Kripto Para Sistemi ve Geleceği: SWOT Analizi ile Bir Değerlendirme

CiL6...QL7R
21 Jan 2024
25

Bir Çin atasözünde “İlginç zamanlarda yaşayasın” denmiştir. Bu söz içinden geçtiğimiz dijitalleşmenin ve teknolojik gelişmelerin son sürat devam ettiği, para, banka ve finansal faaliyetler için ilginç dönemeçlerin yaşandığı bu yıllar için söylenmiş olsa gerek. Yenilikler ve icatlar ihtiyaçtan doğar, ekonomik yenilikler ise kârı maksimize ya da zararı minimize etme arzusundan kaynaklanır. Ekonomik alandaki bir değişim de kârlı yeniliklerin ortaya çıkmasını teşvik eder. Aslına bakılırsa merkez bankalarının ürettiği geleneksel paraların da kripto paraların da nominal ve fiziki olarak bir değeri yoktur. Tüm paraları geçerli kılan husus işlevlerini yerine getirebilmeleri ve halk nezdinde kabul edilebilir olmalarıdır. Paranın dinamik yapısı sürekli değişim ve gelişim göstermiştir. İlk çağlarda deniz kabuğu, deri, taş gibi malzemeler para yani değişim aracı olarak kullanılırken, bunu altın, gümüş gibi değerli madenler ve kâğıt para izlemiştir. Teknolojinin gelişmesiyle yaşanan son değişimde ise kripto para olarak adlandırılan yeni para formu kullanımı çıkmıştır. Kripto para ile devletlerin tekelinde olan itibari paralara bakış açısı değişmiştir (Akdağ, 2019:1). Para otoritelerinin/karar vericilerin ekonomiyi yönlendirmesini ve para politikalarını yürütebilmesini sağlayan itibari paraların değer kaybetmesi, insanları servetlerini korumak adına yeni yöntemlere itmiştir. Bu çerçevede servet saklamak amacıyla güvenli liman arayışları, insanları en azından değerini koruyan para birimlerine yönlendirmiştir (Akdağ, 2019:2). 1980’ler boyunca devam eden bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişme ve küreselleşme ekonomik hayatta çok büyük değişimleri tetiklemiştir. Dijital ekonomi olarak adlandırılan bu değişimle üretimden tüketime, ürün ve hizmetlerden ihtiyaçlara kadar her şeyin yeniden kurgulandığı yeni ekonomik yapı ortaya çıkmıştır. Küreselleşme sürecinde internetin yaygınlaşması ise bireylerin her alanda özgürlüğünü artırmıştır. Haberleşme alanında sosyal medya, online yazılı ve görsel iletişimin imkanları, bireyleri parasal alanda da bağımsız hareket etmeye teşvik etmiştir. Böylece kripto paranın temeli oluşmuştur. Kripto para bireylere finansal özgürlük sunmuştur. Kripto para sistemi, bilgi ve teknoloji konusunda yaşanan gelişim ve değişim sürecinin, para sistemine yansıması olarak düşünülebilir. Kağıt paranın transferini hızlandırmak için EFT ve kredi kartları sisteme girmiş, ancak sistemi rahatlatacak başka gelişmelere kapalı olmamıştır. Kripto para sisteminde para yaratma/arz etme, transfer etme ve kullanma sadece bireye bağlı olup, hiçbir otoriteden onay alınmasına gerek bulunmamaktadır. Bütün bunlar blokzincir denilen teknoloji ile sağlanmıştır. Aslan / Uluslararası Sosyal Bilimlerde Yenilikçi Yaklaşımlar Dergisi / International Journal of Innovative Approaches in Social Sciences, 2023, Vol. 7 (1), 46-66 48 Kişisel bilgilerin açıklanmadığı ve otoriteye bağlı olmamasından dolayı bürokrasi dışında kalan kripto para piyasası, yeni bir sosyo-ekonomik düzen kurma iddiasında olup, bu iddiasını da kamusal otoritenin etki alanı dışında kalarak ispat etmektedir. Bunun dışında kripto para değer saklama aracı olması, dayanıklı olması, kolay taşınabilir olması, bölünebilir olması, taklit edilememesi, mali özgürlük sağlaması vb. özellikleriyle kabul görmekte ve talep edilmektedir. Bu çalışmanın amacı, kripto para sisteminin politik ekonomik bir yaklaşımla değerlendirilmesidir. Bu kapsamda kripto paranın dijitalleşme ve ekonomik yapıya etkisi, blokzincir teknolojisi, kripto paranın mahiyeti, geleceği ve avantaj ve dezavantajları araştırılmıştır. Son kısımda yapılan SWOT analizi ile kripto para olgusu değerlendirilmiştir. Dijitalleşme ve Blokzincir Teknolojisi Dünya tarihi teknolojik gelişmelerin tetiklediği değişimler ile şekillenmiş ve bu süreç halen devam etmektedir. Tarım toplumundan sanayi toplumuna, oradan bilgi toplumuna geçişler hep teknolojik yeniliklerle sağlanmıştır. 20.yy’ın son çeyreğinde küresel düzlemde ekonomik, siyasi ve toplumsal birçok değişim yaşanmıştır. 1990’lı yıllarda dikkat çekmeye başlayan küreselleşme, bilgisayar ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler ile itici güç olmuştur. Tele banka, tele alışveriş vb. kavramların hayatımıza girişiyle başlayan süreç, 2000’lerde ise internetin yaygınlaşmasıyla e-ticarete dönüşmüş ve dijitalleşme yeni bir boyut kazanmıştır. Dijitalleşen dünya ile ekonomik hayatta tüketim alışkanlıklarından pazarlamaya kadar hemen her şey değişmiştir. İnternet ve teknolojinin gelişimine paralel olarak yaşanan teknoloji ve bilgi devrimi sonucunda “Dijital Ekonomi” ya da “Yeni Ekonomi” olarak adlandırılan günümüz modeli ortaya çıkmıştır (Karaçor vd. 2020:2140-2141). Halen içinde bulunduğumuz dönem Endüstri 4.0 olarak tanımlanan ve neredeyse hayatın her alanında dijitalleşmenin yaşandığı bir süreç olarak görülmektedir. Dijitalleşmenin dışında kalmak şahıs, sektör veya ülke olarak mümkün görülmemektedir. Günümüz toplumlarının başına gelmiş en büyük değişim ve dönüşümü ifade etmekte olan dijitalleşme, ekonomik, teknolojik ve toplumsal etkiler ortaya çıkarmıştır. Neredeyse dijitalleşemeyen her şey yok olmaya mahkûm olmuştur. Dijitalleşme ile fiziksel olarak var olan her şeyin bilgisayarların anlayabileceği, depolayabileceği, transfer edebileceği bir forma dönüşmesi anlaşılmaktadır (Küçükvardar ve Aslan, 2021:23). Dijitalleşmenin temeli veriye dayanmaktadır. İhtiyaç duyulan veriler ise teknolojik gelişmenin sağladığı akıllı cihazlar ile sağlanmaktadır. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere küresel ekonominin önemli bir kısmında bilgi-iletişim teknolojilerinin ağırlığı gün geçtikçe artmaktadır. 2021 için dünyadaki en büyük/değerli 10 şirketin 8’i bilişim-teknoloji şirketlerinden oluşmaktadır (Pratsko, 2021). Bilgi-iletişim sektörünün 2021’de küresel GSYİH içindeki payı ise %6,5 civarında gerçekleşmiştir. Aslan / Uluslararası Sosyal Bilimlerde Yenilikçi Yaklaşımlar Dergisi / International Journal of Innovative Approaches in Social Sciences, 2023, Vol. 7 (1), 46-66 49 Şekil 1. Dünyanın En Büyük 10 Şirketi (2021) Kaynak: Olga Protska (2022) Şekil-1’de dünyanın piyasa değeri en yüksek ilk 10 şirketi verilmiştir. Çoğun bilişim sektöründen olan şirketlerden Apple 2,78 trilyon dolar, Microsoft 2,31 trilyon dolar, Alphabet Inc. 1,77 trilyon dolar, Tesla Inc. 850 milyar dolar, Facebook 839 milyar dolar ve Tencent 561 milyar dolar piyasa değerine sahiptirler. Dijital teknolojilerin yayılmasının başta iletişim, bilgiyi paylaşma ve bilgiye ulaşma olmak üzere pek çok alanda sayısız olumlu yansımaları olmuştur. Günümüzde pandemi koşulları dijitalleşmeyi daha da hızlandırmış, iş ve sosyal hayattaki boşlukları doldurmuş, ekonomik anlamda çalışma, alışveriş ve eğitim hayatının anlamını değiştirmiştir. Akıllı telefonlardan yapay zekaya, robotlardan üç boyutlu yazıcılara ve big data’dan kripto paraya kadar dijitalleşme her alanda büyük hızla devam etmektedir (Küçükvardar ve Aslan, 2021:26-27). Yaşanan teknolojik gelişmelerin günümüzdeki en önemli yansıması ise merkezi olmayan bir yapıda kayıt tutulmasını sağlayan blokzincir teknolojisi olmuştur. Uygulama başta finans piyasası olmak üzere birçok kayıt ve depolama işleminin gizlilik ve güvenlik içinde yapılmasına imkan sağlamıştır. Bu çerçevede blokzincir teknolojisinin en önemli uygulama alanı ise kripto para piyasasında görülmüştür. Böylece 2008 küresel krizinden sonra başlayan kripto para uygulaması devasa bir pazara dönüşmüştür. Devletin, sosyal devlet olarak vergi toplamak suretiyle eğitim ve sağlık hizmeti vermek, iç ve dış güvenliği sağlamak ve her türlü işlemin kayıt ve onaylama hizmetini sağlamak gibi üç temel görevi vardır. İşte blokzincir teknolojisi işlemlerin kayıt ve onaylama sürecine yeni bir çözüm getirmekte ve sağladığı teknoloji ile onaylama işlemlerini dağıtık kayıt sistemi ile güvenli bir şekilde, maliyeti düşürmeyi, hız kazandırmayı ve hata, hile veya dolandırıcılık olmamasını vadetmektedir (Demirtaş, 2021). Blokzincir teknolojisinin günümüzde en popüler kullanım alanı kripto para sistemidir. Merkezi kayıt ve kontrol olmadan kripto para üretilmesini, saklanmasını ve transfer edilmesini sağlayan teknoloji 0 500 1.000 1.500 2.000 2.500 3.000 Milyar Dolar Şirketler Aslan / Uluslararası Sosyal Bilimlerde Yenilikçi Yaklaşımlar Dergisi / International Journal of Innovative Approaches in Social Sciences, 2023, Vol. 7 (1), 46-66 50 kripto para işlemlerinin yapıldığı ve bu işlemlerin kayıt altına alındığı, kişiden kişiye değer aktarımına izin veren bir sistem olup, bu yönüyle dijitalleşmenin en etkili olduğu alanı teşkil etmektedir. Bu veri tabanını dileyen herkes tutabilir, inceleyebilir ve işlemlerin doğruluğunu kontrol edebilir (Çakracıoğlu, 2016:42). Blokzincir teknolojisinin en önemli özelliği merkezi olmayan, dağıtık sistemde, bir kayıt/doğrulama sistemi olması ve bireylere dijital kimlik üzerinden kontrol imkânı vermesidir. Blokzincir teknolojisinde işlem yapılırken gerçek isim kimlik bilgileri yerine, dijital imzalar kullanılması nedeniyle, finansal hareketleri yapan gerçek kişilere ulaşılması zorlaştırılmaktadır. Ancak gerçek kişilere ulaşmak yani kripto parayı takip edebilmek tamamen imkansız değildir. Kripto para almak için banka ya da borsadan iban numarası ile geleneksel para gönderip, ardından kripto para alınmaktadır. Bu yönüyle kripto paranın muhafaza edildiği cüzdanın sahibi tespit edilemeyebilir, ancak, para gönderilen ya da alınan iban numarasının sahibi kolaylıkla tespit edilebilir (Demirtaş, 2021). Dağıtık defter teknolojisi, ödemelerin merkezi olmayan bir şekilde yapılmasını sağlamaktadır. Yani klasik sistemdeki merkezi kayıt sisteminin yerini blokzincir teknolojisinde dağıtık defter uygulaması almıştır. Sistemin merkezi olmamasından dolayı yapılan işlemelerin kayıt, kontrol ve koordinesi bizzat kullanıcılar tarafından yapılmaktadır. Bu şekilde doğrulama işlemi de kullanıcılar tarafından yapılmış olmaktadır. Dağıtık defter teknolojisinde, bilgilerin dijital kaydı, işlemlerin birden fazla katılımcı arasında dağıtılması, katılımcıların kayıtların son hali üzerinde mutabık kalmalarını sağlayan oybirliği mekanizması, işlem gizliliğini sağlamak için şifreler kullanılması hususları önem kazanmaktadır (Çetinkaya, 2018:14). Blokzincir teknolojisinde, blok olarak nitelenen tek tek işlemlerin birbirine eklenerek oluşturulan ve tüm blokların/işlemlerin kayıtlarının tutulduğu bir yapı vardır. Sistem merkeziyetsiz ve şeffaf yapıda olup, bloklara bilgiler sadece alıcı ve satıcılar tarafından işlenebilmekte ve değiştirilememektedir. Her bir blok kendisinden önceki ve sonraki bloğa bağlı olduğundan, sistemde değişiklik yapma imkânı bulunmamaktadır. Aracı gerektirmemesi, şeffaf olması ve yüksek güvenliğe sahip olması en önemli olumlu yanlarıdır. Bunun yanında işlem hızı, düşük maliyeti, işlem kolaylığı diğer pozitif yanlarıdır (Çetinkaya, 2018:16). Kripto para dışında, DeFi, DAO, NFT ve metaverse blokzincir teknolojisinin başarıyla uygulandığı diğer alanlardır. DeFi yani merkeziyetsiz finans ile bankalara gerek duyulmadan kredi çekilebilmekte, para mevduat olarak faize verilebilmekte, bireye özgü para (selfcoin) çıkarılabilmekte ve bir nev’i para arzında bulunulabilmektedir. DeFi’nin tek zorluğu ise merkezi otorite olmadığı için başka kontrol imkanı olmadığından, işlemlerin geri döndürülemez oluşudur. Bu zorluk nedeniyle DeFi bu aşamada halka inememiştir. DAO’lar yani merkezi olmayan otonom organizasyonlar ise merkezi otoriteden bağımsız karar alabilen, mal edinebilen ve işçi çalıştırabilen sahipsiz şirketlerdir. NFT’ler Aslan / Uluslararası Sosyal Bilimlerde Yenilikçi Yaklaşımlar Dergisi / International Journal of Innovative Approaches in Social Sciences, 2023, Vol. 7 (1), 46-66 51 dijital sanat eserleri, oyun eşyaları, tapular ve kimlikleri içermektedir. Metaverse ise dijital toprakların veya eşyaların NFT’ler olarak alınıp satılmasıdır (Yıldızlı, 2021). Dijital kayıt deposu olan blokzincir teknolojisi, söz konusu alanların dışında genel olarak; gayrimenkul, araç ve değerli varlıkların kaydı; doğum, ölüm ve evlilik gibi nüfus kayıtlarının tutulması; seçimlerin yapılması; akıllı kontratların yapılması ve finansal evrakların saklanması, işlenmesi ve dijital ticaretin gelişmesi; tedarik zincirinin takip ve kontrolü; enerji sektöründe merkeziyetsiz bir şekilde üretim yapılması ve işlemlerin koordine edilmesi amacıyla her türlü kaydın tutulması vb. pek çok alanda dijital kayıt, saklama, yönetme imkanı vermektedir. (Dilek, 2018; Hacaloğlu, 2021). Görüldüğü üzere blokzincir teknolojisi ekonomiden bilime, sanattan kültüre ve kamu hizmetlerine kadar pek çok alanda bilginin hızlı, güvenilir ve ucuz bir şekilde saklanması, işlenmesi ve yönetilmesini sağlayarak, hayatı kolaylaştırıcı uygulamaların yaratılmasına katkı sağlamaktadır. Blokzincir teknolojisinin kısa sürede yaygınlaşmasının ardında ise merkezi olmayan ağ yapısı ve bu yapıya bağlı yüksek güvenlik, düşük maliyet, işlem süresinin kısa olması, sistem dışından gelebilecek tehlikelere karşı güvenlik duvarı, kayıtların değiştirilemez olması ve bürokratik süreci ortadan kaldırması sayılabilir (Robles, 2016:8). Bu çerçevede blokzincir teknolojisinin, kullanıldığı alanlar itibarıyla, ileri süreçte adından sıkça söz ettireceği anlaşılmaktadır. Paranın Tanımı ve Kripto Para Para, mal ve hizmet değişiminde kabul gören ve borç-alacak ilişkisini düzenleyen her şeye denilebilir. Yani halkın borç ödemesinde kullandığı ve para olarak kabul ettiği her şey paradır. Bu tanım ekonomik veya fiziksel olmaktan çok psikolojiktir (Parasız, 1992: 9). Tanımın bu kadar geniş olma nedeni ise tarih boyunca para olarak kullanılan araçların çeşitliliğidir. Mal ve hizmetlere ödeme yapmak amacıyla kullanılan para ekonomik koşulların değişimine paralel olarak zaman içinde mal paradan dijital paraya kadar, pek çok değişik biçim almıştır. Halen piyasada bulunan tüm paralar itibari para halini almış olup para sistemi insanların mevcut paralara yüklediği değer ve devletlere/kamu otoritelerine olan güven üzerine kurulu bir şekilde yürümektedir. Para olarak kabul edilen şeyin geleneksel ve modern toplam altı işlevi olduğu kabul edilmektedir. Geleneksel işlevleri; değer/hesap birimi olması, mübadele aracı olması ve tasarruf aracı olmasıdır. Modern işlevleri ise; ekonomik faaliyetleri teşvik edici ya da engelleyici olabilmesi, gelir dağılımına etki edebilmesi ve egemenlik/nüfuz edebilmesi olarak belirtilebilir. Bunun yanında paranın genel kabul görme, homojenite, taşınabilirlik, bölünebilirlik, değerini koruma ve taklit edilememe özellikleri de olması gerekmektedir (Parasız, 1992:9-12). Tarihsel süreçte paranın icadından itibaren uzunca bir süre mal para yaygın olarak kullanılmıştır. Tüm zaman ve mekanlarda en yaygın olarak kabul gören mal para altın ve gümüş olmuştur. Para olarak değerli metal kullanmanın zorluğu nedeniyle, mal para sistemi zaman içerisinde temsili para sistemine Aslan / Uluslararası Sosyal Bilimlerde Yenilikçi Yaklaşımlar Dergisi / International Journal of Innovative Approaches in Social Sciences, 2023, Vol. 7 (1), 46-66 52 evrilmiş ve 17.yy.dan itibaren kağıt para yaygınlaşmaya başlamıştır. Bankacılık sistemi bu dönemde gelişmeye başlamış ve paranın otoritenin/ devletlerin politikaları doğrultusunda kullanılabilmesi amacıyla merkez bankaları kurulmuştur. Kağıt paranın altın rezervi karşılığı olması I.Dünya Savaşı sonuna kadar devam etmiş, ancak savaş döneminde altın standardı terk edilmiştir. 1944’de ise ABD dolarının altına, diğer ülke paralarının da dolara sabitlenmesiyle dolar rezerv para olmuştur. Ancak 1971’de ABD’nin doları altına endekslemesinden vazgeçmesiyle, altın standardından tamamen çıkılmıştır. Bu dönemden sonra ABD, rezerv para olan doları istediği kadar piyasaya sürerek, parasını küresel ölçekte politika aracı olarak kullanmaya başlamış ve hegemonyasını artırmıştır (Dilek, 2018:9). Bunun yanında teknolojik gelişmelere paralel olarak para için yenilikler yaşanmıştır. EFT (Electronic Fund Transfer) ile paranın elektronik transferine başlanmış ve dijitalleşme hızlanmıştır. EFT işlemlerini zamanla kredi kartları ve ATM (Automatic Teller Machine) makineleri izlemiştir Yeni yüzyılla birlikte nakit para kullanımı giderek azalmış, teknolojinin gelişimiyle kredi kartı ve EFT dışında e-cash, elektronik çek, e-cüzdan vb. yeni ödeme araçlarına, yani dijitalleşmeye doğru kayış hızlanmıştır (Bozkurt Yüksel, 2015:176). Dijitalleşme artsa da, birçoğunun taşıdığı riskler ve maliyetleri ile yaşanan güvensizlikler, özellikle 2008 küresel kriziyle bankacılık sistemine duyulan güveni zedelemiş ve olabildiğince güvenli, az maliyetli ve daha hızlı sistem arayışlarına neden olmuştur. Kripto para, merkezi bir otoriteye bağlı olmadığı gibi başkaca bir otoriteye de ihtiyaç duymadan kişiden kişiye (P2P) değer aktarılmasına olanak sağlayan, internet tabanlı finansal işlemler yapabilmek için kriptoğrafik altyapısı olan dijital para türüdür. Kripto parayı dijital paradan ayıran en önemli özellik merkezi otoriteye bağlı olmamasıdır (Ağan ve Aydın, 2018:2). Kripto paralar, şifre kullanılarak yerleştirilen sanal cüzdanlardan, yine şifreleri sayesinde çıkarılıp kullanılabildiği için kripto para olarak adlandırılmıştır. Kripto paranın itibari parada olduğu gibi bir değeri olmayıp, değeri, kullanıcıların ödeme amacıyla kullanılmasını kabul etmelerinden veya emtia olarak görmelerinden kaynaklanmaktadır. Yani değeri arz ve talep koşullarından gelmektedir (Eğilmez, 2017). Kripto para, Satoshi Nakamoto’nun “Bitcoin: A Peer-to-Peer Electronic Cash System” adlı makalesinin yayınlanmasıyla ekonomi gündemine girmiştir. Yazar makalede, mevcut elektronik ödeme araçlarının yetersizliklerine ve açıklarına vurgu yaparak, kripto para Bitcoin ile bu sorunların nasıl aşılacağını açıklamış ve bankacılık sistemine ihtiyaç olmadan karşılıklı eşler arasında (kişiden kişiyeP2P) elektronik para transferinin mümkün olduğunu ileri sürmüştür. Makalede kripto paranın altyapısı olan blokzincir teknolojisi anlatılarak, güven probleminin teknolojiyle aşılacağı (Nakamoto, 2007) ortaya konmuştur. Sözkonusu makalenin yayınlanmasından iki yıl sonra, 2009’da ilk kripto para olan Bitcoin kullanımı başlamıştır. Aslan / Uluslararası Sosyal Bilimlerde Yenilikçi Yaklaşımlar Dergisi / International Journal of Innovative Approaches in Social Sciences, 2023, Vol. 7 (1), 46-66 53 Kripto paralar bireylerin en doğru kararı vererek, en iyi parayı tercih etmesinden hareketle, harcamaları kontrol altına alınmaması gerektiğinden bireycilik; tek bir otoritenin tüm piyasaları yönlendirmesinin mümkün olmaması ve etkin piyasa işleyişini bozmamak için müdahale edilmemesi gerektiğinden serbest piyasa; piyasada para olarak kabul edilen aracın, müdahale ve etkilerden uzak en etkin araç olacağından devlet müdahalesi olmaması temel prensiplerine dayanmaktadır (Dağtekin, 2019:302-303). İlk kripto para olan Bitcoin’in kişisel bilgilerin verilmemesi, herhangi bir otoriteye bağlı olmadan işlem yapılabilmesi, hesapların kontrolü, dondurulması veya el konulmasının mümkün olmaması, sanal ortamda olması, karmaşık üretim sistemi ve sınırlı sayıda üretilmesi özellikleri bulunmaktadır (Dizkırıcı ve Gökgöz, 2018:96). Bu özellikleriyle kısa sürede Bitcoin’in değerinin çok fazla artması sürekli gündemde kalmasına yol açarken, birçok yatırımcıyı kendisine çekmiştir. Bitcoin’e olan bu talep artışı, piyasa hacmini ve değerini artırmıştır. Bitcoin’in başarısı, kullanım alanlarının gün geçtikçe artmasına ve kripto para piyasasının potansiyelinin fark edilmesine yol açarken, başka kripto paraların ortaya çıkışına zemin hazırlamıştır. Şekil 2. Bitcoin Fiyatları (2009-2022) Kaynak: BitcoinFiyatı [Dataset] (2023) verilerinden türetilmiştir. Şekil-2’de yıllar itibariyle Bitcoin fiyatları görülmektedir. 2009’da ilk çıktığında 0,00079 dolar olan fiyatı, 2013’de 13,4 dolar ile 189,54 dolar arasında, 2014’de 293,67 dolar ile 526,02 dolar arasında, 2018’de 3.225,30 dolar ile 7.558,21 dolar arasında değerlere ulaşmıştır. 2021’de ise Bitcoin 28.982,56 dolar ile 64.863,1 dolar arasında dalgalanmıştır. 2022’de düşüş yaşanan kripto para piyasasında Bitcoin 15.579 dolar ile 47.763 dolar bandında hareket etmiştir. Mayıs 2010’da 10.000 Bitcoin ile bir pizza alınan (Pirus, 2020) aşamadan, günümüzde ulaştığı değer şaşkınlık uyandıracak düzeydedir. Sonradan çıkan alt coinlerden Ethereum (2015) gibi bazılarının, Bitcoin ile benzer şekilde, merkezi otoriteye bağlı olmadan ve sınırlı sayıda arzı mevcutken, Ripple (2012) gibi diğer bazıları ise 0 20000 40000 60000 80000 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020 2021 2022 Fiyat (Dolar) Yıllar En Düşük En Yüksek Ortalama Aslan / Uluslararası Sosyal Bilimlerde Yenilikçi Yaklaşımlar Dergisi / International Journal of Innovative Approaches in Social Sciences, 2023, Vol. 7 (1), 46-66 54 merkezi bir otoriteye bağlı çıkmışlardır. Ripple değerini kar eden bir şirkete dayandırmıştır. Ancak tüm kripto paralar blokzincir teknolojisine dayanmaktadır. Bunun dışında kripto paralar arasında işlem hızı, işlem maliyeti ve arz miktarları gibi farklılıklar da bulunmaktadır (Dayanan, 2021:40-41). Piyasa 2022’de 10.700 civarında kripto para, 2,4 trilyon dolarlık toplam piyasa değeri ve 113 milyar dolarlık günlük işlem hacmi seviyesine ulaşmış, ancak kripto para piyasasında yaşanan çalkantı sonucu Şubat 2023 itibariyle 9.000 civarında kripto para, 1,02 trilyon dolar piyasa değeri ve 35,1 milyar dolarlık günlük işlem hacmine gerilemiştir (tr.investing.com, 2022/2023). Şekil 3. Kripto Para Piyasası Kaynak: Investing [Dataset] (2023) verilerinden türetilmiştir. Şekil-3’de piyasa değeri en fazla olan ilk 20 kripto para verilmiştir. Piyasa değerleri kripto para fiyatlarının inişli çıkışlı seyrine göre değişiklik göstermekle birlikte, Şubat 2023 itibariyle, ilk sırada yer alan Bitcoin’in piyasa değeri 421,99 milyar dolar, ikinci sıradaki Ethereum ise 186,35 milyar dolar civarındadır. Son iki sırada bulunan Cosmos ve Wrapped Bitcoin ise 3,85 milyar dolar seviyesindedir. Geleneksel ödeme sistemleri ile karşılaştırıldığında kripto paranın (Coin-Turk, 2020; Yıldırım, 2015:87-88);  Geleneksel sistemlerde olan zaman sınırlamasının bulunmaması, internet erişimi olduğu sürece her gün ve günün her saatinde işlem yapılabilmesi,  Mekân sınırlaması bulunmaması, geleneksel sistemde olduğu gibi fiziksel bir mekâna gidip işlem yapma zorunluluğu olmaması,  Geleneksel sistemdeki üçüncü taraf kontrolüne gerek kalmadığı için transfer işleminin çok
hızlı gerçekleşmesi,  Geleneksel paranın aksine, saklanmasının ve taşınmasının son derece kolay olması,  İnternet erişimi olan dünyanın herhangi bir noktasından sisteme erişim sağlanıp, işlem yapılabilme kolaylığı,  Geleneksel banknot sisteminin aksine, basım nakliye, saklama vs. maliyetleri ile bürokratik sorunların olmaması,  Merkeziyetsiz olması nedeniyle merkez bankaları tarafından yapılacak hamlelerden ve ülkelerin sosyo-ekonomik ve siyasi istikrarsızlıklarından etkilenmemesi,  Bölünebilir olması nedeniyle çok küçük miktarlarda ödeme yapılabilme imkânı vermesi,  Geleneksel sistemlerde olduğu üzere ödeme ve transferlerde ücret ve komisyon alınmaması gibi önemli avantajları bulunmaktadır. Kripto Paranın Ekonomi Politiği Ekonomik krizin yaşandığı güvensiz ortamda güvenli, şeffaf ve kontrol edilemez para transferi finans dünyasına yeni bir boyut getirmiş ve küreselleşme süreci hızlanmıştır. Küreselleşme her alanda ulus devletlere karşı gelişirken, finans alanında kripto para aynı etkiyi göstermektedir (Çatlı ve Şimşek, 2021:153). Kripto para finans piyasasında yaşanan güvensizlikten ve kriz ortamlarında serveti muhafaza etme arayışından ortaya çıkmış ve mevcut para birimlerine alternatif olmayı hatta onların yerini almayı hedeflemektedir (Ağan ve Aydın, 2016:6). İlk kripto para Bitcoin’in en büyük vaadinin para transferini kolaylaştırmak olduğu göz önüne alındığında, kripto para piyasasının ulaştığı değer ve işlem hacminin büyüklüğü, kripto paraya göre geleneksel sayılabilecek diğer para transfer sistemlerini aşması, kripto paranın geleceğine dair umutla bakılmasına neden olmaktadır. Kripto paraların değeri, kullanıcıların onu bir değişim veya saklama aracı olarak kabul etmelerinden ileri gelmektedir. Kripto paranın değeri piyasadaki arz ve talep koşullarına göre belirlenmektedir. Kripto paraların işlem hacmi ve kullanılırlığı gün geçtikçe artmakta olup, yatırım ve ödeme amaçlı ticari işlemlerde kullanılmaya başlanmıştır. Kripto paranın olumlu yönleri son yıllarda kullanımının artışına yol açarken, olumsuz bir kısım yansımalarının varlığı da görülmektedir. Yasal alt yapısının yetersiz oluşu, spekülasyona açık oluşu, değerinde hızlı artışlar/azalışlar görülmesi, aşırı oynaklıktan kaynaklanan zararlar için hesap sorulacak bir otorite bulunmaması gibi risk ve belirsizlikleri bulunmaktadır. En önemli olumsuzluğu, istikrarlı olmaması ve aşırı oynaklığının, geleneksel ödeme araçlarına kıyasla ödeme aracı olarak daha az tercih edilmesine neden olmasıdır. Aşırı oynaklığı kısa vadede genel kabul görmesi önündeki en büyük engeli oluşturmaktadır. Aslan / Uluslararası Sosyal Bilimlerde Yenilikçi Yaklaşımlar Dergisi / International Journal of Innovative Approaches in Social Sciences, 2023, Vol. 7 (1), 46-66 56 Kripto paranın bölünebilmesi, taklit edilememesi, transfer edilebilmesi, değer saklama aracı olabilmesi ve homojen olması gibi bir parada aranan özelliklerin bazılarını üzerinde taşımaktadır. Bunların yanında kripto paranın sağladığı en önemli avantajlar ise aracılara ihtiyaç duyulmaması ve dolayısıyla aracılık maliyeti olmaması, yüksek işlem hızı, işlem bilgi güvenliği olmasıdır. Yani hızlı, ucuz ve güvenli oluşu tercih edilirliğini artıran bir etmendir. Ayrıca para basma maliyeti, nakit paranın dağıtımı, toplanması ve eskilerinin değiştirilmesi maliyetini de ortadan kaldırmaktadır (Gormez ve Budd, 2012:77). Kripto paraların arzının sınırlı oluşu ki -Bitcoin tasarlanırken 21 milyonluk arz miktarı ile sınırlandırılmış-, enflasyon riskine karşı bir tür önlem olmuştur. Ancak sınırlı arz miktarı da küresel ihtiyacı karşılayamayarak deflasyona neden olabilecek bir husustur. Bu durum kullanıcıların harcama eğilimini düşürmeye ve saklama tercihini artırmaya neden olarak, kripto paranın yatırım amacıyla kullanımının artmasını teşvik edecek bir husus olarak ortaya çıkmaktadır. Kripto paraların merkeziyetsiz oluşu hükümetler veya merkez bankalarının para politikasını yürütme konusunda elini bağlamakta ve nüfuz etme aracı olmasına engel olmaktadır. Bu durum kripto paraların para politikaları kapsamında kullanılamaması ve enflasyon ve fiyat istikrarı konusunda yoğun çaba sarf eden merkez bankalarının rolünün yok sayılması anlamına gelmektedir. Ayrıca kripto paraların kullanımı yaygınlaştıkça merkez bankalarının senyoraj gelirleri düşecek, küresel rezerv para statüsünde ciddi değişimlerin yaşanmasına sebep olabilecektir. Ayrıca ekonomik kriz dönemlerinde ülkeden para çıkışının yasaklanması vb. durumlarda, yine kripto para, servet saklama ve yurtdışına transfer açısından en uygun araç olarak görülecektir. Bu kapsamda, kripto paraların kısa sürede yayılması ve kullanımının genişlemesi önündeki en büyük engelin kripto paraların otoritelerce tehdit olarak görülmesi olduğu düşünülmektedir. Bu değişimlere merkez bankaları ve hükümetlerin vereceği tepkiler ise kripto paranın ve küresel para sisteminin geleceğini belirleyecektir. Aslan / Uluslararası Sosyal Bilimlerde Yenilikçi Yaklaşımlar Dergisi / International Journal of Innovative Approaches in Social Sciences, 2023, Vol. 7 (1), 46-66 57 Şekil 4. Dünya Genelinde Kripto Para Kullanımı Kaynak: Gazete Duvar (2021, Eylül 29), verilerinden türetilmiştir. Şekil-4’de dünya genelinde kripto para kullanımı verilmektedir. En fazla kripto para kullanımı yaklaşık 101 milyon kişiyle Hindistan’dadır. Ardından 27,5 milyon kişiyle ABD ve 17,4 milyon kişiyle Rusya Federasyonu (RF) gelmektedir. Türkiye’de ise 2,47 milyon kişi kripto para kullanmaktadır. Dünya genelinde kripto para kullananların dünya nüfusuna oranı ise %3,9 civarındadır (Gazete Duvar, 2021). Kripto paranın çok fazla yaygınlaşması ve genel kabul görmesiyle, uluslararası alanda en büyük tehdidin ABD doları üzerinde olacağı ve doların rezerv para olma yeteneğini kaybedebileceği açıktır. Kripto paraya hükmeden ülke, şirket ve yapıların uluslararası politikalara yön vermeye başlaması mümkün olabilecektir (Yıldırım, 2015:94). Bu çerçevede süreç içinde Samsung ve Facebook benzeri teknoloji şirketleri tarafından kripto para üretimi konusunda girişimler yapılmış (BTİK, 2020:17), ancak kurumsal yapılar kripto paranın merkezi olmama ilkesine aykırı görüldüğü için fazlaca talep yaratamamışlardır. Bu nedenle merkez bankaları ya da kamu otoritelerince üretilecek kripto paralara da benzer yaklaşım olabileceği düşünülmektedir. Kripto paraların merkezi otoritenin kontrolünde olmamasının bir diğer sıkıntısı, işlemlerin para piyasası düzenlemeleri dışında kalmasına olanak vermesidir. Bunun yanında işlem sahiplerinin kimliklerinin belirsiz olmasından hareketle, kripto paralar ile yapılan işlemlerin vergi dışı kalacağı ve vergi kaçakçılığı dahil ekonomik suçlar için uygun zemin oluşturacağı açıktır (De Filippi, 2014:4; Slemrod, 2016:63). Kripto paraların kullanımı çok yaygınlaşmadığı ve yasal altyapıya sahip olmadığından, vergilendirilmesi konusu halen eksik kalan bir alan olarak gözükmektedir. Kripto para hesapları gönüllü olarak beyan edilmedikçe, otoritenin kontrolünden uzak olduğu için vergilendirilmesi zor olmaktadır. 0 20 40 60 80 100 120 Milyon Kişi Ülkeler Aslan / Uluslararası Sosyal Bilimlerde Yenilikçi Yaklaşımlar Dergisi / International Journal of Innovative Approaches in Social Sciences, 2023, Vol. 7 (1), 46-66 58 Kripto paraların vergilendirilmesine ilişkin ülkelerin değişik uygulamaları bulunmaktadır. Güney Kore ve Japonya kripto para kazançlarından vergi alırken, ABD’de kripto para satışını gayrı menkul satışı, Fransa’da menkul varlık satışı, Kanada’da emtia satışı gibi değerlendirilip vergi alınmaktadır. Bunun yanında Almanya kripto para ile yapılan alışverişlerden vergi almamakta, Danimarka vergiden istisna tutmakta, Slovenya’da bireyler için vergi istisnası bulunmaktadır (Şahin, 2018:177). İsviçre ise alım-satım ve madencilik faaliyetlerinden vergi alırken, yatırım amaçlı alımları vergiden istisna tutmaktadır. Türkiye’de ise yabancı para/döviz olarak görülmekte ve muhasebeleştirilmesi bu çerçevede yapılmaktadır. Kripto para işlem tarihindeki kur üzerinden TL’ye çevrilip, kayıt altına alınmaktadır (Dizkırıcı ve Gökgöz, 2018:100). Bu kapsamda kripto paranın, para işlevlerini yerine getiremediği için, birçok ülkede para olarak değil emtia olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır. Kripto Paranın Geleceği Kripto paraların geleceğine ilişkin tahmin yapabilmek için evvela iki konunun netleşmesi gerekmektedir. İlki kripto paranın, paranın işlevlerini yerine getirip getiremeyeceği, diğeri ise küresel etkiler çerçevesinde hükümetler ve dolayısıyla merkez bankaları ile uluslararası kuruluşların kripto para konusunda pozisyonlarının anlaşılması gerekir (Şanlısoy ve Çiloğlu, 2018:54). Buradan hareketle kripto paranın para birimi olarak mı yoksa yatırım aracı veya emtia olarak mı nitelendirileceği önemli olmaktadır.

Write & Read to Earn with BULB

Learn More

Enjoy this blog? Subscribe to gpon

1 Comment

B
No comments yet.
Most relevant comments are displayed, so some may have been filtered out.