İnci Küpeli Kız

45oT...q14d
6 Jan 2024
74

Vincent Van Gogh, 1888 yılında Emile Bernard’a bir mektup atar ve şöyle yazar; ‘‘Vermeer denilen sanatçıyı tanıyor musunuz? Bu ilginç ressamın paleti mavi, limon sarısı, inci grisi, siyah ve beyazdan oluşmaktadır...’’

Sevgili Bulbapp sakinleri bu gün sizlere İnci Küpeli Kızı anlatacağım...


Öncelikle hemen bir düzeltme ile başlamak istiyorum. Biz onu İnce Küpeli Kız olarak bilsek de o ilk kez ‘Türbanlı Kız’ olarak isimlendirildi. İtalyanlar bu resmi gördüklerinde, ona ‘Kuzeyin Mona Lisa’sı’ dediler. Sıra geldi ikinci düzeltmeye... Bu bir portre değil. Bu bir Tronie. Altın Çağ Hollanda’sının en çok tercih edilen resim türlerinden biridir diyebiliriz. Tronie’nin farkı, ifadeleri daha güçlü vermesiyle ayrılıyor. Tıpkı burada olduğu gibi...
Bu uygulama Barok bir kompozisyon ile birleştiğinde, sanki bir resme bakıyormuş gibi değil de 1665 yılında yaşamış bu kadın ile anlık bir şekilde göz göze gelmiş hissine kapılıyoruz.

Barok sanat, yoğun gölge ışığı, hareketleri, karanlık bir yarığın içinden süzülen ışıkları, anlık ifadeleri, kısa çığlıkları, dönüp bakmaları, kafa koparmaları, yalanları ve daha pek çok duygu ve hareketiyle, tam gerçekleştiği sırada, saniyelik bir şekilde gözler önüne serer...



Resim hakkında az bir bilgimizin olmasının sebebi de yine Tronie olmasıdır. Çünkü bunlar sipariş üzerine yapılan resimler değillerdir. Bunlar ressamların kendilerini, yeteneklerini ispatlamak için yaptıkları resimlerdir. Sizce de sevgili Vermeer yeteneklerini, aldığı sipariş eserlerin ötesinde göstermemiş mi? Bu gerçekten sanatçının en iyi eserlerinden biridir. Aynı zamanda tüm Sanat Tarihinin en meşhur eserlerinden de biridir. Sık sık tekrarladığım bir söz vardır. Hem seminerlerde hem başka yazılarımda pek çok eser için ‘Bilinmezliğin Çekiciliği’ sayesinde çok geniş kitlelere ulaşmış derim. Bu eser de bunlardan biridir. Bu kadının kim olduğu maalesef bilinmiyor. Mona Lisa’ya benzetilmesinin sebebi de bu. Biz bugün Mona Lisa’nın kim olduğunu biliyoruz elbette. Ama Mona Lisa meşhur olduğu dönemde kim olduğu bilinmiyordu. Lisa del Giocondo adındaki bu kadının ismini öğrensek de hakkında elbette bazı şüpheler ve kesin olmayan bilgiler de var. Ancak İnci Küpeli Kız hakkında neredeyse hiç bilgiye rastlamıyoruz. Onun bir hizmetçi kız olduğu düşünülüyor. Bu da oldukça normal ve olağan bir yaklaşım. Çünkü Vermeer kadının toplumdaki yeri ile ilgili ya da aile içindeki konumu ile ilgili konuları ele alır genellikle.

Hatta çoğu resminde doğrudan hizmetçilere yer verir ve onları mutlaka bir eylem içerisindeyken gösterir. Süt Boşaltan Kız, Uyuyan Kız, Terazi Tutan Kız...


Bu şekilde kadınları geniş açıdan gösterdiği ve gölge ışığı daha realist tarzda verdiği örnekler varken, İnci Küpeli Kız hem kompozisyon bakımından hem de gölge ışık bakımından diğerlerine göre oldukça farklıdır. Gizemli ve mistik bir havaya, bir heyecana sahiptir.
Barok sanatın en güçlü özelliklerini muhteşem bir hareketlilik ve canlılıkla yansıtır.
Hollanda’da janr yani gündelik hayat sahnelerini anlatan ‘tür’ resminin örnekleri olan bu resimlerin hemen hemen hepsi benzer özellikler sergilerken İnci Küpeli Kız, gündelik bir sahneyi yansıtmanın çok ötesinde, gündelik bir duyguyu yansıtıyor gibidir...
Tamamen karanlık bir arka planın ön kısmında başını anlık bir şekilde bizlere doğru çevirmiştir. Yazının başında Van Gogh’un bir mektubundan alıntıladığım kısımda, Van Gogh Vermeer’in renklerini ne kadar güzel özetlemiş.

Burada hepsini tek tek görüyoruz. Mavi, limon sarısı, inci grisi, siyah ve beyaz...
Leonardo Da Vinci’nin de dediği gibi; ‘‘Karanlık bir geri plan, öndeki figürü daha aydınlık yapar.’’


İlgimiz, ona baktığımız andan itibaren bu kız üzerine kalıyor. Dudaklarının hafif yarım olması, İtalyan Barok heykeltıraşı Lorenzo Bernini’nin heykellerini hatırlatıyor bana. O da hareketi güçlendirmek için heykellerin ağızlarını açık bırakıyordu.



Hepsi ya konuşacak gibi ya da susmak üzere gibi gözüküyordu. Tıpkı burada olduğu gibi. İnci Küpeli Kız bize dönüp ne söylemek istiyor olabilir?


Gelelim İnci kullanımına. Nilfür Öndin bunu Aziz François de Sales’in sözlerinen yaparak açıklar; ‘‘Ancak biliyorum ki, Tanrı’nın arkadaşı İshak iffetli Rebeka’ya aşkının simgesi olarak küpeler vermişti. . Bu bana incinin tinsel bir anlamı olduğunu düşündürür. Şöyle ki, kadının hep koruması gereken, erkeklerin istediği bedeninin ilk kısmı kulağıdır. Kutsal Kitap’ın oryantal incileri olan iffet sözlerinin tatlı sesinden başka hiçbir sözcük veya ses kulağa girmemelidir.’’ demiştir. Yani bir noktada, özellikle Kuzey Avrupa’da inciler iffetin sembolü olarak tanımlanıyordu diyebiliriz. Ancak şunu da eklemeliyim ki Barok sanat için kullanılabilecek en güzel nesnelerden biridir aynı zamanda.

Çünkü Barok, kelime anlamı olarak da, Portekizce ve İspanyolca’da, düzensiz veya ‘şekli bozuk inci’ anlamına gelen ‘Barocco’ sözcüğünden türemiştir ve aslında ilk başta Barok mimari ile dalga geçmek için söylenmiştir. Vermeer, incinin karanlık ve yoğun ışığı bir arada vermek isteyen Barok resim için iyi bir nesne ve sembol olabileceğini düşünmüş olmalı. Muhtemelen Vermeer’in resmettiği bir başka hizmetçi olan bu kadının böylesine bir İnci Küpe’ye sahip olması imkansız olduğu için, sanatçının bu resim için ödünç verdiği düşünülebilir.

Sonuç olarak resim sanatının gördüğü en iyi Tronie olarak tarihe geçen bu resim Barok karanlık sanatının da en güçlü ışık efektlerinden birine sahiptir.


Kızın kıyafetindeki katlanmalar arasındaki ince gölgeler ile kulağındaki inci küpe, karanlığın içinde tıpkı Leonardo’nun dediği gibi ön plana çıkmış. Tıpkı bu eserin tüm Barok resimleri arasında ön plana çıkması gibi. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Sanatla kalın...










Write & Read to Earn with BULB

Learn More

Enjoy this blog? Subscribe to mustimonn

10 Comments

B
No comments yet.
Most relevant comments are displayed, so some may have been filtered out.