer bilinen adları: Corduene, Gorduene, Gordyene, Gordyaea Cardyene, Karduene)
Bu krallık Hakkari ve Diyarbakır arasında kurulmuştu. Korduene krallığı Kürt kralları tarafından yönetiliyordu. Ksenefon'un dediğine göre bağımsız yaşayan bir halkdı, ne Akamenid Pers kralı II. Artaxerxes'in, ne de Ermenilerin egemenliğini tanıyorlardı. Bir seferinde 120.000 kişilik Pers kraliyet ordusu Kürdistanı işgal etmiş ve tek bir asker geri dönememiş. Bunun sebebi de Kürdistan coğrafyasının çok karışık olmasıymış.

Korduene krallığı, M.Ö. 1. yüzyılda Ermenistan Kralı II. Tigranes (Dikran) tarafından fethedilmiştir. Yunanlı tarihçi Plutarch, Korduene (Gordyene) kralı Zarbienus’un Ermenistan kralı Tigranes’in baskısına karşı ittifak için Roma konsolosu Appius Claudius yoluyla Roma generali Lucullusla gizlice irtibata geçtiğini aktarmış. Fakat bu durumdan haberdar olan kral Tigranes, Kürt Kral Zarbienus, karısını ve çocuklarını Romalılar Ermenistana girmeden önce suikast düzenleterek öldürtmüş.


GORDYENE KRALLIĞI - M.Ö. 2. YÜZYIL


M.Ö. 74’de Roma generalliği ve konsolosluğu yapan Lucullus düşüncesiz olmadığı için Kürdistana girdiğinde Zarbienus onuruna cenaze törenleri düzenletmiş. Zarbienus için düzenlenen defin töreninde kraliyet elbiseleri, altın ve Tigranes’den alınan kalıntılarla süslenmiş. Lucullus kendi elleriyle süslenmiş cenazeyi kralın akrabalarıyla parfüm dökerek ateşe vermiş. Arkadaşlarına katılarak Zarbienus’un adına içerek; Zarbienusu arkadaş ve de Romalı'ların müttefiki olarak anlatır. Lucullus, Kürt Kral Zarbienus anısına da masraflı büyük bir anıt yapılmasını emreder. Kral Zarbienus’un sarayında bir sürü hazine bulunmuş; altın, gümüş ve üç milyon kova hububat. Böylece Romalı askerlere bolca hububat temin edilmişti. Lucullus kamu hazinesinden tek kuruş almadığı için de takdir edilmişti. Böylece savaşın masrafı kendiliğinden de karşılanmıştı. (Plutarch/Hayatlar/Lucullus, Bölüm 36)


KORDUENE KRALLIĞI - M.Ö. 63 YILI



DİYARBAKIRDA KÜRT ADIYLA İLK KÜRT VARLIĞI

Yunanlı Plutarch'ın M.S. 1 yüzyılda yazdığı Paralel Hayatlar/Lucullus adlı eserinde Ermenistan kralı Tigranes'in M.Ö. 1. yüzyılda yeni kurduğu “Tigranocerta” (Diyarbakır, Silvan) adındaki şehre Adiabeni, Asur, Gordyeni ve Kapadokyalıları zorunlu iskanla yerleştirdiğini yazmış. Gordyeni'ler Korduene krallığının Kürtleridir. Bu şehirde Grekler ve Kilikyadan getirilip yerleştirilenlerde varmış. Tigranes bu insanların yerleşim yerlerini talan ederek sakinlerini zorla Tigranocerta'da yaşamaya mecbur bırakmış.

Kral Tigranesin Ermenice adı Dikran'dı ve Ermeniler Diyarbakır şehrini kurmasından dolayı bu şehre "Dikranagerd" diyorlardı, anlamı ise "Dikran'ın şehri" demektir.

Gord = Kürd,

Gordyeni = Kürdistanlı,

Gordyene = Kürdistan demektir.

Modern Ermeni tarihçilerinden Nicholas Adontz (Armenia In The Period Of Justinian, 1970) ve Cyril Toumanoff (Studies In Christian Caucasian History, 1963)’un görüşlerini de kısaca not etmek gerek. Toumanoff, lokal Karduki hanedanlıklarından, bir “Gordyene Krallığı” ve “Korduene prenslerinden, 298 yılından sonra onbeş kalesi bulunan Korduene devletinde Roma kontrolünden sözeder (s. 181-182).
Adontz, Tigran’ın ordusundaki etnik gruplar arasında Gordyenleri de sayar (s. 318), modern Kürtlerin atalarının “Kurti”ler olduğunu söyler. Kürtler Kral Tigranesin ordusunda yer alıp birçok yerleşim yerini o dönemlerde hakimiyeti altına almıştır. Bunlar Mezopotamya, Azerbaycan, Suriye, Kapadokyadır. Kürtlerin orduda yer alması sayesinde Ermeni Kral İmparatorluğunu genişletebilmiştir. Kral Tigranesin Kürt olduğuna dair iddialarda vardır.

Daha sonra ise Korduene Krallığı M.Ö. 55 yılında Roma imparatorluğunun bir eyaleti oldu ve 384 yılına kadar dört asır Roma hakimiyetinde kaldı.


ROMA EYALETİ: CORDUENE (KURDISTAN) - M.Ö 31 YILI



KORDUENE kralları:

Zarbienus - M.Ö. 100
Manisarus - M.S. 150
Erdeşir - M.S. 340
Jovinian - M.S. 359




SOPHENE KRALLIĞI

Sophene M.Ö. 8. yüzyılda Urartu krallığına bağlı bir bölgeydi. Sophene krallığı ise M.Ö. 3. yüzyılda Dicle ve Fırat nehirlerinin arasında Dersim, Elazığ, Bingöl, Diyarbakır ve Urfa arasında kurulmuş bir krallıktı. Bu krallığın başkentinin adı eski kaynaklarda Arsamosata (Arşamaşat) diye geçmektedir ve bugünkü Elazığ ilinin Palu ilçesine bağlı Örencik köyündedir. Ermenistan krallığının güneybatısında olan Sophene Krallığı bir çok kere Ermenilerin, Perslerin ve Romalıların hakimiyetine girmiştir.

Sophene, Korduene & Adiabene Kürt Krallıkları

Roma imparatoru Diocletian tarafından feth edilen Sophene Krallığı, Zaza Kürtlerinin coğrafık yerleşim yerleriyle kesişmektedir. Bu Sophene Krallığının Zaza Kürtleri tarafından kurulmuş olduğu tarihçiler tarafından söylenmektedir.

Zaza Kürtlerinin Kürdistandaki dağılımı

Sophene (Şupan, Supani) krallığı, M.Ö. 95’te Büyük Ermenistan (Doğu Ermenistan) kralı olan II. Tigran tarafından devrildi. M.Ö. 95 yılında tahta çıkan ve ‘Büyük’ ünvanı taşıyan Tigran’ın ilk işi küçük Sophene krallığını fethetmek oldu. O tarihe dek bağımsız olan Sophene de ilhak edildi ve Ermenistana bağlandı. Ermenice’de Tsophk adıyla bilinen Sophene Krallığı bugünkü Elazığ-Dersim, Bingöl bölgesine tekabül ediyordu. O dönemde Sophene kralı olan Artanesi tahttan indirdi. Artanes, Zariadres’in soyundandı. (Plutarch, Lucullus, Bölüm XXI), (Strabo XI. 532)

Sophene kralını olan I. Zariadres M.Ö. 201 yılında Büyük Antiochus büyük Ermenistan ve Sopheneyi Ermeni iddia edilen generaller Artaxias ve Zariadresle beraber feth eder. III. Antiochus, Zariadresi Sophene valise olarak atar. Antiochus’un Romalılara karşı M.Ö. 201 yılında yenildigi Magnesia (Manisa) savaşında, Artaxias ve Zariadres ayaklanır. Roma fethiyle Artaxias büyük Ermenistanı, Zariadres de Sophene Krallığını bağımsız olarak yönetmeye başlarlar. Kral Zariadres’in yaptıklarına bakıldığında Zaza Kürdü olduğu izlenimi vermektedir. Zariadres (Zareh) kelimeside Kürtçeden kaynaklanabilir. Zar kelimeside Kürtçe ve Zazaca’da “Sarı” demektir.

Bazı kaynaklara göre Urartu kralı Menua’nin bölgedeki fetihlerini anlatan Bagin’deki yazıtta Dersim ve Elazığ yörelerine Supani denmektedir. Bu adın sonraları Sofene (Sophene) şekli altında yaşadıgını görmekteyiz.

Zaza Kürtlerinden Pers Kralı Darius da bahsetmektedir.

Pers İmparatorluğunun hükümdarlığını yapan Pers Kralı I. Darius (Dara)’un (M.Ö. 522-486) yaşamış olup Ortadoğunun birçok ülkesini egemenliği altına almıştır. Darius, M.Ö. 515 yıllarında Behistun yazıtları olarak ün kazanmış çivi yazısını hazırlatmıştır. Darius, yerden 100 metre yükseklikteki kayalıklara yazdığı Behistun kitabesinde Pers tarihinden bahsetmektedir. Behistun kitabesi üç dilde ayrı olarak yazılmıştır: Eski Farsça, Elamice ve Babilce.

Birinci sütunun sonlarında Darius M.Ö. 515 yıllarında Fırat nehrinin kıyısında Zazana adında bir şehir olduğunu yazmış. Bu kitabede, Dersim (Tunceli) ve Elazığ havalisi “Zazana” adı ile anılmaktadır.

İnglizce metni: When I arrived near Babylon, the city named Zazana, upon the Euphrates, there that Nadinta-belus who was called Nabochodrossor, came with a force before me offering battle. Then we fought a battle.


Yunanlı Ksenofon’da bu bölgede (M.Ö. 401 yılında), “SuSa” adında bir şehirden bahsedilmektedir. Ki bu şehir, Zazalar tarafından kurulduğu izlenimini veren “Sophene” krallığının merkezi olarak kabul edilmektedir.

Ünlü Yunanlı tarihçi, felsefeci ve coğrafyacı Strabon (Strabo) M.Ö. 65-M.S 25 yılları arasında yaşamıştır. Strabo’nun yazdığına göre, Roma imparatoru Pompey, Sophene’yi Tigran’dan aldı ve Nero (M.S. 54-68) onu ayrı bir krallık olarak Sohaemus’a verdi. Sophene, daha sonra ise ayrı bir krallık olarak tarihi kaynaklarda gösterilmeye başlanmıştır. Yunanlı coğrafyacı Strabo Sophene’nin başkentini Carcathiocerta olarak göstermektedir. Bu şehirin Elazığ (Harput) şehrine yakın olduğu anlaşılmaktadır. Carcathiocerta şehrinin adı da Harput adıyla benzerlik taşımaktadır.

Yunanlı tarihçi Ptolemy Kürt aşiretleri hakkında bilgiler vermektedir. Tarihçi Prof. Dr. Mehrdad İzadi, Sophene’yi (Şupani) Elazığ’in büyük Subhan aşiretinden saymaktadır. Bu aşiret halen mevcuttur.


Sophene’nin Başkenti

Sophene Kralı Arsames (260-228): Fırat’ın ana kollarından Aratsani Nehri havzasında kendi adını verdiği Arsamosata (Arşamaşat) kentinin kurucusudur. Batı kaynaklarında Sophene Krallığı olarak anılan devletin kendi sakinlerinin dilindeki adı 'Şupani'dir. Batılı kaynaklarda ismi Arsamosata (Arşamaşat) olarak geçen Sophenenin başkenti Bizans çağında Asmosata olarak anılmıştır. Aynı isim Ermenice'de Aşmuşat'a dönüşmüş, Süryaniler kente Arşemşat, Araplar ise Sumaysat yada Sumeisgat demişlerdir.


Sophenenin başkent adının Kürtçe olduğuna dair görüşler:

Kürd dilindeki adı Şemşat'tır. Şatır eski dilde site yada şehir yöneticisi anlamına gelmektedir. Şehir anlamına gelen Şat sözcüğünden türetilmiştir. Şat sözcüğünün İranî dillerde 'Şar', 'Şahar', 'Şehr' gibi versiyonları da vardır. Şat şeklinde söyleneni en eskisidir. Şah sıfatı dahi bu Şat kelimesinden türetilmiştir. Şemşat adının Kürd dilinde Şem (Güneş) ve Şat (Şehir)'den hareketle Güneş-Şehir, Baş-şehir anlamına geldiği Kürt dilbilimcileri tarafından söylenmektedir.

Şemşat, Elazığ’ın Palu sınırları içerisinde, Murat ırmağının Güney kıyısındadır. Palu merkez bucağa bağlı Xaraba Köyü'nün Şupani krallığının tarihi başkenti olduğunu aynı yerdeki Şemşat Kalesinin varlığından biliyoruz. Günümüzde ismi 'Örencik' olarak değiştirilmiştir.

20. yüzyılın büyük uzmanlarından biri olan Marquart’a göre Carcathiocerta kenti aslında Argatiokerta kenti olarak düzeltilmesi gerekir. Argatiokerta kentini Sophene kralı Zariadres’in oğlu Argatias kurmuştur. Marquart’e göre bu kentin kalıntıları Dicle nehrinin kaynağı Eğil veya Arghana Suyu yakınlarındadır.

Sophene Kralları

Sames (Kurucu-M.Ö. 290-260)
Arsames I (M.Ö. 240)
Charaspes (M.Ö. 235)
Arsames II (M.Ö. 230)
Xerxes (Kserks) (M.Ö. 220)
Abdissares (M.Ö. 210)
Zariadres (Bağımsız M.Ö. 190)
Morphilig (M.Ö. 190)
Mithrobuzanes (M.Ö. 170)
Artanes (M.Ö. 110)
Arsaces (M.Ö. 70)
Roma İmparatorluğuna bağlandı (M.Ö. 63)

Strabo’daki Artanes, C. Toumanoff’a göre, Sophene kralı Zariadris (Zareh)’in oğlu I. Mithrobuzanes olup, doğru adı Me(h)ruzan’dır. M.Ö. 95 yılında II. Büyük Tigranes (95-55) tarafından devrilmiştir. Toumanoff (C. Toumanoff, Studies In Christian Caucasian History, 1963), doğru adının Me(h)ruzan olduğunu söylediği bu kişinin, Primary History’de verilen Ermeniler’in şeceresinde Zareh (Zariadres)’in oğlu Armog olarak geçen aynı şahıs olduğunu söyler. O’na göre Armog adının daha doğru şekli de Artok (Artanes)’tur. Zariadres (Zareh) ise bağımsız Sophenenin krallığını yapmıştır ve mühtemelen Zaza Kürtlerindendir. Mehruzan ile Zareh adları Kürtçedeki Mihrican, Mîrzeban, Zara ve Zarê adlarıyla etimolojik olarak çok yakınlık göstermektedir.

Zazaların Kürtlerin bir kolu olduğu genetik araştırmalarla kanıtlanmıştır.
Zazaki-speaking; genetically they are more similar to other Kurdish groups (Çevirisi: Zazaki konuşanlar genetik olarak diğer Kürt gruplarına (Kurmanci, Soran) benziyor).
www.khazaria.com/genetics/kurds.html


ADİABENE KRALLIĞI

Adiabene krallığı M.Ö. 247 ve M.S. 224 yılları arasında varolmuş bir Kürt krallığıydı. Erbil (Hewler) merkezli kurulan bu krallığın yöneticileri M.Ö. 1. yüzyılda Musevilik dinine geçmiştir. Bu krallığın vatandaşlarının çoğunluğunun Kürt olduğu görünmektedir. Kraliyet evinde, Kürt Kral Monobazes, kraliçe Helena, vârisi ve oğlu İzates’in (Yazata kelimesinden türemiş ve Kürtçede “Melek” demektir) adları halen ilk din değiştirenler olarak muhafaza edilmiştir.

Romalıların, İsrail kentleri Judea and Samaria’ya zaptı sırasında (M.S. 68-67), oraya asker yollayan sadece Kürt-Musevi Adiabeneydi. Galilee şehrinin kuşatılması sırasında buraya yardım için birlikler yollayan Adiabene Krallığı eğer Musevi olmasaydı bu hareketin izah edilebilir bir gerekçesi olamazdı.

Ünlü Hardvard Üniversitesinin tarih profesörü Dr Mehrdad Izadi, Adiabene adının antik Kürt Hadhabâni aşiretinden kaynaklandığı söylemektedir. Bu aşiret halen santral Kürdistan olarak tanımlanan bölgede mevcuttur. Bu aşiret sürgüne maruz kaldığı için Horasan şehrinde de mevcuttur.

Irak Kürdistanından 1940-50'lerde İsraile yoğun Musevi Kürt göçü yaşanmıştır. İsrailde büyük bir Musevi Kürt nüfusu bulunmaktadır.



Write & Read to Earn with BULB

Learn More

Enjoy this blog? Subscribe to gollik

0 Comments

B
No comments yet.
Most relevant comments are displayed, so some may have been filtered out.