Spartaküs'ün hakkı Spartaküs'e

6CSD...Gkio
6 Feb 2024
4

Spartaküs'ün hakkı Spartaküs'e


Spartaküs'ün hakkı Spartaküs'e

MÖ 73-71 yılları arasında Roma’yı titretti. Dokuz Roma ordusunu yenilgiye uğrattı. Kaybedecek çok az şeyi olan onbinlerce köle ve köylü ona katıldı. Sanılanın aksine köleliğe karşı değildi, ama sivilleri savaşın dehşetinden korumaya çalıştı. Sonunda general Crassus’un profesyonel ordusuna yenildiler ve çarmıha gerildiler.

Spartaküs'ün hakkı Spartaküs'e

Spartacus, gerçek bir tarihî kişiliktir. Ben-Hur veya Russell Crowe’un canlandırdığı gladyatör Maximus gibi diğer Hollywood kahramanlarının aksine, Spartacus gerçekten Roma döneminde yaşamış, savaşmış ve ölmüştür. Gerçek hikaye, günümüzün popüler ikonuyla hem benzerlikler hem de önemli farklılıklar içerir.

Spartaküs'ün hakkı Spartaküs'e

Spartacus antik dünyanın, belki de tarihin en ünlü köle isyanının lideriydi. MÖ 73-71 yılları arasında ayaklanan, çoğu kaçak kölelerden oluşan bir orduya önderlik ederek Roma taşrasının geniş bölgelerini kontrol etti. Asiler, yönetimi hiç beklemediği bir zamanda gafil avladılar ve iki yıl boyunca çok başarılı oldular. Dokuz Roma ordusunu yendiler ve özellikle İtalya’nın güneyinde pek çok zengin malikaneyi yağmaladılar. Romalılar, Akdeniz’in iki ucundaki savaşlarla meşguldü, ama sonunda yeni ordular toplayarak Spartacus ve yandaşlarını büyük bir hezimete uğrattılar.

Spartaküs'ün hakkı Spartaküs'e

Bu olay, Geç Roma Cumhuriyeti döneminde oldu. Geç Roma Cumhuriyeti, antik dünyanın Julius Caesar ve Cicero gibi en ünlü kişilerinin yaşadığı zamanlardı. Ancak ne yazık ki Spartacus ve asi yandaşlarıyla ilgili elimizde çok az belge var. Tarihçi, edebî kaynakların parçalarından ve arkeolojik verileri inceleyerek, hikayeyi oluşturmak zorundadır. Ortaya şöyle bir resim çıkar:



Spartaküs'ün hakkı Spartaküs'e

Spartacus ne Romalı ne de köle olarak doğmuştu. Bugünkü Bulgaristan’ın güneydoğusu, Yunanistan’ın kuzeydoğusu ve Türkiye’nin Avrupa’da kalan bölümünden oluşan antik Trakya’da, özgür bir insan olarak dünyaya geldi. Antik Trakya, bütüncül bir bölge değildi; birbiriyle akraba halklar ve kabilelerden oluşuyordu. Spartacus’un hangi Trakyalı kabileye mensup olduğu, Trakya’nın hangi bölgesinde doğduğu bilinmiyor.

Spartaküs'ün hakkı Spartaküs'e

Spartacus, Roma’nın düşmanı olarak şöhret kazandıysa da aslında Roma’nın müttefiki olarak ortaya çıkmıştı. Roma lejyonlarıyla birlikte savaşan müttefik birlik olan Auxilia’da hizmet etti. Romalılar, Makedonya’daki Trakyalı kabilelerle sürekli sınır savaşları yapıyordu. Az sayıda Trakyalı da, ya komşularından nefret ettikleri için isteyerek ya da Romalılar onların topraklarını zaten ele geçirdiği için istemeyerek, Roma ordusuna destek oluyorlardı.

Spartaküs'ün hakkı Spartaküs'e

Çoğu Trakyalı Auxilia savaşçısı gibi, Spartacus da Roma’ya süvari veya hafif piyade olarak hizmet etmişti ve bu sınıflar Trakyalıların uzmanlık alanıydı. Trakyalılar ayrıca baskın yapmakta, gece savaşmakta ve akıncılıkta gösterdikleri taktikleriyle tanınırdı. Sonraki stratejik başarılarını gözönüne aldığımızda, Spartacus’un Romalıların yanında savaşırken bir subay olması ihtimali yüksekti.



Spartaküs'ün hakkı Spartaküs'e

Ama olaylar Spartacus’un aleyhine gelişti. Trakya’da Romalıların müttefikiyken, sonunda kendini Capua’da bir köle ve gladyatör olarak buldu. Bu nasıl olmuştu? Eski bir kaynakta, Spartacus’un Roma ordusundan kaçtığı, yakalandığı ve cezalandırıldığı yazar. Ancak büyük bir ihtimalle, Spartacus bir savaşta düşmana esir düşmüş, köle olarak satılmış, İtalya’ya gemiyle yollanmış ve Romalı bir gladyatör işletmecisi tarafından satın alınmıştı. Başka bir eski kaynak da böyle der. Üçüncü bir kaynak ise, Spartacus’un haksız yere gladyatör yapıldığını söylemekle yetinir.

Spartaküs'ün hakkı Spartaküs'e

Spartacus, Napoli yakınlarında eski bir kent olan Capua’da gladyatör olarak yetiştirildi. Edirne nasıl Türk güreşinin merkeziyse, Capua da o zamanlar gladyatör okullarının başkentiydi. İriyarı bir adam olan Spartacus, bir “murmillo” olarak yetişti. “Murmillo”, Roma lejyonerinin standart silahı olan bir kalkan ve “gladius” denilen, uzun, düz bir kılıç kullanan ağırsiklet bir gladyatördü. Batiatus veya Vatia adında bir adam tarafından yönetilen barakalarda birkaç yüz gladyatörle birlikte yaşadı. Koşullar hapishane benzeriydi, ama gladyatörlerin eşleriyle yaşamasına izin veriliyordu. Spartacus da kendisi gibi Trakyalı olan, ama ismi bugüne ulaşmayan karısıyla birlikte yaşadı.

Spartaküs'ün hakkı Spartaküs'e

MÖ 73 baharında, Spartacus ve 74 gladyatör barakalardan dışarı çıktılar. Aslında ayaklanmaya 200 gladyatör katılacaktı ama, planları açığa çıkmıştı. İsyancıların elinde silah olarak yalnızca mutfak bıçakları ve et pişirmekte kullanılan şişler vardı. Ama muhafızları etkisiz hale getirerek kaçtılar. Spartacus’un niye ayaklandığını tam olarak bilmiyoruz; ama bunu hayal etmek zor değil. Haksız yere, uzun süre yaşamasının mümkün olmadığı, aşağılayıcı bir mesleğe mahkum edilmişti. Romalılardan nefret ediyor, özgürlüğü seviyordu. Eğitimli bir asker olarak, gladyatör arkadaşlarının çoğu gibi nasıl savaşılacağını biliyordu. Spartacus’un karısı da muhtemelen onu teşvik etmişti. Kadın, şarap ve özgürlük tanrısı Dionysus kültünün takipçisiydi. Transa giriyor, geleceği gördüğünü iddia ediyor, kehanetlerde bulunuyordu. Herhalde Dionysus’un Spartacus’a büyük, müthiş işler yapmak için görev verdiğine inanıyordu. Dionysus hem Trakya’da hem de İtalya’nın güneyinde sevilen bir tanrı olduğu için, Spartacus’un eşinin mesajı, yandaş kazanmasında muhtemelen etkili oldu.



Spartaküs'ün hakkı Spartaküs'e

Ama Dionysus olmasa bile, İtalya’daki kölelerin çoğunun isyana katılmaları için nedenleri vardı. Spartacus, Roma köle ticaretinin altın çağında yaşamıştı. Romalılar her yıl binlerce özgür insanı köle yapıyordu (çoğu da Anadolu’dan geliyordu). İtalya’da 1-1,5 milyon köle vardı; bu da İtalya nüfusunun beşte biri ediyordu. Kölelerin çoğu, İtalya’da tarla işçisi ve çoban olarak hizmet veriyordu. Köleler o kadar ucuzdu ki Romalıların onlara iyi davranmaları için bir neden yoktu: Gözden çıkarılabilirlerdi. Kaybedecek çok az şeyi olduğunu düşünen çoğu köle, Spartacus isyanına katıldı. Az sayıda özgür ama yoksul köylü de onlarla birlikte savaşmaya karar verdi. Sonunda Spartacus’un kaç asker topladığını bilmiyoruz; ama 60 bin mantıklı bir sayı gibi görünüyor. Bilinmeyen sayıda kadın ve çocuk da bu asi orduya katılmıştı. Çoğu Trakyalı, Germen ve Kelt (hem Galya hem Balkanlar’dan) olmak üzere, ortaya uluslararası bir asiler topluluğu çıkmıştı.

Spartaküs'ün hakkı Spartaküs'e

Ganimet ve intikam için ve elbette özgür olmak istedikleri için savaştılar. Ancak Spartacus ve yandaşları, köleliği tamamen ortadan kaldırmak istemiyordu. Bu, modern bir mittir. İnsanların köleleştirilmesine itiraz ettikleri yoktu; yakaladıkları Romalıları köleleştirdiler zaten. Sadece kendi özgürlüklerini istiyorlardı. Yine de Spartacus, insanları kendine hayran bıraktı. Aslan payını kendine ayırmıyor, ganimeti yandaşlarıyla eşit olarak paylaşıyordu. Kazançtan çok, görev ve disipline vurgu yapıyordu. Sivilleri savaşın vahşetinden korumaya çalışmıştı. Bazı Romalılar bile ondan korkmalarına rağmen, Spartacus’u istemeye istemeye onaylamışlardı. Romalıların, İtalya’da isyancılarla başa çıkacak bir orduları yoktu. Askerleri, İspanya’da asi Sertorius’a karşı, Anadolu ve Balkanlar’da da Mithradates’e karşı savaşıyordu. Roma derhal yeni asker topladı; ama bu acemiler Spartacus ve tecrübeli savaşçılarıyla başa çıkacak düzeyde değillerdi. Bazı Romalı askerler, savaş alanında karşılarında gladyatörleri görünce korkuyla kaçıyordu. Roma, yenilgi üzerine yenilgi yaşıyordu.

Spartaküs'ün hakkı Spartaküs'e

Zafer tatlıydı; ama Spartacus durumun fazla uzun süremeyeceğini anladı. Roma, bir köle ordusunun İtalya’da uzun süre yaşamasına izin vermeyecekti. Adamlarına henüz vakit varken kuzeye, Alplere doğru çekilmeyi önerdi. Ama onlar bu akıllıca tavsiyeye uymadılar. Yağmalayarak yaşayabileceklerini sanıyorlardı. Üstelik, dağlardan ve iç bölgelerdeki zor yollardan da korkuyorlardı. Sonunda daha önce nice muharebelere girmiş tecrübeli Romalı Pretor Marcus Licinius Crassus’a yeni bir ordu kurma görevi verildi. Crassus’un usta asker toplamak için gerekli ilişkileri ve onlara ödeme yapmak için kişisel serveti vardı. Çok sert ve disiplinli bir komutan olarak, adamlarını Spartacus’tan daha fazla korkutmayı başarıyordu. Yeni ordu, asileri yenmeye başladı. Roma, İtalya dışından da birlikler çağırdı. Crassus, Napoli yakınlarındaki bir savaşta, Spartacus ve adamlarını ezdi. Savaştan canlı çıkan 6 bin asi, Capua ile Roma arasındaki yolda çarmıha gerildi. Ancak, Hollywood’un iddialarının aksine, Spartacus onlar arasında yoktu. Savaş sırasında ölmüştü. Cesedi asla bulunamadı. Ama efsanesi yaşamaya devam etti.



20. yüzyıla damgasını vuran Spartacus’lar

Spartakistler-Örgüt (1919): Karl Marx, Engels’e yazdığı bir mektupta, Spartacus’u kahramanlarından biri saymış, onun için “büyük bir general, asil bir karakter, antik proletaryanın gerçek temsilcisi” demişti. 1. Dünya Savaşı’nda Alman Sosyaldemokrat Partisi’nden ayrılan Alman komünistleri, Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht önderliğinde Spartakusbund adıyla örgütlendiler. 1918 Alman devrimi sırasında çok aktif olan organizasyon, daha sonra Alman Komünist Partisi oldu.

Spartaküs'ün hakkı Spartaküs'e

Gladyatörler (Roman-1939): İngiliz yazar Arthur Koestler’in Spartacus isyanını konu alan romanı, yalnız kölelerin isyanını anlatırken, bir yandan da 20. yüzyıl başındaki Avrupa soluyla paralellikler kuruyordu.

Spartaküs'ün hakkı Spartaküs'e

Spartacus (Roman-1951): Amerikalı yazar Howard Fast’ın romanını o dönem ABD’deki baskıcı McCarthy yasaları nedeniyle hiçbir yayınevi kabul etmediği için yazar kendi olanaklarıyla bastırdı. Çok popüler olan roman, 1960’taki filme ilham kaynağı oldu.



Spartaküs'ün hakkı Spartaküs'e

Spartacus (Bale-1954): Sovyet Ermeni besteci Aram Haçaturyan’ın balesi, özellikle “Spartacus ve Phrygia’nın Adagio’su” bölümü, sayısız filmde kullanılan, en popüler müzik parçalarından biridir. Komünistler için Spartacus, çok önemli bir tarihî kahramandı ve SSCB döneminde de popüler bir ikondu. Balede, Spartacus Romalı konsül Crassus’a esir düşüyor, karısı elinden alınıyor ve zorla çıkartıldığı arenada bir arkadaşını öldürmek zorunda kaldığı için kaçıyordu. Sonunda, Spartacus’un yandaşları arasındaki iç anlaşmazlıklar, yenilmelerine neden oluyordu.

Spartaküs'ün hakkı Spartaküs'e

Spartacus (Film-1960): Filmin muazzam bir kadrosu vardı. Senaryoyu, Howard Fast’ın romanından, Dalton Trumbo uyarlamıştı. Yönetmenliği Stanley Kubrick üstlenmiş, Kirk Douglas (Spartacus), Laurence Olivier (Crassus), Peter Ustinov (yardımcı oyuncu Oscar’ı aldı), Charles Laughton, Tony Curtis oynamıştı. Filmde “Spartacus hanginiz?” sorusuna bütün esirlerin tek tek ayağa kalkarak “Spartacus benim!” diye cevap verişi, sinema tarihinin en etkili sahnelerinden biridir.

kaynak: https://www.ntv.com.tr/galeri/sanat/spartakusun-hakki-spartakuse,5zGRGqitW0aKwP8sfm-SHQ/Sg3nTENwp0mT0518BeTLaA

BULB: The Future of Social Media in Web3

Learn more

Enjoy this blog? Subscribe to alixwhitefalcon

1 Comment