WARREN BUFFET GİBİ DÜŞÜNMEK
Para biriktirmek ve borçtan kaçınmak servet yaratmanın anahtarıdır
Yatırım yapmak için paraya ihtiyacımız vardır. Tasarruf yapmak hiçbirimize doğal gelmese de, başarının en önemli sırlarından biridir. Bu nedenle bunu alışkanlık haline getirmeniz gerekir. Peki ama nereden başlayacağız? Birinci adım, kazancınızın %10'unu bir kenara koymaktır. Bu parayı ayrı bir hesaba ya da ulaşamayacağınız başka bir yere yollamanız gerekir. Tasarruf hesabını oluşturduktan sonra, bu parayı biriktirmeye başlayın. Her ay maaş yattığında %10'unu düzenli olarak tasarruf hesabınıza gönderin.
Şu anda %10 yüksek geliyorsa, başka bir yöntem de deneyebilirsiniz: Kademeli tasarruf. Bu hafta 1 Dolar, gelecek hafta 2 Dolar, üçüncü hafta 3 Dolar olacak şekilde paranızı kenara atın. Başlangıçta çok fazla gibi gelmeyebilir, ancak bunu sürdürürseniz, bir yıl içinde haftada 52 Dolar biriktiriyor olacaksınız. Önemli olan her şeyi yönetilebilir ve tutarlı hale getirmektir. Birçok insan çok iddialı hedeflerle yola çıkar ve kısa bir süre sonra tökezleyip düşer. Bu çok cesaret kırıcıdır. En önemli motivasyon, gelir kaynağınızın kesilmesi durumunda masraflarınızı bir süre karşılamaya yetecek kadar sağlam bir acil durum fonu oluşturmaktır.
Para harcamak kolaydır, bunu herkes yapabilir. Varlıklı insanlar para biriktirir, bir kenara koyar ve büyütür. Piyango kazananların servetlerini bir gecede çarçur etmelerinin bir nedeni vardır. Kendilerini zengin tutacak alışkanlıklar geliştirmemişlerdir.
Buffett’ın kazanma stratejisi değer yatırımı ilkesi üzerine kuruludur
Bazı yatırımcılar yalnızca spekülatif hareketlerle para kazanmaya çalışır. Ancak Warren Buffett gibi yatırımcılar bir metodolojiye sahiptir. Şirketin gerçek değerine bakarak o firmanın hisse senedi fiyatının bu değerle eşleşip eşleşmediğine bakarlar. Buffett bir şirketin değerinin son derece farkında olan bir yatırımcıdır. Aslında, değer yatırımı prensibiyle ilgili her şeyi hocası Benjamin Graham’dan öğrenmiştir. Graham onlarca yılını Columbia Business School’da değer yatırımını öğreterek geçirdi ve Buffett da 1950'lerin başında bu işin inceliklerini öğrendi. Sizin Buffett kadar yatırıma ayıracak vaktiniz olmayabilir. Ama sorun değil, piyasayı inceleyerek ve doğru rakamlara ve raporlara bakarak, değeri düşük hisse senetlerini bulabilirsiniz.
Elbette söz konusu borsa olduğunda garanti diye bir şey yoktur. Ancak değer yatırımı konusunda pek çok çalışma yapılmıştır. Bunlar, değeri düşük şirketlere yatırım yapmanın güçlü bir strateji olduğunu gösteriyor. Spekülasyon yapmaktan veya içgüdüsel hislerle hareket etmekten daha iyidir. Düşük değerlenen bir şirketin fiyatı siz yatırım yaptıktan sonra daha da düşebilir. Bu da size paraya mal olabilir. Ancak burada Buffett’ın bir başka stratejisi devreye girer: Sabır. Şirketin gerçek değeri zamanla anlaşılacak ve yatırımınız size sağlıklı bir getiri sağlayacaktır.
Yatırım fikirleri bulmak için mantığınızı ve ilgi alanlarınızı kullanın
Pekala, diyelim ki değer yatırımı için bir miktar para ayırdınız. Ancak borsada listelenmiş bir sürü işletme var. Aramaya nereden başlayacaksınız? Warren Buffett, aşina olmadığı herhangi bir işletmeye yatırım yapmamasıyla ünlüdür. Bu yüzden bilgisayar ve internetle ilişkili şirketlerden uzak durma eğilimindedir. Bunun yerine, Coca-Cola ve Kraft Foods gibi markalar, bankalar, havayolları ve American Express gibi işletmelere yatırım yapar. Buffett hisselerini satın aldığı şirketleri iyi tanır.
Bu, ne sunduklarını, nasıl çalıştıklarını bildiği ve ürün veya hizmetlerinin değerini görebildiği anlamına gelir. Buffett, ilgi alanlarının ve yatırımlarının birleştiği tatlı noktayı tanımlamak için “yetkinlik çemberi” ifadesini kullanır. Çalıştığınız sektörden başlayın. Hangi sektördesiniz? Hangi sektörleri biliyorsunuz? Şirketinizin müşterilerinin işleri nasıl? Ardından, para harcama eğiliminde olduğunuz işletmeleri listeleyin. En sevdiğiniz markalar hangileri? En çok neye para harcıyorsunuz? Bu şirketlerin hangileri olduğunu bulmak için banka hesap özetlerinizi kontrol edin. Son olarak, uzmanlık alanlarınızı ve hobilerinizi yazın. Yemek pişirme konusunda iyi misiniz? Dağcılık tutkunuz mu var? Tanıdığınız en iyi yazılımcı siz misiniz? Tüm bunları bir kenara not edin.
Şimdi bu üç listeyi bir araya getirdiğinizde, şu üç soruya yanıt verin. Ne yapmayı seviyorum? Hangi konuda iyiyim? Neye para harcıyorum? Bu alıştırma sayesinde, yetkinlik alanınıza giren bazı sektörleri veya iş kategorilerini belirleyebilmelisiniz. Bu liste, yatırım yapabileceğiniz şirketleri aramaya başlayacağınız yerdir.
Warren Buffett’ın dördüncü sırrı ekonomik kaleler bulmaktır
Ekonomik kale nedir diye sorabilirsiniz? Buffett sadece değeri düşük şirketleri belirleyerek değer yatırımı ilkelerini takip etmekle kalmaz. Aynı zamanda satışlara karşı dirençleri hisse senetlerini de arar. Bu şirketler tampon görevi görür ve Buffett bu şirketlere “kale” adını verir. Geleceği tahmin etmemiz mümkün değildir. Gerçek olan tek şey bu yolda pek çok iniş ve çıkış olacağıdır. Örneğin Coca-Cola’yı ele alırsak bu marka buhranlara ve dünya savaşlarına dayanmış bir markadır. Nesilden nesile hitap etmeye devam etmektedir. Aynısı Pampers için de geçerlidir. Çocuk bezi almaya gidiyorum demek yerine, “Pampers almaya gidiyorum” deriz.
Coca-Cola ve Pampers Buffett’ın kale olarak ifade olan şirketlerdir. Dikkat edilmesi gereken bir diğer ayrıntı da şudur. Bir ürün daha yüksek bir fiyat belirleyip yine de müşteri kazanabilir mi? Nike yapabilir. McDonald’s ve Burger King de öyle. Bunlar muhtemelen uzun süre zirvede kalacak şirketlerdir. Ekonomik kalenin bir başka işareti daha vardır. Bu da ölçek ekonomisine sahip olmalarıdır. Bu genellikle verimli, düşük maliyetli bir üretim modeline sahip olmakla ilişkilendirilir. Buna sahip şirketler daha uygun fiyatlar sunarak rakiplerini alt edebilirler. Bunun belki de en güncel örneği Amazon’dur. Amazon’dan alışveriş yaptığınızda genellikle başka bir yerde bulamayacağınız düşük fiyatlarla karşılaşırsınız. Yine de ekonomik kaleler sonsuza dek sürmeyebilir. Bu durum özellikle teknoloji söz konusu olduğunda geçerlidir. Dolayısıyla sorulması gereken bir diğer soru da şudur. Şirketin ürün ya da hizmeti hayatta kalmak için inovasyona çok mu bağımlı?
İş dünyasının dilini öğrenin ve iyi değer yatırımlarını tanımakta ustalaşın
Şimdi değer yatırımının daha teknik kısmına, yani bir işletmenin gerçek değerini belirlemenin inceliklerine geçelim. Warren Buffett gibi yatırım yapmanın beşinci sırrı iş dünyasının dilini anlamaktır. Bu da mali tabloları okumayı öğrenmek anlamına geliyor. Bu herkesin harcı olmayabilir. Ancak, özellikle Warren Buffett’ın yaptığı türden akıllı yatırımlar yapmak istiyorsanız, bu sizi ürkütmesin. Temel bilgileri kavramak için hızlı bir senaryo üzerinden gidelim. İlk bakışta iyi bir yatırım fırsatı gibi görünen bir işletme keşfettiğinizi düşünün. Adı Jane İnşaat Şirketi olsun. Üç ana mali tablosunu kontrol etmek isteyeceksiniz: bilanço, gelir tablosu ve nakit akış tablosu. Bunları nasıl elde edeceksiniz? Hızlı bir Google araması yeterli olacaktır.
Bilanço ile başlayalım. Bir şirketin gerçek öz sermayesini, yani net değerini gösterir. Şirketin tüm varlıklarını toplayıp borçları da dahil olmak üzere tüm yükümlülüklerini çıkararak bunu hesaplayabilirsiniz. Şirketin borç/özkaynak oranına odaklanın. Diyelim ki Jane İnşaat Şirketi’nin 1.300.000 Dolarlık özkaynağının yanında 500.000 Dolar değerinde borcu var. Bu da yüzde 38'lik bir borç/özkaynak oranı anlamına gelir. Aslında bu kötü bir sonuç değil. Sıklıkla borç/özkaynak oranı yüzde 100 olan ya da daha da kötü olan şirketlerle karşılaşırsınız.
Sonra gelir tablosuna bakalım. Bu size şirketin net kârını, yani gelirden vergi ve giderlerin çıkarılmasıyla elde edilen geliri gösterecektir. Buradaki anahtar özkaynak kârlılığıdır. Jane’in 2021'deki öz sermayesinin 1.000.000 Dolar olduğunu düşünün. Şimdi, gelir tablosu 2012 yılında 520.000 $ net kar elde ettiğini gösteriyor. Bu da özkaynak kârlılığının %52 olduğu anlamına geliyor. Aslında, %15'in üzerindeki* her şey oldukça iyidir.
NOT *: Özkaynak kârlılığınına bakarken ABD ve Türkiye enflasyonlarına dikkat etmek gerekir. Bu kitap ABD’yi esas aldığı için ve oradaki enflasyon bizimki kadar yüksek olmadığı için bu özkaynak kârlılığını iyi kabul edebilir ancak bizim için düşük kalabilir. Bunu göz önünde bulundurmak gerekir.
Son olarak, nakit akış tablosunu incelemek isteyeceksiniz. Bu bize şirketin parasını nasıl kullandığını gösterir. Günlük operasyonlar için yeterli nakdi var mı? Borçlarını ödüyor mu? Hissedarlar temettü alıyor mu? Temel olarak, her yıl tutarlı, pozitif nakit akışı görmek istersiniz. Tüm işletmeler bazen büyük alımlar veya belki de satış döngüleri nedeniyle negatif nakit akışına girebilir. Ancak genel olarak konuşmak gerekirse, yılların kayıtlarına bakmak ve pozitif bir nakit akışı geçmişi görmek istersiniz.
NCAV ile ne zaman yatırım yapacağınızı bulun
Şimdi biraz nefes alalım. Bir şirketin mali tablolarını mikroskop altına almak kolay bir iş değildir. Ancak bir kez neye bakacağınızı öğrendiğinizde, yavaş yavaş bu beceriniz gelişecektir. Bir şirketin mali tabloları sağlıklı ve kârlı olduğunu gösterse bile, bu tek başına size ne zaman yatırım yapmanız gerektiğini söyleyemez. İşte burada değerleme devreye girer. Genel bir kural olarak, hisse senedini fiyatı düşükken ve yükselmek üzereyken satın almak istersiniz. Bunun anahtarı Net-Net yöntemidir. Buffett’ın hocası Benjamin Graham tarafından geliştirilmiştir ve tüm değer yatırımlarının bel kemiğini oluşturur. Net-Net tamamen iki sayının karşılaştırılmasıyla ilgilidir. Bunlardan biri şirketin Net Cari Varlık Değeri, İngilizcesiyle Net Current Asset Value (NCAV) değeridir. Likidasyon değeri olarak da adlandırır. Oldukça teknik bir terim olduğu kesin, ancak anlaşılması o kadar da zor değil. NCAV ile karşılaştırmak istediğiniz diğer sayı ise hisse başına net cari varlık değeri, Net Current Asset Value Per Share (NCAVPS) değeridir.
NCAV değerine, yani tasfiye değerine bakalım. Tasfiye, bir şirketin borçlarını ödemek için her şeyini sattığında gerçekleşen şeydir. Bu noktada, geriye kalan ne varsa hissedarlara gider. İşte NCAV’den kastettiğimiz budur, bu şirketin arta kalanlarıdır. Daha önce incelediğimiz bilançoda var. Jane’in İnşaat Şirketi’ne geri dönelim. Bilanço, firmanın toplam dönen varlıklarının 700.000 $ olduğunu söyleyecektir. Öte yandan, tüm borçlar dahil olmak üzere toplam yükümlülükler 650.000 $’dır. Bu da Jane’in NCAV değerinin 50.000 $ olduğunu anlamına gelir. Şimdi tek yapmamız gereken hisse başına NCAV’ı hesaplamaktır. Diyelim ki Jane’in şirketinin tedavülde 20.000 adet hissesi var. NCAV olan 50.000'in 20.000'e bölünmesi, Jane’in hisse başına NCAV’ının 2,50 $ olduğunu gösterir. Bu noktada sorumuz şu olmalıdır: Jane’in İnşaat Şirketi’nin hisse başına mevcut fiyat nedir? Hisse senetleri şu anda 2,50 Dolardan daha ucuza mı satılıyor? Eğer öyleyse, şirket değerinin altında demektir.
Bu veriler bir yatırım fırsatı için iyi işarettir. Ancak Net-Net yöntemi bir adım daha ileri gider. Benjamin Graham en iyi fırsatların yüzde 33,3'lük bir güvenlik marjı ile geldiğine inanıyordu, bu da hisse başına mevcut fiyatın hisse başına NCAV’den üçte bir daha az olması gerektiği anlamına geliyor. Dolayısıyla, Jane’in şirketindeki hisse senedi hisse başına yaklaşık 1,60 Dolara satılıyorsa, o zaman alınabilir.
Çeşitli ve iyi korunan bir portföy yönetmek için beş basit kuralı izleyin
Tüm bu matematik işlemlerinden sonra, biraz daha basit bir işe geçelim: Portföy yönetimi. Son sır tamamen portföyünüzü akıllıca ve sorumlu bir şekilde yönetmekle ilgili. Basit bir gerçeği kabul ederek başlayalım. Hiç kimse her zaman haklı değildir. Dolayısıyla, çeşitli bir portföy yönetmek, kendinize hata payı bırakmanın akıllıca bir yoludur. Bazı yatırımların durmasına veya başarısız olmasına izin verirken, yine de genel kârlılığı korur. Warren Buffett’ın portföyünde yüzlerce şirket var. Kendisinin de dediği gibi, “Çeşitlendirme cehalete karşı korumadır.”
Portföy yönetiminin beş kuralı vardır ve bunlardan ilki fon tahsisidir. Yatırım yapmaya başlamadan önce, şu anda ne kadar para kullanacağınızı ve gelecekteki yatırımlar için ne kadar kenara ayıracağınızı belirleyin. Bu biraz soğukkanlı düşünmeyi gerektirebilir. Buffett 1969'da dört yıl boyunca yatırım oyunundan çekildi çünkü her şeyin aşırı değerlendiğini gördü. Böylece 1971 ve 1974 yılları arasında borsa çöktüğünde parası güvendeydi. İkinci kurala geçelim. Tek bir hisse senedine asla %10'dan fazla para yatırmayın. Oldukça basit, değil mi? Çeşitlendirin. Tüm yumurtalarınızı tek bir sepete koymayın. Üçüncü kural tamamen potansiyel hisse senetlerinizi sıralamakla ilgilidir. Diyelim ki 20 şirketle ilgileniyorsunuz. Her biri hakkında ne kadar emin hissettiğinize göre sıralamak için biraz zaman ayırın. Bu size basit bir strateji verecektir. Bir şirketin sıralaması ne kadar yüksekse, paranızın o kadar fazlasını hak ediyor demektir. Şirketin değeri düştüğünde, ne yapacağınızı tam olarak bileceksiniz.
Dördüncü kural: Portföyünüzü yılda en az bir kez gözden geçirin. Şirketlerinizin yayınladığı yıllık ve üç aylık raporlara göz atın ve endişe verici eğilimler fark ederseniz, ayarlamalar yapın. Son kural, sadece fiyata göre satış yapmamamızı söyler. İyi bir şirket, hisse senedi fiyatından daha fazlasıdır. Bu yatırımı bir çalışan gibi düşünün. Kendinize şunu sorun: Sırf kötü bir gün ya da hafta geçiriyor diye birini kovar mısınız? Harika şirketler zaman zaman büyük fiyat düşüşleri yaşayabilir. Aslında Buffett, güçlü bir şirketin hisse senedi fiyatı düştüğünde yatırım yapmayı sever.
İşte bu kadar. Akıllıca ve iyi bilgilendirilmiş yatırımlar yapmaya başlamanıza yardımcı olacak yedi yatırım sırrı bunlardır. Bunlar sizi bir gecede multimilyoner yapmayabilir ama iyi bir başlangıç yapmanızı sağlayacaktır. Gerisi size kalmış.