Zübeyde Hanım

6w3n...rn6b
14 Jan 2024
33

Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım, 1857 yılında Selanik'te dünyaya geldi. Zübeyde Hanım, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde, Sultan Abdülaziz'in hükümete son verilmesi ve II. Abdülhamid'in tahta çıkması gibi önemli tarihi olayların yaşandığı bir dönemde doğmuştur.

Ailesi “Sofuzadeler” olarak bilinen Feyzullah Ağa ile onun 3.evliliğini yaptığı Ayşe Hanım’ın tek kızı olan Zübeyde Hanım’ın annesine, bilge kişiliğinden dolayı “Molla Hanım” denilmekteydi. Aynı şekilde, kendisine de Selanik’in bilge ve akıllı, okuryazar kadınlarına verilen isimle “Zübeyde Molla” şeklinde seslenilmekteydi. Zübeyde Hanım, yeterince eğitim görmemiş ama çocukluğunda okuma yazmayı öğrendiğinden çevresinde de muhafazakâr, geleneklerine bağlı bir kadın olarak bilinmekteydi. Bu yönüyle de daha sonra oğlu Mustafa Kemal’in ilk olarak dini yönü güçlü mahalle mektebine gitmesini istemişti. Çünkü o dönem mahalle mekteplerinde öğrencilere, sadece Arap harfleri öğretilir ve Kuran-ı Kerim’i okuyacak hale gelmesi düşünülürdü.
Zübeyde Hanım’ın anne soyu “Konyarlar” diye anılan ve Konya Karaman’dan Rumeli’ye gelen Yörüklerden gelmekteydi. Konyarlar, Fatih Sultan Mehmet döneminde 1466’da Rumeli’ye göç ettirilerek iskân edilmişlerdi. İlk yerleştikleri yer ise, Batı Makedonya’daki Vodin ilçesinin batısındaki Sarıgöl Bucağı idi. Selanik’e de buradan gelmişlerdi.

Kızı Makbule Hanım da, annesi Zübeyde Hanım’ın sık sık, “Soyumuz Yörük’tür. Konya Karaman yöresinden buraya gelmişiz” dediğini anlatırken, Atatürk’ün de birçok kez “Benim atalarım Anadolu’dan Rumeli’ye gelmiş Yörük Türkmenleridir” dediği bilinmekteydi.

Aydın Söke’den Selanik’e göç etmiş Hafız Ahmet Efendi’nin oğlu Ali Rıza Efendi ile 1870 veya 1871 yılında evlendiğinde Zübeyde Hanım, henüz 14 yaşında ve kızı Makbule Hanım’a göre “uzun boylu, ince yapılı, altın saçlı, yeşil gözlü bir kadın” idi. Şevket Süreyya ise Zübeyde Hanım’ı “kumrala çalan sarışın bir güzeldi. Beyaz, pembe teni, renkli yüzü, orta boylu, narin, canlı bir yapısı vardı. Ama asıl çekiciliğini veren gözleriydi. Biraz içerlek, biraz yumuk, hafif şehla ve mavimsi gözler” şeklinde tanımlamıştı.

Zübeyde Hanım, genç yaşlarda, ailesinin zor ikna edilmesi ile Mustafa Kemal'in babası Ali Rıza Efendi ile evlendi. Bu evlilikten üç çocukları oldu: Ahmet, Makbule (Atadan) ve Mustafa Kemal. Ancak, Zübeyde Hanım'ın evlilikleri sarsan zorluklarla dolu oldu. Mustafa Kemal'in babası Ali Rıza Efendi, Zübeyde Hanım'ın hayatındaki önemli figürlerden biriydi, ancak çiftin boşanması sonrasında Zübeyde Hanım, çocuklarını tek başına büyütmek zorunda kaldı.

Zübeyde Hanım, Harp Akademisi’ni bitiren ve kurmay yüzbaşı olan Mustafa Kemal’in kısa süre de olsa hapse atılması üzerine oğlunu görebilmek için 1905 yılında, birkaç günlüğüne de olsa İstanbul’a gelmiş ve oğlunu buradan ilk görev yeri Şam’a bizzat gözyaşlarıyla uğurlamıştı.
Zübeyde Hanım, Çanakkale savaşı sonrası Halep’te görevlendirilen Mustafa Kemal sarılık hastalığına yakalandığı zaman da onu görmek için Halep’e giderek, kör olduğundan korktuğu oğlu Mustafa Kemal’i ziyaret etmiş ve yine İstanbul’a dönmüştür.

Ülkenin savaştan yenik çıkması sonrasında oğlu Mustafa Kemal’in, Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan birkaç gün sonra 13 Kasım 1918’de İstanbul’a gelmesiyle sevinen Zübeyde Hanım, hasret gidermiş ve Mustafa Kemal Paşa’nın Şişli’de tuttuğu üç katlı evde oğlu ve kızıyla yaşamaya başlamıştı. Mustafa Kemal 16 Mayıs 1919’da Samsun’a hareket etmeden önce annesi ve kız kardeşi ile vedalaşmış ve bu görüşmede Zübeyde Hanım baygınlık geçirmişti. Sabaha kadar dertleşip oğluyla konuşan Zübeyde Hanım, oğlunu sabah dualarla Samsun’a yolcu etmişti.
Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışı sonrasında kızı Makbule Hanım ile İstanbul’da yalnız kalan Zübeyde Hanım, Mustafa Kemal’in İstanbul ile arasının bozulması ve idama mahkûm olması gibi taşıyamayacağı haberler nedeniyle rahatsızlanıp kısmî felç olacaktı. Zübeyde Hanım bu süreçte, kızı Makbule Hanım’ın Mustafa Mecdi Bey ile evlenmesi üzerine tekrar Akaretler’deki eski evlerinde, kızı ve damadıyla birlikte yaşamaya devam etmişti.
Kurtuluş Savaşının ateşli yıllarında Zübeyde Hanım’ın damadı Mustafa Mecdi Bey’in sık sık Ankara’ya gidip gelmesi, Mustafa Kemal Paşa’ya o kadar iş arasında annesi ile de ilgilenme şansını vermişti. Eniştesinden annesi ile ilgili bilgi almış, Dışişleri Bakanlığı Levazım müdürü arkadaşı Cemal Bey (Bolayır) aracılığıyla sık sık İstanbul’da Akaretler’de oturan annesi Zübeyde Hanım’ı kontrol ettirmiş ve elden mektup ve para göndertmişti.

Zübeyde Hanım’ın İstanbul’da başlayan hastalığı daha da ilerlemişti. Mustafa Kemal Paşa, hasta annesine İzmir havasının iyi geleceği düşüncesiyle onu da ikna ederek bir süre kalması için İzmir’e göndermişti. Bu ziyaretin bir başka amacı da, Mustafa Kemal’in evliliği düşündüğü Latife Hanım ile Zübeyde Hanım’ı tanıştırmaktı Zübeyde Hanım gelin adayı olan Latife Hanım’ın Karşıyaka’daki yazlık köşkünde bir süre kalmasına rağmen oğlunun mürüvvetini göremeden 66 yaşında 14 Ocak 1923’te hayatını kaybetmişti.
Mustafa Kemal de bu elim haberi tren ile Ankara’dan başlayan ve Batı Anadolu’yu kapsayan bir yurt gezisine çıktığında Eskişehir’de öğrenmişti. Özellikle İstanbul gazetecileri ile yapacağı ve devrimi anlatacağı bu geziye büyük önem veren Mustafa Kemal Paşa, acısıyla yaşamış ve geziyi kesmemişti. Bir süre sonra İzmir’e gelerek annesine olan son görevini de yerine getirmiş ve annesinin mezarı başında dua etmiştir.
Saygıyla, Rahmetle anıyoruz.











Write & Read to Earn with BULB

Learn More

Enjoy this blog? Subscribe to Atatürk

0 Comments

B
No comments yet.
Most relevant comments are displayed, so some may have been filtered out.