zkPorter’ın zkSync için Önemi
Ana blockchainler Layer 1 olarak adlandırılır. Örnek olarak Ethereum, Bitcoin veya Solana’yı verebiliriz. Bugüne kadar ana zincirde yapmış olduğunuz her transfer, mintlediğiniz her NFT, eklediğiniz her kontrat dünyanın dört bir yanındaki blokzincirin nodelarına (düğümlere) dağılıyor. Bu nodelar bütün işlemleri indiriyor ve doğruluyor. İşte bu Layer 1 ağlarındaki nodeların sayısı da arttıkça merkeziyetsizlik dediğimiz kavrama daha yaklaşırız ve ağın güvenliğinin arttığını söyleyebiliriz.
Fakat Layer 1’lerde gerçekleşen işlemlerin sayısı arttıkça bazı problem ortaya çıkıyor. İşlemlerin fazla olması nedeniyle ağı oluşturan nodelar daha fazla depolamaya ihtiyaç duyar ve enerji harcar. Saydığımız donanımsal sorunların yanında ayrıca bir blokzincirdeki bloğun gerçekleştirebileceği işlemler kısıtlı olduğu için işlem ücretleri artar.
Tam bu noktada Layer 1’leri ölçeklemek isteyen Layer 2’ler hayatımıza giriyor. Bugün Ethereum üzerindeki Layer 2 çözümlerinden ilerleyeceğiz. Bu çözümlerin ana hedefi Ethereum’un ölçeklenmesini sağlamak ve Ethereum’un güvenliğinden faydalanırken ucuza işlemlerin gerçekleştirilmesidir. Bunu da işlemleri zincir dışına taşıyarak yapıyorlar.
Layer 2‘ler de kendi içerisinde teknoloji bakımından temel olarak Rollup, Sidechain ve State Channel olarak ayrılıyor. Bugün konumuz zkSync olduğu için rolluplardan devam edeceğiz. İki tür rollup vardır: Optimistic Rolluplar ve Zero Knowledge (sıfır bilgi kanıtı )Rolluplar. Arbitrum ve Optimism, Optimistic rolluplar iken zkSync, Starknet ve Linea Zero Knowledge rolluplardır.Peki nasıl çalışır bu rolluplar? Kısaca ağ üzerinde yaptığımız birden fazla işlemi bir araya getirerek sarmalayıp (roll yapıp), tek bir işlem paketi olarak Ethereum ana ağına gönderir. Bunu da yazımızın konusu olan zkSync, sıfır bilgi kanıtı teknolojisini kullanarak yapıyor. Beraberinde de sarmalanıp Ethereum’a gönderilen bu işlemlerin doğruluğunu ispatlayacak bir kanıt gönderiliyor. Böylelikle ağı hızlandırmış ve ucuzlatmış olmakla beraber gönderilen veri(data) ve kanıtlar(proof) Ethereum’a işlenerek güvenlik sağlanmış oluyor. Buraya kadar her şey çok güzel görünüyor değil mi? Ancak yeterli değil. Sıfır bilgi kanıtı rolluplar, Optimistic rolluplardan daha karmaşık bir yapıya sahip oldukları için onlar kadar ucuz ve hızlı değiller. Ayrıca üzerlerinde Optimistic rolluplar gibi EVM çalıştıramıyorlar. Bu durum onların adaptasyon sürecini yavaşlatıyor. Bundan dolayı da şimdilik dönen hacim ve toplam kilitli varlık değerlerinde Arbitrum ve Optimism’in gölgesinde kalıyorlar.
Aşağıdaki tabloda yazının yazılmış olduğu tarihte, Layer 2 ağlarının üzerindeki kilitli varlık değerleri bulunuyor. EVM uyumlu olmamalarından dolayı adaptasyon süreçlerinin yavaş olması ve ekosistemlerinin Optimistik rolluplara kıyasla yavaş büyümesinin yanı sıra zkSync’in Ethereum’a gönderdiği veriler halen oldukça pahalı.Aşağıda Layer 2 çözümlerinin aldıkları işlem ücreti üzerinden ne kadar ETH veri saklama maliyeti ödediğini görmektesiniz. ZkSync Era ağının bizden aldığı gaz ücretlerinin neredeyse yarısı Ethereum’a gönderiliyor. Bu da zkPorter’ın önemini daha da vurguluyor. Ayrıca Ethereum tarafında gerçekleşmesi beklenen EIP — 4844 gibi güncellemerde bu ücretleri ciddi anlamda düşüreceği için o tarafı da takip etmek oldukça önemli.
Aşağıdaki diğer tabloda ise zkSync’nin son 6 ayda elde ettiği geliri görmektesiniz. Aylık ortalama $6 Milyon getirinin neredeyse yarısını Data Availability (Veri Kullanılabilirliği) olarak kullandıkları Ethereum’a ödüyorlar. ZkSync’in diğer giderleri de düştükten sonra elde ettikleri net karları sadece 40% oranında. Bu da biz sıradan kullanıcıların data masrafı için daha fazla fee vermemiz gerektiği anlamına geliyor.
Peki hem sıfır bilgi kanıtı rollup kullanıp hem de işlemlerin datalarını Ethereum harici bir yerde tutsak nasıl olurdu? İşte tam burada zkSync ekibi bunu yaparak zkPorter güncellemesiyle data masraflarından kurtulmayı planlıyor. Peki bunu nasıl gerçekleştirecekler? ZkPorter ile işlem dataları Ethereumda değil, ‘’Guardian’’ adını verdikleri validatör benzeri kişilerde off-chain olarak saklamayı planlıyorlar.
Ayrıca ekibin iddialarına göre de zkPorter’ın gelmesiyle TPS (saniye başına işlem sayısı) 20.000’in üzerine ulaşacak.Şimdi gelelim zk Porter’ın nasıl çalışacağıi konusuna. Kullanıcılar, Guardian adı verilen validatör benzeri bir rolü üstlenebilecekler ve bu kişiler zkPorter’da yapılan işlemlerin datalarını takip etmekle ve saklamakla görevli olacaklar. Ağ üzerindeki kötü niyetli kişileri oy çokluğu ile ‘’slash’’ yaparak cezalandırabilecekler. Bu cezalar kötü niyetli kişileri sistemden atma hatta varlıklarını süreli dondurmaya kadar gidebilecek.
şte Guardianlara bu yetkilerin verilebilmesi için, daha doğrusu Guardian olabilmek için oldukça adil bir yöntemin izlenmesi gerekecektir. Bu durumda özellikle herhangi bir tarafın yönetişimde protokolün geleceğini riske edecek miktarda söz sahibi olmaması için adil bir dağıtımın gerekliliğini fark edebiliriz. Şuan zkPorter, geliştiricilere özel bir test ağı sürecinde fakat yakın tarihte test ağı herkese açılacak. Bu durumda zkSync’in karlılığını arttıracak olacak olan zkPorter’ın ana ağa gelmesiyle birlikte adil bir şekilde zkPorter’ın çalışabilmesi için bir token veya başka bir çözümün gelmesi gerektiğini söyleyebiliriz. Son olarak da bir tokenden bahsetmişken zkSync’in benimsemesinin olası olduğu bir tutumun altını çizmek istiyorum. Özellikle Optimism’in pozitif değer üreten cüzdanları tek bir airdrop ile değil çok aşamalı bir süreç içerisinde ödüllendirme yöntemi gerçek kullanıcı kitlelerine ulaşmalarına yardımcı olmuş gibi duruyor, bu durumu zkSync de ağın geleceğini güvence altına almak için benimseyebilir.