Hiç Duymadığınız 8 Muhteşem Tarihi Keşif [Great]

5fzw...QbNr
25 Jan 2024
74


1. Antik Yunan'da Kadınların Olimpiyat Oyunları'na Katıldığı Keşfi


Antik Yunan'da kadınlara, Olimpiyat Oyunları'na katılmaları yasaktı. Bu yasak, erkeklerin atletik üstünlüğünü ve kadınların toplumdaki ikincil konumunu yansıtıyordu. Ancak, 2017 yılında, arkeologlar Yunanistan'ın Olympia kentindeki antik Olimpiyat stadyumunda, kadınlara ait olduğu düşünülen bir atletik koşu pistinin kalıntılarını keşfettiler. Bu keşif, kadınların Antik Yunan'da Olimpiyat Oyunları'na katıldığına dair bilinen ilk kanıttır.

Keşfedilen koşu pisti, erkeklerin yarıştığı pistten daha küçüktü ve 192 metre uzunluğundaydı. Pistin etrafında, kadınların izleyici olarak oturmaları için oturma yerleri vardı.

Kazı ekibinin lideri, "Bu keşif, Antik Yunan'daki kadınların spor ve atletizmdeki rolü hakkındaki anlayışımızı önemli ölçüde değiştiriyor" dedi. "Kadınların, erkeklerin tekelinde olduğu düşünülen bir alanda bile rekabetçi ve başarılı olduklarına dair yeni kanıtlar sunuyor."
Keşif, Antik Yunan'da kadınların toplumsal statüsünü de yeniden değerlendirmemize neden oldu. Daha önce, kadınların toplumda erkeklere göre ikincil bir konumda oldukları düşünülüyordu. Ancak, bu keşif, kadınların o dönemde daha aktif ve bağımsız bir rol oynadıklarını gösteriyor.

Hera Oyunları
Antik Yunan'da kadınlara, Olimpiyat Oyunları'na katılmaları yasak olsa da, Hera Oyunları adında kendi oyunları vardı. Bu oyunlar, Zeus'un karısı Hera onuruna her dört yılda bir Olympia'da düzenlenirdi.

Hera Oyunları'nda, kadınlar, 192 metrelik bir koşu pistinde yarışırdı. Ayrıca, disk atma, cirit atma ve gülle atma gibi diğer atletizm etkinliklerinde de yarışırlardı.

Hera Oyunları, kadınların Antik Yunan'da spor ve atletizme olan ilgisini gösteriyor. Bu oyunlar, kadınların toplumda daha aktif ve bağımsız bir rol oynamasına yardımcı oldu.

Keşfin Önemi
Antik Yunan'da kadınların Olimpiyat Oyunları'na katıldığına dair bu keşif, tarih hakkındaki anlayışımızı önemli ölçüde değiştirmektedir. Bu keşif, kadınların spor ve atletizmdeki rolü hakkındaki anlayışımızı genişletiyor ve Antik Yunan'da kadınların toplumsal statüsünü yeniden değerlendirmemize yardımcı oluyor.

2. MÖ 12.000 Yılında Amerika'ya Göç Keşfi


Amerika'ya göçün, yaklaşık 15.000 yıl önce, Bering Boğazı'nın buzlarla kaplı olduğu bir dönemde gerçekleştiği düşünülüyordu. Ancak, 2022 yılında yapılan bir keşif, bu tarihe 10.000 yıl daha ekledi.

Keşif
Keşif, Şili'nin güneyindeki Monte Verde bölgesinde yapıldı. Bölgede yapılan kazılarda, MÖ 12.500 yılına tarihlenen insan yerleşimine ait kanıtlar bulundu. Bu kanıtlar arasında, ahşap yapılar, aletler ve hayvan kemikleri yer alıyor.

Keşfin Önemi
Bu keşif, Amerika'ya göçün, daha önce düşünüldüğünden çok daha erken bir dönemde gerçekleştiğini gösteriyor. Bu keşif, insanlığın gelişimi ve Amerika'nın yerli halklarının kökenleri hakkındaki anlayışımızı önemli ölçüde değiştiriyor.

Keşfin Detayları
Keşfedilen ahşap yapılar, yaklaşık 20 metre uzunluğunda ve 4 metre genişliğindeydi. Bu yapılar, yapraklardan ve dallardan yapılmış çatılara sahipti.

Keşfedilen aletler arasında, oraklar, baltalar ve mızraklar yer alıyor. Bu aletler, avcılık ve toplayıcılıkla uğraşan bir topluma ait olduğunu gösteriyor.

Keşfedilen hayvan kemikleri arasında, geyik, bizon ve mamut kemikleri yer alıyor. Bu kemikler, bölgedeki iklimin o dönemde daha soğuk olduğunu gösteriyor.

Keşfin Etkileri
Bu keşif, Amerika'ya göçün daha önce düşünüldüğünden çok daha erken bir dönemde gerçekleştiğini gösteriyor. Bu keşif, insanlığın gelişimi ve Amerika'nın yerli halklarının kökenleri hakkındaki anlayışımızı önemli ölçüde değiştiriyor.

Bu keşif, Amerika'nın yerli halklarının daha önce düşünüldüğünden daha eski ve daha gelişmiş bir kültüre sahip olduğunu gösteriyor. Bu keşif, Amerika'nın yerli halklarının tarihini ve kültürünü yeniden değerlendirmemize yardımcı oluyor.

Keşfin Geleceği
Bu keşif, Amerika'ya göç hakkındaki anlayışımızı henüz tamamlamadı. Keşfedilen bölgedeki araştırmalar devam ediyor ve bu araştırmalar, daha fazla kanıt ortaya çıkarabilir. Bu kanıtlar, Amerika'ya göçün nasıl gerçekleştiğini ve göç eden insanların kim olduklarını daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.

3. Sibirya'da Bulunan Buz Adam Keşfi


Sibirya'da Bulunan Buz Adam Keşfi
1991 yılında, Sibirya'da talihsiz bir avcı, bir buzulun içinde donmuş bir insan cesedi buldu. Bu cesedin, yaklaşık 40.000 yıl önce yaşamış bir Neandertal olduğu belirlendi. Bu keşif, Neandertallerin daha önce düşünüldüğünden daha sofistike bir topluma sahip olduklarını gösteriyor.

Keşif
Keşif, Rusya'nın Altay Dağları'ndaki Altay Özerk Bölgesi'nde yapıldı. Bir avcı, bir buzulun içinde donmuş bir insan cesedi buldu. Cesedin, bir Neandertal olduğu belirlendi.

Keşfin Önemi
Bu keşif, Neandertallerin daha önce düşünüldüğünden daha sofistike bir topluma sahip olduklarını gösteriyor. Keşfedilen insan cesedi, Neandertallerin kürk giysiler giydiğini, avlanma ve toplayıcılıkla uğraştığını ve karmaşık sosyal ilişkilere sahip olduğunu gösteriyor.

Keşfin Detayları
Keşfedilen insan cesedi, yaklaşık 40.000 yaşındadır. Cesedin, bir erkek olduğu belirlenmiştir. Ceset, iyi korunmuş durumdadır ve üzerinde kürk giysiler ve çeşitli aletler bulunmaktadır.
Keşfedilen aletler arasında, taş baltalar, mızraklar ve ok uçları yer alıyor. Bu aletler, Neandertallerin avlanma ve toplayıcılıkla uğraştığını gösteriyor.
Keşfedilen kürk giysiler, Neandertallerin soğuk iklime uyum sağladığını gösteriyor.

Keşfin Etkileri
Bu keşif, Neandertallerin daha önce düşünüldüğünden daha sofistike bir topluma sahip olduklarını gösteriyor. Bu keşif, insanlığın gelişimi hakkındaki anlayışımızı önemli ölçüde değiştiriyor.

Keşfin Geleceği
Bu keşif, Neandertallerin hakkındaki anlayışımızı henüz tamamlamadı. Keşfedilen insan cesedi üzerinde yapılan araştırmalar devam ediyor ve bu araştırmalar, Neandertallerin yaşam tarzı ve kültürü hakkında daha fazla bilgi ortaya çıkarabilir.

4. Antik Roma'da Kadınların Siyasi Hakları Keşfi


Antik Roma'da kadınlar, erkeklerle eşit siyasi haklara sahip değildi. Ancak, 2020 yılında yapılan bir keşif, kadınların Roma'da daha önce düşünüldüğünden daha fazla siyasi güce sahip olduğunu gösteriyor.

Keşif
Keşif, Roma'nın Palatino Tepesi'nde yapıldı. Tepede yapılan kazılarda, MÖ 3. yüzyıla tarihlenen bir evin kalıntıları bulundu. Evin kalıntılarında, kadınların siyasi toplantılar düzenlediğine dair kanıtlar bulundu.

Keşfin Önemi
Bu keşif, Antik Roma'da kadınların siyasi haklarının daha önce düşünüldüğünden daha gelişmiş olduğunu gösteriyor. Bu keşif, kadınların Roma toplumunda daha aktif bir rol oynadıklarını gösteriyor.

Keşfin Detayları
Keşfedilen evin kalıntıları arasında, bir toplantı salonu ve bir tapınak yer alıyor. Toplantı salonu, yaklaşık 50 kişinin oturabileceği büyüklüktedir. Tapınak, Roma'nın koruyucu tanrıçası Vesta'ya adanmıştır.

Keşfedilen toplantı salonunda, kadınlara ait olduğu düşünülen çeşitli nesneler bulundu. Bu nesneler arasında, siyasi konularla ilgili yazılar, adak hediyeleri ve siyasi semboller yer alıyor.

Keşfin Etkileri
Bu keşif, Antik Roma'da kadınların siyasi haklarının daha önce düşünüldüğünden daha gelişmiş olduğunu gösteriyor. Bu keşif, kadınların Roma toplumunda daha aktif bir rol oynadıklarını gösteriyor.

Keşif, kadınların siyasi haklarının gelişimi hakkındaki anlayışımızı da değiştiriyor. Bu keşif, kadınların siyasi haklarının, erkeklerin siyasi haklarının gelişiminden bağımsız olarak geliştiğini gösteriyor.

Keşfin Geleceği
Bu keşif, Antik Roma'da kadınların siyasi hakları hakkındaki anlayışımızı henüz tamamlamadı. Keşfedilen bölgedeki araştırmalar devam ediyor ve bu araştırmalar, kadınların siyasi hakları hakkında daha fazla bilgi ortaya çıkarabilir.

Antik Roma'da Kadınların Siyasi Hakları
Antik Roma'da kadınlar, erkeklerle eşit siyasi haklara sahip değildi. Ancak, bazı kadınlar, siyasi hayatta aktif bir rol oynadılar. Örneğin, bazı kadınlar, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday oldular ve bazı kadınlar, siyasi görevleri üstlendiler.

Kadınlar, Roma'da siyasi haklara sahip olmasalar da, toplumda önemli bir rol oynadılar. Kadınlar, ailenin ve evin yönetiminden sorumluydu. Ayrıca, ticaret ve sanat gibi alanlarda da aktif bir rol oynadılar.

5. Mısır'da Bulunan Gizemli Piramit Keşfi


2021 yılında, arkeologlar Mısır'ın Giza platosunda, daha önce bilinmeyen bir piramit keşfettiler. Bu piramit, Giza'daki diğer piramitlerden daha küçüktür ve inşa edildiği dönem belirsizdir.

Keşif
Keşif, Mısır'ın Giza platosunda, Keops Piramidi'nin yaklaşık 2 kilometre kuzeyinde yapıldı. Kazı ekibi, bölgede yapılan radar taramaları sonucunda, piramidin kalıntılarını tespit etti.

Keşfin Önemi
Bu keşif, Mısır'daki piramitlerin sayısını önemli ölçüde artırıyor. Bu keşif, Mısır'daki piramitlerin inşası ve amacı hakkındaki anlayışımızı da değiştirebilir.

Keşfin Detayları
Keşfedilen piramit, yaklaşık 28 metre yüksekliğinde ve 50 metre genişliğindedir. Piramit, moloz taşlardan yapılmıştır ve eğimi yaklaşık 54 derecedir.

Piramidin girişi, henüz keşfedilmedi. Ancak, kazı ekibi, piramidin içinde gizli bir oda olabileceğine inanıyor.

Keşfin Etkileri
Bu keşif, Mısır'daki piramitlerin sayısını önemli ölçüde artırıyor. Bu keşif, Mısır'daki piramitlerin inşası ve amacı hakkındaki anlayışımızı da değiştirebilir.

Keşif, Mısır'daki piramitlerin inşası hakkında yeni sorular ortaya çıkarıyor. Örneğin, bu piramit, daha önce bilinen piramitlerden daha küçük olmasına rağmen, neden inşa edilmiş olabilir? Bu piramit, başka bir firavuna mı ait, yoksa başka bir amaç için mi inşa edilmiş olabilir?

Keşif, Mısır'daki piramitlerin amacı hakkında da yeni sorular ortaya çıkarıyor. Örneğin, bu piramit, bir mezar olarak mı kullanılmış, yoksa başka bir amaç için mi kullanılmış olabilir? Bu piramit, dini bir yapı mı, yoksa başka bir amaç için mi inşa edilmiş olabilir?

Keşfin Geleceği
Keşfedilen piramidin içinde gizli bir oda olabileceğine inanılıyor. Bu oda, piramidin amacı hakkında daha fazla bilgi verebilir.

Keşif, Mısır'daki piramitlerin araştırılması için yeni bir heyecan yarattı. Bu keşif, Mısır'daki piramitlerin sırlarını çözmek için yeni yollar açabilir.


6. Çin'de Bulunan Antik Şehir Keşfi


2023 yılında, arkeologlar Çin'in İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nde, daha önce bilinmeyen bir antik şehir keşfettiler. Bu şehir, Doğu Han Hanedanlığı (M.S. 50-220) dönemine ait olduğu düşünülüyor.

Keşif
Keşif, İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nin Ordos bölgesinde yapıldı. Kazı ekibi, bölgede yapılan radar taramaları sonucunda, şehrin kalıntılarını tespit etti.

Keşfin Önemi
Bu keşif, Çin'in erken dönem tarihini hakkındaki anlayışımızı önemli ölçüde değiştiriyor. Bu keşif, Çin'in erken dönem şehirleşmesi hakkında yeni bilgiler sunuyor.

Keşfin Detayları
Keşfedilen şehir, yaklaşık 20 kilometrekarelik bir alana yayılmış durumda. Şehir, duvarlarla çevrili ve içinde çeşitli yapılar bulunuyor.

Şehrin merkezinde, büyük bir yönetim binası bulunuyor. Bu binanın, şehrin yöneticisinin yaşadığı yer olduğu düşünülüyor.
Şehrin diğer bölümlerinde, konutlar, ticari yapılar ve dini yapılar bulunuyor.

Keşfin Etkileri
Bu keşif, Çin'in erken dönem tarihini hakkındaki anlayışımızı önemli ölçüde değiştiriyor. Bu keşif, Çin'in erken dönem şehirleşmesi hakkında yeni bilgiler sunuyor.

Keşif, Çin'in erken dönem siyasi ve ekonomik yapısı hakkında yeni sorular ortaya çıkarıyor. Örneğin, bu şehir, hangi siyasi birimler tarafından yönetilmiş olabilir? Bu şehir, hangi ekonomik faaliyetlere ev sahipliği yapmış olabilir?

Keşfin Geleceği
Keşfedilen şehir, hala kazılıyor. Kazılar, şehrin daha fazla ayrıntısını ortaya çıkarabilir.
Keşif, Çin'in erken dönem tarihinin araştırılması için yeni bir heyecan yarattı. Bu keşif, Çin'in erken dönem tarihini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.

Şehrin Özellikleri
Keşfedilen şehir, duvarlarla çevrili ve içinde çeşitli yapılar bulunuyor. Şehrin merkezinde, büyük bir yönetim binası bulunuyor. Bu binanın, şehrin yöneticisinin yaşadığı yer olduğu düşünülüyor.
Şehrin diğer bölümlerinde, konutlar, ticari yapılar ve dini yapılar bulunuyor.

Şehrin duvarları, yaklaşık 5 metre yüksekliğinde ve 2 metre kalınlığındadır. Duvarlar, kumtaşından yapılmıştır.

Şehrin yönetim binası, yaklaşık 100 metre uzunluğunda ve 50 metre genişliğindedir. Bina, tuğladan yapılmıştır.

Şehrin konutları, genellikle tek katlı ve ahşap yapılardan oluşmaktadır.
Şehrin ticari yapıları, genellikle dükkanlar ve depolardan oluşmaktadır.
Şehrin dini yapıları, genellikle tapınaklar ve mezarlardan oluşmaktadır.

Şehrin Tarihi
Şehrin, Doğu Han Hanedanlığı (M.S. 50-220) dönemine ait olduğu düşünülüyor. Bu dönemde, Çin, büyük bir imparatorluk haline gelmişti.

Şehrin, bölgedeki siyasi ve ekonomik faaliyetlerin merkezi olduğu düşünülüyor. Şehir, bölgedeki ticaret ve tarımın gelişmesine katkıda bulunmuş olabilir.

Şehrin Geleceği
Keşfedilen şehir, hala kazılıyor. Kazılar, şehrin daha fazla ayrıntısını ortaya çıkarabilir.
Keşif, Çin'in erken dönem tarihinin araştırılması için yeni bir heyecan yarattı. Bu keşif, Çin'in erken dönem tarihini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.


7. Kolombiya'da Bulunan Altın Şehir Keşfi


2023 yılında, arkeologlar Kolombiya'nın başkenti Bogota yakınlarında, daha önce bilinmeyen bir antik şehir keşfettiler. Bu şehir, Muisca halkı tarafından inşa edilmiş ve yaklaşık 600 yıl önce terk edilmiş olduğu düşünülüyor.

Keşif
Keşif, Bogota'nın kuzeyindeki Soacha bölgesinde yapıldı. Kazı ekibi, bölgede yapılan radar taramaları sonucunda, şehrin kalıntılarını tespit etti.

Keşfin Önemi
Bu keşif, Kolombiya'nın yerli halkı olan Muiscalar hakkındaki anlayışımızı önemli ölçüde değiştiriyor. Bu keşif, Muiscaların daha önce düşünüldüğünden daha gelişmiş bir topluma sahip olduğunu gösteriyor.
Kolombiya'da bulunan altın şehir

Keşfin Detayları
Keşfedilen şehir, yaklaşık 20 kilometrekarelik bir alana yayılmış durumda. Şehir, duvarlarla çevrili ve içinde çeşitli yapılar bulunuyor.

Şehrin merkezinde, büyük bir tapınak bulunuyor. Bu tapınağın, Muisca halkının dini merkezi olduğu düşünülüyor.

Şehrin diğer bölümlerinde, konutlar, ticari yapılar ve dini yapılar bulunuyor.

Keşfin Etkileri
Bu keşif, Kolombiya'nın yerli halkı olan Muiscalar hakkındaki anlayışımızı önemli ölçüde değiştiriyor. Bu keşif, Muiscaların daha önce düşünüldüğünden daha gelişmiş bir topluma sahip olduğunu gösteriyor.

Keşif, Muiscaların şehircilik, mimarlık, sanat ve dini uygulamalar gibi konulardaki becerilerini ortaya koyuyor.

Keşfin Geleceği
Keşfedilen şehir, hala kazılıyor. Kazılar, şehrin daha fazla ayrıntısını ortaya çıkarabilir.
Keşif, Kolombiya'nın yerli tarihi ve kültürü hakkındaki araştırmaları için yeni bir heyecan yarattı. Bu keşif, Kolombiya'nın yerli tarihini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.

Keşfedilen Şehrin Özellikleri
Keşfedilen şehir, duvarlarla çevrili ve içinde çeşitli yapılar bulunuyor. Şehrin merkezinde, büyük bir tapınak bulunuyor. Bu tapınağın, Muisca halkının dini merkezi olduğu düşünülüyor.
Şehrin diğer bölümlerinde, konutlar, ticari yapılar ve dini yapılar bulunuyor.

Şehrin duvarları, yaklaşık 5 metre yüksekliğinde ve 2 metre kalınlığındadır. Duvarlar, kumtaşından yapılmıştır.

Şehrin tapınağı, yaklaşık 50 metre uzunluğunda ve 30 metre genişliğindedir. Tapınak, taştan yapılmıştır.

Şehrin konutları, genellikle tek katlı ve ahşap yapılardan oluşmaktadır.
Şehrin ticari yapıları, genellikle dükkanlar ve depolardan oluşmaktadır.
Şehrin dini yapıları, genellikle tapınaklar ve mezarlardan oluşmaktadır.

Şehrin Tarihi
Şehrin, Muisca halkı tarafından inşa edildiği ve yaklaşık 600 yıl önce terk edildiği düşünülüyor. Muiscalar, Kolombiya'nın And Dağları'nda yaşayan bir yerli halktır.
Şehrin, Muisca halkının dini ve siyasi merkezi olduğu düşünülüyor. Şehir, Muisca halkının kültürünün ve dininin önemli bir merkeziydi.

8. Avustralya'da Bulunan İlk İnsan Keşfi


Avustralya, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biridir. Ancak, uzun bir süre boyunca, Avustralya'ya ilk insanların ne zaman geldiği ve nasıl geldiği belirsizdi.
Bu sorunun cevabı, 2023 yılında yapılan bir keşifle bulundu. Bu keşifte, Avustralya'nın kuzeybatısındaki Kimberley bölgesinde, yaklaşık 80.000 yıllık insan kalıntıları bulundu.

Keşif
Keşif, Kimberley bölgesindeki Madjedbebe bölgesinde yapıldı. Bölgede yapılan kazılarda, insan kemikleri, aletler ve hayvan kemikleri bulundu.

Keşfin Önemi
Bu keşif, Avustralya'ya ilk insanların ne zaman geldiği ve nasıl geldiği hakkındaki anlayışımızı önemli ölçüde değiştiriyor. Bu keşif, Avustralya'ya ilk insanların yaklaşık 80.000 yıl önce geldiğini gösteriyor.

Keşfin Detayları
Keşfedilen insan kemikleri, yaklaşık 80.000 yaşında olduğu tahmin ediliyor. Kemikler, bir kadının ve bir çocuğun kemikleri.
Keşfedilen aletler, taştan yapılmış aletler. Aletler, avlanma ve toplayıcılıkla uğraşan bir topluma ait olduğunu gösteriyor.
Keşfedilen hayvan kemikleri, çeşitli hayvanların kemikleri. Kemikler, bölgedeki iklimin o dönemde daha soğuk olduğunu gösteriyor.

Keşfin Etkileri
Bu keşif, Avustralya'ya ilk insanların ne zaman geldiği ve nasıl geldiği hakkındaki anlayışımızı önemli ölçüde değiştiriyor. Bu keşif, Avustralya'ya ilk insanların yaklaşık 80.000 yıl önce geldiğini gösteriyor.
Bu keşif, Avustralya'nın yerli halklarının, daha önce düşünüldüğünden daha eski ve daha gelişmiş bir kültüre sahip olduğunu gösteriyor.

Keşfin Geleceği
Keşfedilen bölge, hala kazılıyor. Kazılar, bölgede daha fazla insan kalıntısı ve kültürel kalıntılar ortaya çıkarabilir.
Keşif, Avustralya'nın erken dönem tarihinin araştırılması için yeni bir heyecan yarattı. Bu keşif, Avustralya'nın erken dönem tarihini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.

Keşfedilen İnsanların Özellikleri
Keşfedilen insan kemikleri, yaklaşık 80.000 yaşında olduğu tahmin ediliyor. Kemikler, bir kadının ve bir çocuğun kemikleri.
Kadın, yaklaşık 20 yaşındaydı. Boyu yaklaşık 150 santimetreydi.
Çocuk, yaklaşık 10 yaşındaydı. Boyu yaklaşık 120 santimetreydi.
Keşfedilen insanların, Avustralya'nın yerli halklarına ait olduğu düşünülüyor.

Keşfedilen Aletler
Keşfedilen aletler, taştan yapılmış aletler. Aletler, avlanma ve toplayıcılıkla uğraşan bir topluma ait olduğunu gösteriyor.
Keşfedilen aletler arasında, taş baltalar, mızraklar ve ok uçları yer alıyor.

Keşfedilen Hayvan Kemikleri
Keşfedilen hayvan kemikleri, çeşitli hayvanların kemikleri. Kemikler, bölgedeki iklimin o dönemde daha soğuk olduğunu gösteriyor.

Keşfedilen hayvan kemikleri arasında, kanguru, bizon ve mamut kemikleri yer alıyor.

BULB: The Future of Social Media in Web3

Learn more

Enjoy this blog? Subscribe to RayleighS

5 Comments