Farklı Kültürlerden 10 İlginç Gelenek

5fzw...QbNr
22 Jan 2024
131


Polterabend, Almanya


Polterabend, Almanya ve bazı diğer Avrupa ülkelerinde uygulanan bir düğün geleneğidir. Düğünden önceki gece düzenlenen bu partide, cam eşyalar kırılır ve gürültü yapılır. Bu geleneğin amacı, düğünün kötü ruhlarını kovmaktır.

Polterabend, genellikle düğünden önceki gece, gelin ve damadın evinde veya bir restoranda düzenlenir. Davetliler, genellikle gelin ve damat tarafından davet edilir. Partiye katılanlar, cam eşyalar, özellikle de porselen tabaklar ve bardaklar getirirler.


Polterabend, Almanya'da düğün geleneği
Parti başladığında, davetliler, ellerindeki cam eşyaları kırmaya başlarlar. Bu, genellikle bir kova veya sepetin içine kırılırlar. Kırılan cam eşyaların sesi, kötü ruhları kovacağına inanılır.
Partide, ayrıca müzik, dans ve yemek de yapılır. Partinin sonunda, gelin ve damat, kırılan cam eşyaların parçalarını süpürerek, evliliğe dair sorumluluklarını üstlenmeye hazır olduklarını gösterirler.

Polterabend, Almanya'da oldukça yaygın bir gelenektir. Ülkenin her yerinde, her yıl binlerce Polterabend partisi düzenlenmektedir.
Polterabend geleneğinin kökenleri, kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, bu geleneğin, Hıristiyanlık öncesi zamanlardan beri uygulandığına inanılmaktadır. O zamanlar, insanlar, kötü ruhları kovmak için gürültü ve patlamalara inanıyorlardı.

Polterabend, Almanya'da oldukça popüler bir gelenek olmaya devam etmektedir. Bu gelenek, düğünün heyecanını artırmanın ve yeni evlilere iyi şans getirmenin bir yolu olarak görülmektedir.

Polterabend geleneğiyle ilgili bazı ilginç bilgiler şunlardır:

  • Polterabend, genellikle "gürültülü gece" anlamına gelir.
  • Polterabend partileri, genellikle gece geç saatlere kadar sürer.
  • Polterabend partisinde, kırılan cam eşyaların sayısı, gelin ve damadın evliliklerinin ne kadar mutlu geçeceğine dair bir işaret olarak görülür.


Polterabend geleneği, Almanya'nın zengin kültürünün bir parçasıdır. Bu gelenek, düğüne dair heyecanı artırmanın ve yeni evlilere iyi şans getirmenin bir yolu olarak görülmektedir.

2.Seppuku, Japonya


Seppuku, harakiri olarak da bilinir, Japonya'da bir intihar şeklidir. Seppuku, bir hançerle karın boşluğunun yarıya kadar kesilmesiyle gerçekleştirilir. Seppuku, bir samurainin şerefini korumak için yaptığı bir eylem olarak kabul edilir.

Seppuku geleneğinin kökenleri, kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, bu geleneğin, feodal Japonya'da ortaya çıktığına inanılmaktadır. Seppuku, o zamanlar, bir samurainin şerefini korumanın en yüksek yolu olarak görülüyordu.

Seppuku, genellikle bir samurainin, savaşta yenilmesi veya efendisine karşı bir suç işlemesi gibi bir şerefsizlik durumunda yapılırdı. Seppuku, ayrıca, bir samurainin, kendi isteğiyle şerefini korumak istediği durumlarda da yapılabilirdi.

Seppuku, bir törenle yapılırdı. Seppuku yapan kişiye, bir kaishaku adı verilen yardımcı eşlik ederdi. Kaishak, seppuku yapan kişinin kafasını keserek, onu acı çekmekten kurtarırdı.
Seppuku, oldukça acı verici bir eylemdir. Seppuku yapan kişi, karnını keserken, genellikle bağırmazdı. Bu, seppuku yapan kişinin, acıya dayanabilme gücünü göstermesinin bir yolu olarak görülüyordu.

Seppuku, Japonya'da 19. yüzyılda yasaklandı. Ancak, bu gelenek, Japon kültüründe önemli bir yere sahiptir. Seppuku, Japonların şeref ve onur anlayışının bir sembolü olarak kabul edilmektedir.

Seppuku ile ilgili bazı ilginç bilgiler şunlardır:

  • Seppuku yapan kişiye, genellikle, seppuku yapmadan önce, en sevdiği yemeği yemesi ve güzel kıyafetler giymesi izni verilirdi.
  • Seppuku yapan kişinin karnını keserken, genellikle, bir artı işareti oluştururdu. Bu, seppuku yapan kişinin, iki dünyada da mutlu olmasının bir dileği olarak görülüyordu.
  • Seppuku yapan kişinin kafasını kesen kaishak, genellikle, seppuku yapan kişinin yakın arkadaşı veya aile üyesi olurdu.


Seppuku, Japon kültürünün zenginliğinin ve çeşitliliğinin bir parçasıdır. Bu gelenek, Japonların şeref ve onur anlayışının bir sembolü olarak kabul edilmektedir.

3.Ağlayan gelinler, Çin


Ağlayan gelinler geleneği, Çin'in Tujia etnik grubunda yaygındır. Tujia halkı, Çin'in güneybatısındaki Hunan ve Hubei eyaletlerinde yaşamaktadır. Tujia kültüründe, kızlar, ailenin önemli bir parçası olarak görülür. Gelin, düğünden sonra, ailesini terk ederek, yeni bir aileye katılır. Bu ayrılık, gelin için oldukça zorlayıcı olabilir.

Geleneksel olarak, ağlayan gelinler geleneği, düğünden bir ay önce başlar. Gelin, her gece, bir saat boyunca ağlar. Bu ağlama, genellikle, gelinin annesi, kız kardeşleri ve diğer akrabaları tarafından desteklenir. Gelin ve ailesi, bu ağlamayla, gelinin ebeveynlerinden ayrılacağı için duyduğu üzüntüyü ifade eder.


Çin'deki ağlayan gelinler geleneği
Ağlayan gelinler geleneğinin bazı kuralları vardır. Örneğin, gelinin ağlaması, yüksek sesle ve içten olmalıdır. Gelinin ağlaması, genellikle, geleneksel bir şarkı veya ağıt eşliğinde olur.
Ağlayan gelinler geleneği, bazı eleştirilere de maruz kalmaktadır. Bazıları, bu geleneğin, gelini baskı altına aldığını ve onun duygularını ifade etmesini engellediğini savunmaktadır. Diğerleri ise, bu geleneğin, Tujia kültürünün önemli bir parçası olduğunu ve korunması gerektiğini savunmaktadır.

Ağlayan gelinler geleneği, Çin kültürünün zenginliğini ve çeşitliliğini yansıtmaktadır. Bu gelenek, Tujia halkının aileye verdiği önemi ve kızların aile içinde sahip olduğu yeri göstermektedir.

4.Tarçın dökme, Danimarka


Tarçın dökme, Danimarka
Danimarka'da, 25 yaşına bekar giren bir kişinin arkadaşları tarafından tarçınla yıkanması bir gelenektir. Bu geleneğin amacı, bekar kişinin yakında evlenmesini sağlamaktır. Geleneğe göre, tarçın, bekar kişinin aşk hayatını canlandırmaya yardımcı olur.

Tarçın dökme geleneği, genellikle, 25. yaş doğum günü partisinde yapılır. Partiye katılanlar, ellerine tarçın alırlar ve bekar kişinin üzerine tarçın dökerler. Tarçın, genellikle, kafasından aşağı dökülür.

Tarçın dökme geleneğinin kökenleri, kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, bu geleneğin, eski zamanlardan beri uygulandığına inanılmaktadır. O zamanlar, insanlar, tarçının aşkı teşvik ettiğine inanıyorlardı.

Tarçın dökme geleneği, Danimarka'da oldukça yaygın bir gelenektir. Bu gelenek, bekar kişilerin evlenmelerini teşvik etmenin ve eğlenceli bir kutlama yapmanın bir yolu olarak görülmektedir.

Tarçın dökme geleneğiyle ilgili bazı ilginç bilgiler şunlardır:

  • Tarçın, Danimarka'da aşkı ve bereketi temsil eder.
  • Tarçın dökme geleneğinde, genellikle, tarçının üzerine su da dökülür. Bu, tarçının daha kolay akmasını sağlar.
  • Tarçın dökme geleneğinde, genellikle, bekar kişi, bir kova veya sepetin içinde oturur. Bu, tarçının her yerine yayılmasını sağlar.


Tarçın dökme geleneği, Danimarka kültürünün zenginliğinin ve çeşitliliğinin bir parçasıdır. Bu gelenek, Danimarkalıların aşka ve evliliğe verdiği önemi göstermektedir.

5.Pastaya kafa itme, Meksika


Meksika'da, doğum günü olan kişinin pastanın üzerindeki mumları üfledikten sonra ilk lokmayı almak üzere eğildiğinde, kafası etraftakilerden biri tarafından hızlıca pastaya itilir. Eğlenme amaçlı olan bu hareket, bir gelenek olduğu için herkes kaderine razı olur.

Pastaya kafa itme geleneğinin kökenleri, kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, bu geleneğin, 19. yüzyılda, Meksika'nın Jalisco eyaletinde ortaya çıktığına inanılmaktadır. O zamanlar, insanlar, bu hareketin doğum günü olan kişiye iyi şans getireceğine inanıyorlardı.
Pastaya kafa itme geleneği, Meksika'da oldukça yaygın bir gelenektir. Bu gelenek, doğum günü kutlamalarını daha eğlenceli ve unutulmaz hale getirmenin bir yolu olarak görülmektedir.

Pastaya kafa itme geleneğiyle ilgili bazı ilginç bilgiler şunlardır:

  • Pastaya kafa itme geleneği, genellikle, doğum günü partisinin sonunda yapılır.
  • Pastaya kafa itme geleneği, genellikle, doğum günü olan kişinin en yakın arkadaşları veya akrabaları tarafından yapılır.
  • Pastaya kafa itme geleneği, genellikle, doğum günü olan kişinin pastanın üzerindeki mumu üflemesinden hemen sonra yapılır.


Pastaya kafa itme geleneği, Meksika kültürünün zenginliğinin ve çeşitliliğinin bir parçasıdır. Bu gelenek, Meksikalıların eğlenceyi ve kutlamaları sevdiğini göstermektedir.

İşte pastaya kafa itme geleneğinin nasıl yapıldığına dair bir adım adım kılavuz:

  1. Doğum günü kişisi, pastanın önünde durur ve mumları üfler.
  2. Arkadaşlar veya akrabalar, doğum günü kişisinin arkasını dönmesini bekler.
  3. Doğum günü kişisi arkasını döndüğünde, arkadaşları veya akrabaları onu pastaya doğru iterler.
  4. Doğum günü kişisi, pastanın içinden geçerek, pastadan bir lokma alır.
  5. Doğum günü kişisi, pastanın üzerindeki krema ve şekerden kendini temizler.
  6. Doğum günü kutlaması devam eder.


Kaynaklar

  1. www.demirsaglik.com.tr/blog/yasam/dunyanin-farkli-kulturlerinden-hic-duymadigin-birbirinden-ilginc-gelenekler


6.Bebek atma, Hindistan


Bebek Atma, Hindistan
Hindistan'da, yeni doğan bebeklerin yüksek bir tapınağın tepesinden aşağıda insanlar tarafından gerilmiş halde bulunan büyük bir kumaşın üstüne atılması, bebek atma olarak bilinen bir gelenektir. Her yıl Aralık ayının ilk haftasında gerçekleştirilen bu ritüelin bebeklere sağlık, refah ve şans getirdiğine inanılıyor.

Bebek atma geleneğinin kökenleri, kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, bu geleneğin, 500 yıl önce, Hindistan'ın Karnataka eyaletinde ortaya çıktığına inanılmaktadır. O zamanlar, insanlar, bu ritüelin bebeklerin kötü ruhlardan korunmasına yardımcı olacağına inanıyorlardı.

Bebek atma geleneği, Karnataka eyaletinde oldukça yaygındır. Bu gelenek, genellikle, yerel bir tapınakta yapılır. Bebek, genellikle, bir rahip veya başka bir yetkili tarafından tapınağın tepesine taşınır. Bebek, tapınağın tepesinde, bir saniye kadar havada tutulur ve ardından aşağıda gerilmiş olan kumaşın üzerine bırakılır.

Bebek atma geleneği, bazı eleştirilere de maruz kalmaktadır. Bazıları, bu geleneğin, bebeklere zarar verebileceğini savunmaktadır. Diğerleri ise, bu geleneğin, bebeklerin kaderine müdahale olduğunu savunmaktadır.

Bebek atma geleneği, Hindistan kültürünün zenginliğinin ve çeşitliliğinin bir parçasıdır. Bu gelenek, Hintlilerin dini inançlarını ve bebeklere verdiği önemi göstermektedir.

Bebek atma geleneğinin bazı ilginç özellikleri şunlardır:

  • Bebek atma geleneğinde, genellikle, bir yaşına kadar olan bebekler atılır.
  • Bebek atma geleneğinde, genellikle, bebeklerin kıyafetleri çıkarılarak, çıplak olarak atılır.
  • Bebek atma geleneğinde, genellikle, bebeklerin yakınları, aşağıda kumaşın üzerinde hazır bulunur.


Bebek atma geleneği, Hindistan'ın turistik bir cazibe merkezidir. Her yıl, dünyanın her yerinden gelen turistler, bu geleneği izlemek için Karnataka eyaletine gelmektedir.

Kaynaklar


  1. www.demirsaglik.com.tr/blog/yasam/dunyanin-farkli-kulturlerinden-hic-duymadigin-birbirinden-ilginc-gelenekler


7.Diş doldurma, Endonezya


Endonezya'da, berok olarak bilinen geleneksel bir diş doldurma yöntemi kullanılmaktadır. Bu yöntemde, dişteki boşluk, bir tür reçine ile doldurulur. Reçine, genellikle, ağaç kabuğu, bitki özleri ve bal gibi doğal malzemelerden yapılır.

Endonezya'da diş doldurma

Berok yönteminin kökenleri, kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, bu yöntemin, yüzlerce yıldır Endonezya'da kullanıldığına inanılmaktadır. O zamanlar, insanlar, bu yöntemin, diş ağrısını ve enfeksiyonu tedavi etmeye yardımcı olduğuna inanıyorlardı.

Berok yöntemi, Endonezya'nın birçok bölgesinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu yöntem, genellikle, köylerdeki geleneksel diş hekimleri tarafından uygulanmaktadır.

Berok yönteminin bazı aşamaları şunlardır:

  1. Dişteki boşluk, bir iğne veya başka bir keskin aletle temizlenir.


  1. Dişteki boşluk temizleniyor
  2. Reçine, bir kavanozda ısıtılarak sıvı hale getirilir.
  3. Sıvı reçine, dişteki boşluğa doldurulur.
  4. Reçine, dişe sıkıca oturması için bir ışık kaynağı ile sertleştirilir.


Berok yöntemi, geleneksel ve etkili bir diş doldurma yöntemidir. Ancak, bu yöntemin, modern diş hekimliği yöntemleri kadar etkili olmadığı da söylenmektedir.

Berok yönteminin bazı avantajları şunlardır:

  • Doğal malzemelerden yapıldığı için, vücut için daha güvenlidir.
  • Daha az maliyetlidir.
  • Modern diş hekimliği yöntemlerine erişim olmayan kişiler için daha uygundur.


Berok yönteminin bazı dezavantajları şunlardır:

  • Modern diş hekimliği yöntemleri kadar etkili değildir.
  • Dişteki boşluğu tamamen doldurmayabilir.
  • Reçine zamanla bozulabilir.


Berok yöntemi, Endonezya'nın kültürel zenginliğinin bir parçasıdır. Bu yöntem, Endonezyalıların geleneksel tıp ve diş hekimliğine verdiği önemi göstermektedir.

8.Bira havuzları, Çekya

Çekya, dünyanın en büyük bira üreticilerinden biridir. Bu nedenle, bira, Çek kültürünün önemli bir parçasıdır. Çeklerin biraya olan sevgileri, bira havuzları olarak bilinen ilginç bir geleneğe yol açmıştır.

Bira havuzları, sıcak veya soğuk bira ile doldurulmuş havuzlardır. Bu havuzlarda yüzmek, biranın sağlık ve güzellik için faydalı olduğuna inanan Çekler arasında popüler bir aktivitedir.
Bira havuzlarının kökenleri, kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, bu geleneğin, 19. yüzyılda, Çek Cumhuriyeti'nin Karlovy Vary şehrinde ortaya çıktığına inanılmaktadır. O zamanlar, insanlar, biranın ciltteki ölü hücreleri temizlemeye ve kan dolaşımını iyileştirmeye yardımcı olduğuna inanıyorlardı.

Bira havuzları, Çek Cumhuriyeti'nin birçok şehrinde ve kasabasında bulunmaktadır. Bu havuzlar genellikle, spa merkezleri veya termal tesisler bünyesinde bulunur.

Bira havuzlarında yüzmek, aşağıdaki faydalar sağlayabilir:

  • Cildin nemlenmesine ve yumuşamasına yardımcı olur.
  • Kan dolaşımını iyileştirir.
  • Kas ağrılarını azaltır.
  • Stresi azaltır.


Bira havuzlarında yüzmek, bazı riskler de içerebilir. Örneğin, bira havuzları, klorlu havuzlardan daha az temiz olabilir. Bu nedenle, bira havuzlarında yüzmeden önce, havuzun temiz olduğundan emin olmak önemlidir.

Bira havuzları, Çek kültürünün zenginliğinin ve çeşitliliğinin bir parçasıdır. Bu gelenek, Çeklerin biraya olan sevgisini ve sağlık ve güzelliğe olan ilgisini göstermektedir.

Bira havuzlarının bazı ilginç özellikleri şunlardır:

  • Bira havuzları genellikle, 38-39 santigrat derece sıcaklıkta tutulur.
  • Bira havuzlarında yüzmek, genellikle, 15-30 dakika sürer.
  • Bira havuzlarından sonra, duş almak önemlidir.


9.Ölüleri sevinçle karşılama, Filipinler


Filipinler'de, Ölüleri Sevinçle Karşılama olarak bilinen bir gelenek vardır. Bu geleneğe göre, ölen kişinin ruhları, All Souls' Day olarak bilinen 1 Kasım'da evlerine döner. Bu nedenle, aileler, bu günü, ölen sevdiklerini anmak ve onlarla yeniden bir araya gelmek için bir fırsat olarak görürler.

Ölüleri Sevinçle Karşılama geleneğinin kökenleri, kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, bu geleneğin, Filipinler'in yerli halkları tarafından yüzyıllardır uygulandığına inanılmaktadır. O zamanlar, insanlar, ölen kişilerin ruhlarının, ölüler ülkesine gitmeden önce, evlerine geri döndüğüne inanıyorlardı.

Ölüleri Sevinçle Karşılama geleneği, Filipinler'in birçok bölgesinde yaygın olarak uygulanmaktadır. Bu gelenek, genellikle, kiliselerde düzenlenen ayinlerle başlar. Ayinlerden sonra, aileler, evlerini ve mezarları temizler ve süsler. Ayrıca, ölen sevdikleri için yemek ve içecek hazırlarlar.

Ölüleri Sevinçle Karşılama geleneğinde, bazı ilginç uygulamalar da vardır. Örneğin, bazı aileler, ölen sevdikleri için bir sandalye bırakır ve onlara yemek ikram eder. Ayrıca, bazı aileler, ölen sevdikleri için bir ışık bırakır ve onların ruhlarının eve döndüğünü görmelerini sağlar.

Ölüleri Sevinçle Karşılama geleneği, Filipinler kültürünün zenginliğinin ve çeşitliliğinin bir parçasıdır. Bu gelenek, Filipinlilerin ölüme karşı olumlu tutumlarını göstermektedir.

Ölüleri Sevinçle Karşılama geleneğinin bazı önemli özellikleri şunlardır:

  • Bu gelenek, genellikle, 1 Kasım'da uygulanır.
  • Bu geleneğe göre, ölen kişilerin ruhları, evlerine geri döner.
  • Bu gelenekte, genellikle, kiliselerde düzenlenen ayinler yapılır.
  • Bu gelenekte, genellikle, ölen sevdikleri için yemek ve içecek hazırlanır.


Ölüleri Sevinçle Karşılama geleneği, Filipinler'de önemli bir turizm etkinliğidir. Her yıl, dünyanın her yerinden gelen turistler, bu geleneği izlemek için Filipinler'e gelirler.

10.Ölüleri yemekle besleme, Laos


Laos'ta, ölüleri yemekle besleme olarak bilinen bir gelenek vardır. Bu geleneğe göre, ölen kişinin ruhları, Phi olarak adlandırılır. Phi'ler, öldükten sonra da hayatta olduklarını ve yaşayanlara ihtiyaç duyduklarına inanılır.

Ölüleri yemekle besleme geleneğinin kökenleri, kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, bu geleneğin, Laos'un yerli halkları tarafından yüzyıllardır uygulandığına inanılmaktadır. O zamanlar, insanlar, ölen kişilerin ruhlarının, öldükten sonra da aç olduklarını ve yemek yemeye ihtiyaç duyduklarını düşünüyorlardı.

Ölüleri yemekle besleme geleneği, Laos'un birçok bölgesinde yaygın olarak uygulanmaktadır. Bu gelenek, genellikle, ölen kişinin ölümünden sonraki ilk yıl içinde yapılır.
Ölüleri yemekle besleme geleneğinde, bazı ilginç uygulamalar da vardır. Örneğin, bazı aileler, ölen sevdiklerinin ruhlarına yemek ikram etmek için, mezarları başında bir tören düzenlerler. Ayrıca, bazı aileler, ölen sevdiklerinin ruhlarına yemek ikram etmek için, evlerinin yakınlarında bulunan bir tapınakta bir tören düzenlerler.

Ölüleri yemekle besleme geleneği, Laos kültürünün zenginliğinin ve çeşitliliğinin bir parçasıdır. Bu gelenek, Laosluların ölüme karşı olumlu tutumlarını göstermektedir.

Ölüleri yemekle besleme geleneğinin bazı önemli özellikleri şunlardır:

  • Bu gelenek, genellikle, ölen kişinin ölümünden sonraki ilk yıl içinde uygulanır.
  • Bu geleneğe göre, ölen kişilerin ruhları, açtır ve yemek yemeye ihtiyaç duyarlar.
  • Bu gelenekte, genellikle, ölen sevdiklerinin ruhlarına yemek ikram etmek için, mezarları başında veya bir tapınakta bir tören düzenlenir.


Ölüleri yemekle besleme geleneği, Laos'ta önemli bir kültürel etkinliktir. Her yıl, Laos'ta, bu gelenek için düzenlenen törenlere binlerce kişi katılır.

Ölüleri yemekle besleme geleneğinin bazı ilginç uygulamaları şunlardır:

  • Bazı aileler, ölen sevdiklerinin ruhlarına yemek ikram etmek için, mezarları başında bir sandalye bırakır ve onlara yemek ikram eder.
  • Bazı aileler, ölen sevdiklerinin ruhlarına yemek ikram etmek için, evlerinin yakınlarında bulunan bir nehir veya göle yiyecek atar.
  • Bazı aileler, ölen sevdiklerinin ruhlarına yemek ikram etmek için, özel olarak hazırlanmış bir yemek hazırlar ve bu yemeği, ölen kişinin mezarı başında veya bir tapınakta sunar.



Write & Read to Earn with BULB

Learn More

Enjoy this blog? Subscribe to RayleighS

20 Comments

B
No comments yet.
Most relevant comments are displayed, so some may have been filtered out.