Ripple Almazdan Önce Mutlaka Okuyun!

8UNx...RQtg
16 Jan 2024
69
  1. Giriş

Ripple’ın atipik bir kripto varlık olması sebebiyle, SEC v. Ripple davası da sıra dışı bir dava örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Kripto varlıklarla ilgili tek dava bu değil elbette. Aksine SEC tarafından açılmış, sitemizde de değerlendirdiğimiz birçok dava mevcuttur[1]. Bu davaları ve detaylarını merak edenler için Legal -- Banka ve Finans Hukuku Dergisi 2020 / 34 sayısında yayınlanan Bankacılık ve Sermaye Piyasası Hukuku Perspektifinden Bitcoin Davaları makalemizi de önerebiliriz. Ripple davası ise niteliği itibariyle finans çevrelerinin epeydir yakından takip ettiği bir davadır ve sonunda mahkeme tarafından hüküm de açıklanmıştır[2]. Dava o kadar önemliydi ki en ufak bir gelişme anında finans ajanslarını hareketlendiriyordu. Bu yazıda ise tarafları, iddiaları ve kararı inceleyeceğiz.

  1. Ripple’ın Dünyadaki Yeri ve Davanın Açılması

Ripple, ilk defa 2012 yılında piyasaya sürülmüştür. Ripple, uluslararası para transferlerini gerçekleştirmek için blokzincir teknolojisini kullanan bir ödeme protokolü olması ile diğer kripto varlıklardan ayrışmıştır. Uluslararası para transferi alanı tam bir ateş çemberi. Bu alana yönelik bir iş yapmak ise hiç kolay değildir. Çünkü karşınıza birçok devlet ve devletten öte şirketler çıkmaktadır. Para transferi başlı başına birçok çerçeve düzenlemeye konuyken, uluslararası para transferinde birçok tekel ve kısıtlama söz konusudur. Ripple ise bu konvansiyonel yapıyı delip geçmiştir. Bu bakımdan Ripple ilk günden beri çok iddialı bir kriptografik ağ ve sistem yaratmıştır. Bitcoin, Ethereum ve Ripple adeta üç büyükler olarak nitelendirilebilecektir. Ripple’ı öne çıkartan diğer faktörler, düşük işlem ücretleri ve son derece hızlı işlem süreleridir. Bu fonksiyon ve avantajlarıyla Ripple çok kısa bir sürede küresel seviyede yüzlerce finansal kurumla ortaklık kurmayı başarmış bir projedir. 

Şirketin kurucuları 2013 yılında fon toplamak için XRP'yi dijital varlık olarak kullanmıştır. İşin sonunda, Amerika Birleşik Devletleri Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (“SEC”) 22 Aralık 2020'de, Ripple Labs Inc ve aynı zamanda önemli iki yöneticisi Brad Garlinghouse ve Chris Larsen aleyhine kayıt dışı devam eden bir dijital varlık menkul kıymet teklifi yoluyla 1,3 milyar doların üzerinde para topladıkları iddiasıyla dava açmıştır.

  1. İddialar Neydi?

SEC’nin iddialarına göre Ripple, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ve dünyadaki yatırımcılara kayıtsız menkul kıymet arzlarında XRP tokenları satarak fon toplamıştır. Tartışmanın odak noktası SEC’nin XRP'nin bir menkul kıymet olduğunu iddia etmesinde toplanmaktadır.

ABD’de 1946 yılında, sermaye piyasası hukukunun dönüm noktalarından olan SEC v Howey davası Howey Test’ini ortaya çıkarmıştır. Bu dava ve test neyin Menkul Kıymetler Yasasına dahil olduğuna karar verilmesinde kullanılmaktadır. Amerikan Yüksek Mahkemesine ulaşan davada, “...Menkul Kıymetler Yasası'nın amaçları doğrultusunda bir yatırım sözleşmesi, bir kişinin parasını ortak bir girişime yatırdığı ve yalnızca organizatörün veya üçüncü bir tarafın çabalarından kar beklemeye yönlendirildiği bir sözleşme, işlem veya plan anlamına gelir...” şeklinde Mahkeme tarafından görüş bildirilmiştir. Yani, (i) ortak bir girişimde, (ii) başkalarının çabaları ile elde edilecek, (iii) bir kar beklentisi ile, (iv) para yatırılması Howey testinin dört unsurunu oluşturmaktadır. Bu kapsamda Howey Test’i, bir işlemin “yatırım sözleşmesi” olarak nitelendirilip nitelendirilmediğini ve dolayısıyla bir menkul kıymet olarak kabul edilip edilmeyeceğini belirlemektedir.

SEC’e göre XRP bir ortak girişime yatırım yaptıklarını varsayan yatırımcılar tarafından satın alınmış bir varlıktır. Bu sebeple SEC, Ripple'ın pazarlama çabaları ve arz manipülasyonu iddiaları nedeniyle yatırımcıları XRP fiyatının şirketin faaliyetleri nedeniyle yükseleceğine inandırdığını, yatırımcıların bu sebeple XRP aldıklarını öne sürmüştür. Ripple ise bu iddiaları kabul etmemiş ve uyuşmazlık uzamıştır.

Ripple, savunmasında; XRP’nin menkul kıymet sayılacağına ilişkin SEC tarafından hiçbir bildirim almadıklarını ve bunun sonucunda SEC’in sanal para birimlerine karşı uygulamasında önyargılı olduğunu ileri sürmüştür. Hatta Ripple tarafından SEC’in bazı üyelerinin Ethereum gibi platformlar ile bağlantısı olduğu da öne sürülmüştür ki bu çok düşündürücü bir detay olarak karşımıza çıkmaktadır.

  1. Taraflarca Dosya Üzerinden İnceleme Yapılması Talep Edilmiştir

SEC ve Ripple maddi, yani somut duruma dair bir ihtilaf içinde değildir. Asıl mesele ya da gündemdeki soru XRP’nin somut özellikleri itibariyle, yürürlükteki yasal düzenlemeler karşısında menkul değer özelliği arz edip etmediğidir. Ne var ki, aradan geçen uzun zamana rağmen bu temel uyuşmazlığa cevap verebilmek için hukuki bir zemin henüz oluşturulmuş değildir.

  1. Davanın Sonucu

Mahkeme kararı, öncelikle dört farklı XRP işlem kategorisine ve bunların Howey Testi'ne göre yatırım sözleşmesi veya menkul kıymet oluşturup oluşturmadığına ve davalıların ihlallerine ilişkin "adil bildirim" iddiasına odaklanmıştır. İncelenen temel konular, Kurumsal Satışlar, Programatik Satışlar, Diğer Dağıtımlar ve Larsen ve Garlinghouse tarafından çeşitli dijital varlık ticaret platformlarında gerçekleştirilen XRP satışları olmak üzere dört farklı XRP satış kategorisiyle ilgilidir.

Mahkeme, Kurumsal Satışların Howey testinin tüm kriterlerini karşıladığını tespit etmiştir. Ripple, resmi sözleşmeler yoluyla kurumsal alıcılara ve hedge fonlara XRP satmış ve böylece Howey testine göre bir para yatırımı gerekliliğini karşılamıştır. Buna ek olarak, mahkeme Howey testinin ortak bir girişim içeren ikinci yönünün de karşılandığını çünkü yatay ortaklığın bulunduğunu tespit etmiştir. Bu, yatırımcıların varlıklarının bir havuzda toplandığı ve servetlerinin genel girişimin başarısıyla bağlantılı olduğu anlamına gelmektedir.

Howey testinin üçüncü yönüyle ilgili olarak, başkalarının girişimcilik veya yönetimsel çabalarından kaynaklanan makul bir kâr beklentisi olması gerekmektedir. Bu bağlamda, Ripple'ın iletişimleri, pazarlama çabaları ve Kurumsal Satışların niteliği nedeniyle, makul yatırımcılar Ripple'ın bu satışlardan elde edilen fonları XRP pazarını geliştirmek ve XRP Defteri için uygulamalar geliştirmek için kullanacağını ve sonuç olarak XRP'nin değerini artıracağını tahmin edecektir.

Ancak, Programatik Satışlar, Diğer Dağıtımlar ve Garlinghouse ve Larsen tarafından gerçekleştirilen satışlar gibi diğer XRP satış kategorileri için mahkeme, Howey testinin tüm unsurlarını karşıladıklarını göstermek için yeterli kanıt bulamamıştır. Ayrıca, mahkeme adil bildirimle ilgili argümanı da reddetmiştir. Özellikle Kurumsal Satışlarla ilgili olarak, Howey içtihadının yeterli ve makul ölçüde açık bir rehberlik sağladığını ve sıradan zekaya sahip herhangi bir kişinin ihlal teşkil edecek davranış türlerini ve standartları anlamasına izin verdiğini belirtmiştir. Bu kapsamda; 13 Temmuz 2023'te mahkeme, XRP'nin bir borsada halka satıldığında menkul kıymet olmadığını, ancak kurumsal yatırımcılara satıldığında menkul kıymet olduğu yönünde karar vermiştir. Ancak SEC, 8 Eylül’de karara karşı itiraz[3] yoluna başvurmuş olup SEC v. Ripple uyuşmazlığının devam edeceği öngörülmektedir. 

 

Write & Read to Earn with BULB

Learn More

Enjoy this blog? Subscribe to lostmag

7 Comments

B
No comments yet.
Most relevant comments are displayed, so some may have been filtered out.