Edgar Degas içerde
Bugün sizlere Edgar Degas’nın ‘İçerde’ ya da diğer adıyla ‘Tecavüz’ adlı eserinden bahsedeceğim. Madem tecavüz rahatsız edici bir şey değil, biraz da sanat tarihinde tecavüzden bahsedelim...
Edgar Degas genellikle balerinlerin resimlerini yapan bir ressam. Ancak bu onun ilginç kompozisyonlarından biri. Eser yapıldıktan 35 yıl sonra ‘Tecavüz’ ismini aldı. Daha öncesinde sadece ‘İçerde’ deniliyordu. Çoğu sanat tarihçisi bu resmin, Emile Zola’nın ‘Therese Raquin’ adlı eserinden yola çıkılarak yapıldığı görüşünde. Zola’nın hikayesinde Camille ve Therese adında iki karakter vardır. Bunlar evlidir ancak bu evlilik Therese’in Laurent ile tanışması ile çok karışık bir döneme girer. Sonunda ikisi birlikte Camille’i öldürmeye karar verirler.
Kavuşmak için öldürmeyi bile göze alırlar. Sonunda aralarında bir engel kalmaz ve bir araya gelirler. Ancak artık bu yasak aşkın heyecanı kalmamıştır ve vicdan azabı kendini göstermeye başlar.
Her gece kabuslar görür. Hatta Laurent o kadar takınıtılı hale gelir ki ara sıra morga gidip Camille’in cesedini kontrol eder. Sonunda bu yük ikisinin de omuzlarına fazla gelir ve hafiflemek için bedenlerinden kurtulmaya karar vererek intihar ederler. Eser ile bu hikayeyi bir araya getiren sanat tarihçisi Theodore Reff’in mantığı çoğu otorite tarafından da kabul edildi. Ancak hala belirsizlik sürüyor. Kesin bir bilgimiz yok. Çoğu sanat tarihçisi hala bu eserde gördüğümüz teatral sahnenin bir tecavüz sahnesi olduğu görüşünde. Eser yapıldıktan 35 yıl sonra sahnenin gerilimi, figürlerin duruşları ve ifadelerinden yola çıkılarak bu esere ‘tecavüz’ adı da verildi. Resim içinde bunu destekleyen bazı sembollerin varlığı sanat eleştirmenlerini hararetli bir tartışmanın içine sürükledi.
Çoğuna göre sanat tarihinde bir ‘tecavüz’ sahnesinin yeri olmadığını düşünen insanlar, bu ‘tecavüzün’ üstünü örtmeye çalışıyorlardı.
Eserin teatral havası, sahnenin sıkışık kompozisyonu ile birleştiğinde insanı geren bir yapıya sahip oluyor.
Erkeğin duruşuna bakın. Son derece rahatsız edici olduğu çok açık. Kadın ise üzgün ve sanki zarar görmüş gibi gözüküyor. Odanın içinde bulunan dikiş kutusu, kadının bekaretini kendi rızası dışında kaybetmesi olarak yorumlandı. Odada bir arbede yaşandığı da çok açık.
Yatak derli toplu gözükse de bu detay tecavüzün kanıtlarından biridir. Yani kadın, erkek ile aynı yatağa girmemiş, girmek istememiştir. Tecavüz, odanın herhangi bir yerinde herhangi bir anda yaşanmış olabilir. Odadaki ışık da son derece etkileyici. Dramatik bir etki ile odaya dağılan ışık bazı küçük detayları da aydınlatıyor. Mesela kadının yerde duran korsesi ya da adamın çıkartıp yatağın kenarına astığı ceketini ile karşılaşıyoruz.
Erkek figürü, kadının çaresiz ve mağdur ifadesinin zıttı bir ifade takınıyor. Kadının omzu düşmüş, yüzünü utanç duygusu içine karanlığa çevirmiş. Karnını içeri doğru çekip dizlerinin üzerinde, yerde ve rahatsız edici bir şekilde duruyor
Ancak biz resmi izlerken kadının duruşundan rahatsız olsak da erkek figürü bundan herhangi bir rahatsızlık duymuyor.
Kadına yardım etmeye çalışmıyor. Kadınla ilgilenmiyor. Kadına üstten, hakimiyet kendisindeymiş gibi bakıyor. Kendinden emin gözüküyor.
Aynı zamanda erkek figürü kadına son derece rahatsız edici bir şekilde gözlerini dikiyor ve kapının önünde duruyor. Kapının çizgisini engelleyen bir kilidin de varlığı, kadının odada kendi rızası dışında bulunduğunu açık şekilde gösteriyor.
Tıpkı rızası olmayan bir ilişkinin içinde bulunması gibi...
Elini cebine sokmuş, bacaklarını açmış, kadının mağdur haline gözlerini dikmiş bir erkek figürü pek çok insana göre bu sahnenin tecavüz sahnesi olduğunun kanıtıdır. Bu kadar açık verilen mesajlardan sonra buna ‘tecavüz’ demek yerine çok da desteklenemyen teorilerle bu resme Therese Raquin yorumu yapılması gerçekten de bir ört pas teorisi olabilir mi?
‘Erkeğin’ kötücül ve tecavüzcü gözükmesini sindiremeyen bazı otoriteler resme kulplar bulmaya çalışmış olabilir mi?
35 yıl sonra birileri herkesin rahatlıkla görebildiği ‘Tecavüz’ teorisini ortaya attığında başka bir grup buna engel olmaya çalışmış olabilir mi?
İnsanlar, resimden 35 yıl sonra yaşanılan bu olaya tecavüz diyebilmiş ve seslerini çıkarabilmişler. Umarım düşündüklerimizi rahatlıkla ifade edebilmek için 35 yıl beklememiz gerekmez. Umarım yaşanılan bir ‘Tecavüz’ 35 yıl boyunca görmezden gelinmez. Sanatla ve sevgiyle kalın...