Lanetli Sandık: Karanlık Define Macerası - 1

G44q...K1Nz
21 Jan 2024
98


Karasakal Korku Kulübünün korku sever dostları bu gece karanlığın derinliklerine doğru bir yolculuğa hazır olun. Size anlatacağım bu korkunç hikaye, Ağrı'nın sınıra yakın bir köyünde, yaklaşık 15 yıl önce başlamış olan olaylarla dolu. Bu karanlık gece boyunca, gizemli köyde yaşanan dehşet verici olayları keşfedecek, unutulmuş Ermeni kalıntılarından doğan esrarengiz bir laneti hissedeceksiniz.
Köyün sükûneti geceleyin çobanlar köpeklerin gizemli bir şekilde havlamasıyla birlikte bozulmaya başlıyor. Doğu ve Güneydoğu'nun derinliklerinde saklı kalmış Ermeni izleri, bu karanlık hikayenin ortasında önemli bir rol oynayacaktır. Bu bölgede zamanla unutulan izler ve gizemli yıkıntılar, köy halkını korkutucu bir hikayenin içine sürüklüyordu. Çobanlar, bu olayların ardındaki sırları açığa çıkarmak için gece boyunca çabalar sarf ediyor, ancak karanlık ve ürkütücü bir gerçekle yüzleşeceklerini henüz bilmiyorlardı.
Hazırsanız Karasakal Korku Kulübündeki maceramız başlıyor....



Olay Ağrı'nın sınıra yakın köylerinden birinde yaşanmış olayın başlangıcına gidersek kayınpederimin ailesi o bölgede zengin sayılabilecek bir aile. kayınpeder şehirde yaşayan nispeten tahsilli bir devlet memuru. olayın gerçekleştiği tarihte yaz tatili için köyde bulunuyor. yaz aylarında hayvanlarını yaylaya götürüyorlar ve başlarında birkaç çoban duruyor. bildiğin 3-4 ay çadırda yaşıyor çobanlar.
bilen bilir doğu ve güneydoğu bölgesinde eskiden ermeniler yaşadığı için onlardan kalan birçok köy vardır. birçok arazi, yapı ermenilerden kamıştır. bu bölgede yine bu tarz ören yerlerine yakın bir yayla. eski kalıntılar hala görülebilir.
bir gece çoban, köpeklerin havlamasıyla uyanıyor, kurt olabileceğini düşünüp köpeklerin olduğu tarafa gidiyor ama bir şey göremiyor civarda. köpeğin bulunduğu yer yıkıntı şeklinde bir yer. köpekleri de çağırıp geri dönüyor. ertesi gece aynı sesler ve aynı yer, yine bir şey yok. çobanlar kıllanıp gündüz aynı yere bakmaya gidiyorlar ve baktıkları yerde yıkıntıların arasında bir delik var. delik aşağı yukarı yarım metre çapında. muhtemelen fare, tilki benzeri bir havan deliğidir, köpeklerde ondan havlıyorlar diye düşünüp çok sallamıyorlar.
ertesi gece yine aynı muhabbet olunca çoban kalkıp yine gidiyor ve bu kez delikten ateş çıktığını görüyor. heyecan yapıp diğer iki çobanı uyandırıyor ve bakıyorlar mavi mavi bir alev. o bölgede yer altından çıkan kaplıca vs çok olduğundan doğalgaz ya da benzeri bir gazın yandığını düşünüyorlar. hatta seviniyorlar para eder falan diye.


Sabah olup tekrar çukura gidince ateşin söndüğünü görüyorlar ve birer kazma alıp kazmaya başlıyorlar deliği. biraz kazdıktan sonra büyük oda gibi bir yere iniyorlar, bu kez kafalar karışıyor ve burada define vs olabileceğini düşüp sağı solu duvarları delik deşik ediyorlar. kazarken en sonunda küçük bir sandık buluyorlar. içini açıyorlar ve bir çaputa sarılmış saç, dış, kemik ve sonradan ermeni harfleri olduğunu öğrendikleri bir yazı yazan deri parçası çıkıyor sandıktan. ama açtıkları anda iğrenç bir koku yayılıyor etrafa. sandığı yanlarına alıyorlar ve çadıra dönüyorlar. hayvanların yanına yaklaştıkları anda koyunların hepsi bir tarafa kaçışıyor. resmen kaos oluşuyor etrafta. köpekler havlıyor koyunlar deli gibi ağıldan dışarı kaçmaya çalışıyor çoban üstlerine gittikçe. çobanlar tabi bu olayın sandıkla alakalı olduğunu anlamıyorlar ilk başta.
sonra bu böyle olmayacak deyip birini köye gönderiyorlar sandıkla birlikte. bir bilene gösterecekler bu nedir diye. bir bilen de bizim kayınpeder oluyor, okumuş olduğundan. kayınpeder bakıyor harfler ermeni harfleri ama kemik memik görünce uğraşmayın atın gitsin bu pisliği diyor.


Tabi çobanlar iplemiyorlar ve başkalarına sormak için sandığı saklıyorlar ama sandık yanlarındayken hayvanları kontrol etmenin imkanı yok. içlerinden biri uyanıyor bunda büyü falan olabilir diyor. alıyor bu kez sandığı bu işlerle uğraşan bir hocaya götürüyor. hocanın evine gidiyor hoca bahçeden bunu görüyor ve “elindeki sandığı bırak öyle gir içeri” diyor. çoban içeri giriyor, hoca “o sandığı nerden buldun diyor”, çoban anlatıyor. hoca içindekileri soruyor çoban anlatıyor. hoca diyor ki “ bu sandığın olduğu yerde bir gömü var, ermeni gömüsü. ama basına öyle bir ifrit bağlamışlar ki komple sülalenize musallat olabilecek güçte. hatta kabilesinden biri şu an bahçenin kapısında sandığı bekliyor. siz bu sandığı açınca bu ifriti salmışsınız. başınıza iş gelmeden götürüp sandığı yerine bırakın üstünü kapatıp şu şu duaları okuyun ve sakin gömüyle uğraşayım demeyin bunlar sizin yedi sülalenizi rahat bırakmazlar” diyor.
çoban tabii çok korkuyor ama hocanın bahsettiği gömü aklını çeldiğinden sandığı alıp gidiyor. diğer çobanların yanına varıyor olanları anlatıyor. tabi tırsıyorlar ama gömü de öyle bırakıp gidilmez. yanlarına bir kuran alıyorlar, abdestlerini de alıp kazmaya karar veriyorlar. yaylaya arada gelen giden olduğundan ve kimseye çaktırmamak için gece kazacaklar. o günün gecesinde birkaç saat kazıyorlar, bir şey çıkmayınca çadıra dönüp yatıyorlar. ama uyku ne mümkün! hayvanlar bir saniye susmuyor. en son sandığı götürüp kazı yerine bırakıyorlar, sesler kesiliyor.


Sabah bir uyanıyorlar gördükleri manzara feci, tam 100'den fazla koyun telef olmuş vaziyette ağılda yatıyor. köpekler kayıp, hiç kan yok, boğuşma arbede yok. hayvanların üzerinde bir iz yok, ama hepsi sanki şişirilmiş gibi kasılmış vaziyette olmuş. panik olup köye gidiyorlar. haberi alan gelmiş tabi. jandarması falan herkes haberdar olaydan ama çobanlar ve hoca haricinde büyü mevzusunu bilen yok. korkudan gömü işini de anlatamıyorlar. kayınpederler olayın peşini bırakmıyor, çobanları sıkıştırıyorlar, sonunda anlatıyorlar mevzuyu. bizimkiler delleniyor tabi, hocanın yanına gidiyorlar birlikte.
hoca “ben bunları uyardım ama belli ki dinlememişler, bu üçünün peşinde 3 tane ifrit var. kapıda bekliyorlar, ben böylelerini ne gördüm ne işittim öyle güçlü, öyle korkunçlar.” kayınpederlere “siz bu koyun meselesini kurban olarak sayın, bu ise sakın bulaşmayın, bulaşırsanız koyunlarınız geri gelmediği gibi başınıza daha büyük dert alacaksınız” diyor. çobanlara da “bunlarla ben baş edemem gidin Erzurum'da biri var ondan yardım isteyin, kabul ederse ne ala, ederse de ne isterse verin yoksa yandınız” diyor.
dışarı çıkıyorlar kayınpederin kardeşleri bu çobanlara iyi bir sopa çekiyor, kovuyor yanlarından. sonra eve gidip bir 10 köyün daha kurban kestiriyorlar, dualar falan konuyu kapatmak istiyorlar.


Tabi çobanlarımız ne yapıyor, "madem boka bulaştık bari altınları indirelim" diyorlar. İçlerinden biri kabul etmiyor, ben Erzurum'a gidip bu işten kurtulacağım diyor. ertesi gün yola çıkıyor ve çobandan bir daha haber yok. gidiş o gidiş. ne ölüsü ne dirisi, eleman yok oluyor resmen.
diğer ikisinin bundan haberleri yok tabii. gidiyorlar gece kazmak için. kazarken bir sandık buluyorlar, tam seviniyorlar altınlar falan diye bir açıyorlar, sandığın içi dolu kadın saçı. tabii anlamıyorlar durumu. kazıyorlar sabaha kadar. sabah gidip bir kuytuda uyuyacaklar telefon çalıyor çobanın. karısı tandıra düşüp cayır cayır yanmış. hastaneye götürüyoruz diyorlar. bunlar ata atlayıp köye varıyorlar, oradan arabayla hastaneye... ama kadın ölmüş.
ikisi de durumu biliyor ama yapacak bir şey yok. kimseye bahsetmeyeceğiz diye ayrılıyorlar, işin peşini bırakıyorlar.
diğer çoban gidiyor ve kurban kestiriyor hemen, korkudan. tekrar hocaya gidiyor. durumu anlatıyor. Erzurum'daki hocadan yardım alalım falan diyor. hoca adresi verip gönderiyor Erzurum'a.


Erzurum'daki adam bu işleri çok iyi bilen bir adam; bölgede isim yapmış resmen. ben adını öğrenemedim ama çoğu kişi böyle biri var diyor Erzurum'da. çoban adama ulaşıyor. adam direkt "gel" demiş, "ben de seni bekliyordum". çoban durumu anlatmadan adam başlamış anlatmaya.
adam demiş ki "ben yıllardır acaba kim salacak bu ifriti diye bekliyordum. piyango size vurmuş. vurmuş ama bu işin önüne kurbanla falan geçemezsiniz. bu işi parayla da çözemezsiniz. önce kaybolan arkadaşını bulacaksınız, ama o su an bir yere bağlandı, oradan bir adım dahi uzaklaşamaz. onların hizmetine girdi. bana gelirken yolda aldılar onu. üçünüz de bir araya gelirseniz burada biz bu ifriti yakarız. biriniz eksik olursa olmaz" diyor. çobanın yerini söylüyor. söylediği yer bunların sandığı bulduğu yıkıntı.



Sevgili Karasakal Korku Kulübü dostları, bu karanlık ve ürkütücü hikaye burada bitmiyor tabi, bazı okuyamayan arkadaşlarım yazılarımın çok uzun olmasından dert yanmış bu sebeple bu hikayemi burada üç nokta ile beklemeye alıyor ve yarın çok bekletmeden üç çoban hikayemizin devamını siz korku sever dostlarımla paylaşacağıma söz veriyorum.

Şimdilik bu gece boyunca, yaşanan ürpertici anları hissettiniz, gizemli olayların derinliklerine doğru küçük bir yolculuğa çıktınız. Ancak, hikayenin üç nokta koyduğu bu an, sadece bir başlangıçtı. Karasakal Korku Kulübü olarak, karanlık dünyalara doğru atılmış olduğunuz bu adımda yanınızda olduğumuzu hatırlatmak isteriz.

Gelecek korku dolu gecelerde tekrar bir araya gelene kadar, karanlık köşelerde gizlenmiş korkularınızı düşünün ve unutulmaz anların tadını çıkarın. Bizimle bu ürkütücü yolculukta olduğunuz için teşekkür ederiz. Korku ve heyecan dolu bir sonraki buluşmamıza kadar, karanlıkta kaybolmayın!

__________________________________________________________________________________




Merhaba, karanlık dünyaya hoş geldiniz ben @Karasakal ve burada, korku dolu dünyaların kapılarını aralayarak sizi gizemli ve ürkütücü bir yolculuğa davet ediyorum. "Karasakal" adlı
Cos.Tv de korku hikayeleri anlattığım kanalım : https://cos.tv/channel/33717931502117888
kanalımda, geceye dair esrarengiz hikayeleri anlatıyor, karanlık köşelerin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

👻 Hikayeler ve Mitoloji: Efsanevi yaratıkların, karanlık geçmişlerin ve unutulmaz karakterlerin arasında kaybolun. Mitolojik öğelerle bezeli hikayelerle sizi büyüleyeceğim.
🌌 Gizem ve Gerilim: Kayıp kasabaların, terk edilmiş evlerin ve hayaletli mekanların sırlarını keşfedin. Gerilim dolu anlatımlarla kalbinizin ritmini hızlandıracağım.
🕵️ Korku Sever Topluluğu: "Karasakal" ailesine katılarak, korku severlerin bir araya geldiği bu benzersiz topluluğun bir parçası olun. Sizden gelen yorumlar ve önerilerle bu karanlık yolculuğa birlikte devam edelim.
📅 Yeni Hikayeler Her Hafta: Her hafta sizi farklı bir korku hikayesiyle buluşturuyorum. Yeni bölümleri kaçırmamak için kanalıma abone olmayı ve bildirimleri açmayı unutmayın!
Karanlık dünyaları keşfetmeye hazır mısınız? "Karasakal" ile gerçek korku hikayelerinin dünyasına adım atın. Kemerlerinizi sıkı tutun, çünkü bu yolculukta sizi bekleyen bilinmeyenlerle dolu!
* Buradan tekrar belirtmek isterim ki tüm yorumlarınıza cevap veremesem de hepsini okuyorum.

Write & Read to Earn with BULB

Learn More

Enjoy this blog? Subscribe to Karasakal

13 Comments

B
No comments yet.
Most relevant comments are displayed, so some may have been filtered out.