SAY KANUNU (MAHREÇLER KANUNU)

H3V3...1HBz
18 May 2024
40


"Arz Kendi Talebini Yaratır"


Say Kanunu, 19. yüzyılın başlarında Fransız ekonomist Jean-Baptiste Say tarafından ortaya atılmış ekonomik bir ilkedir. Genellikle "Arz kendi talebini yaratır"  şeklinde özetlenir. Bu sebeple ekonomiye ve özellikle dış ticarete müdahale edilmemelidir. Jean-Baptiste Say’in bu görüşü çok uzun bir süre liberal ekonominin geçerliliğini kabul ettiği bir yasa kimliğinde olmuştur.


Bu yasa, klasik ekonomi teorisinin temel taşlarından biridir ve ekonominin nasıl işlediğine dair belirli varsayımlar içerir. Bu varsayımlardan kısaca bahsedelim:


Üretim ve Talep İlişkisi: Say Kanunu'na göre, bir ekonomide üretilen her mal veya hizmet, aynı zamanda diğer mallar ve hizmetler için talep yaratır. Üretim süreci, çalışanlara, sermaye sahiplerine ve diğer üretim faktörlerine gelir sağlar. Bu gelir, daha sonra ekonomideki diğer mal ve hizmetlere harcanır, dolayısıyla her üretim kendi talebini yaratır.


Piyasa Dengesi: Say Kanunu, piyasa ekonomilerinin kendi kendine dengeye geleceği ilkesine dayanır. Arz ve talep arasındaki dengesizliklerin, piyasaların işleyişiyle zamanla ortadan kalkacağı varsayılır. Örneğin, bir malın arzı talebini aşarsa, fiyatlar düşer ve talep artar; talep arzı aşarsa, fiyatlar yükselir ve arz artar.


Tasarruf ve Yatırım Dengesi: Say Kanunu'na göre, tasarruflar otomatik olarak yatırımlara dönüşür. Tasarruf edilen kaynaklar finansal piyasalarda yatırım olarak kullanılır ve bu da gelecekteki üretim kapasitesini artırır. Yani, bireylerin tasarrufları, ekonominin üretken yatırımlarını finanse eder.



Say Kanunu'nun Uygulama Alanları ve Etkileri

Ekonomik Teori: Say Kanunu, klasik ekonomik düşüncenin temel prensiplerinden biridir ve serbest piyasa ekonomisinin kendi kendini düzenleme yeteneğine olan inancı destekler. Klasik ekonomistler, piyasaların dış müdahale olmaksızın kendi dengesini bulacağına inanırlar.

Politika Önerileri: Say Kanunu, devletin ekonomik müdahalesine karşı bir argüman olarak kullanılabilir. Eğer arz talebi yaratıyorsa, ekonomik durgunluklar geçici ve kendiliğinden düzelecek sorunlar olarak görülür ve devlet müdahalesine gerek yoktur.



Say Kanunu Eleştiriler

Say Kanunu, klasik ekonomi teorisinin temel taşlarından biridir, ancak John Maynard Keynes ve Keynesyen ekonomi teorileri tarafından eleştirilmiştir. Keynesyenler, özellikle durgunluk ve ekonomik krizin devam ettiğini, talebin yetersiz olabileceğini ve arzın talebin otomatik olarak yaratılabileceğini savunurlar. Bu görüş, hükümetin müdahalesinin ve talep yönetimi politikalarının biçim durumlarının olduğunu vurgulamaktadır.


Özetle, Say Kanunu, ekonomik üretimin kendi talebini yaratacağını ve serbest piyasa ekonomilerinin doğal olarak dengeleneceğini ileri süren bir prensiptir, ancak modern ekonomik düşünceler bu görüşü farklı bakış açılarıyla değerlendirmektedir.


Jean Baptiste Say sözleriyle son noktayı koyalım, ne kadar doğru siz karar verin :)

İnsanlar, başkalarının ürünlerini, ancak kendi ürünleri ile satın alabilir – satın alabileceğimizin değeri (value) üretebildiğimizin değerine eşittir; insanlar ne kadar fazla üretirse, o kadar fazla satın alacaklardır. Böylece başka bir sonuca ulaşmış oluruz: bazı ürünler satılmayıp elde kalırsa, bu diğer ürünler üretilmediği içindir; başka bir deyişle, ürünler için pazar olanağı sağlayan üretimin bizatihi kendisidir (Say, 1821).



Write & Read to Earn with BULB

Learn More

Enjoy this blog? Subscribe to improbable

2 Comments

B
No comments yet.
Most relevant comments are displayed, so some may have been filtered out.