KÖTÜ HABER VERME VE BREAKİNG BAD

7shA...DBoh
30 Jan 2024
40

Kötü Haber Verme

Tıp eğitimi, göz korkutucu bir görev ve aynı zamanda bir doktorun en zor görevlerinden biri olan kötü haber verme konusunda genellikle çok az hazırlık sunar. Uygun ve yeterli eğitim olmadan, kötü haber vermenin getirdiği rahatsızlık ve belirsizlik, doktorların hastalarından duygusal olarak uzaklaşmasına yol açabilir. Yapılan çok sayıdaki çalışmanın sonuçları, hastaların genellikle ölümcül bir teşhisin veya diğer kötü haberlerin paylaşımında kendileriyle içten bir şekilde iletişim kurularak ve empatik bir yaklaşımla kötü haberin açıklanmasını istediklerini göstermektedir. Kötü haberlerin verilmesini kolaylaştırmak için iletişim becerileri ve tekniklerine odaklanan eğitimin, hasta memnuniyetini ve doktor konforunu artırdığı kanıtlanmıştır. VandeKieft’in araştırma bulgularına göre doktorların, kötü haber alan hastalara umut ve şifa sağlamak için şu anımsatıcıları temel almaları tavsiye edilmektedir:

  • Önceden hazırlık yapmaları, yeterli zaman ve mahremiyet alanı ayarlamaları, tıbbi gerçekleri ortaya koymaları, ilgili klinik verileri gözden geçirmeleri ve bu karşılaşma için duygusal olarak hazırlanmaları.
  • Kötü haberlerin açıklanmasıyla ilgili hasta tercihlerini belirlemeleri amacıyla terapötik bir ilişki kurmaları.
  • Hastanın mevcut durumuyla ilgili bilgi ve anlayışını belirlemeleri, hastanın hızında ilerlemeleri, tıbbi jargon kullanımı veya dolaylı iletişimden kaçınmaları, sessizliğe ve gözyaşlarına izin vermeleri ve soruları yanıtlamaları yoluyla hastalarla açık bir iletişim kurmaları.
  • Duygusal tepkileri değerlendirerek yanıtlamaları ve hastayla empati kurarak hasta ve ailenin tepkileriyle ilgilenmeleri.
  • Hastanın amaçlarına dayalı olarak gerçekçi umutlar sunmaları ve bizzat kendi ihtiyaçlarıyla da ilgilenmeleri yoluyla duyguları cesaretlendirmeleri ve onaylamaları[1].

Bir kanser teşhisi veya nüksetme ile ilgili haberlerin verilme şekli, hastanın psikolojik sağlığı üzerinde derin bir etkiye sahip olabilir. Verilen bilgiler hasta tarafından çok fazla veya yetersiz olarak algılandığında, ortaya çıkan endişeler giderilmediğinde ve bu endişeler çözülmeden ortada kaldığında, hastanın klinik anksiyete ve/veya depresyon geliştirme riski oldukça yüksektir. Bu nedenle, hastalara uygun şekilde yardımcı olmak için çeşitli yönergeler sağlanmıştır. Ayrıca, hastaların endişelerinin etkili ve özenli bir şekilde ortaya çıkarılmasına olanak sağlayacak çeşitli stratejiler de önerilir[2].

Doktorların kanser teşhisi ve tedavisi ile ilgili haberleri sunma şekline ilişkin hastaların tercihlerini değerlendirme amacıyla yürütülen bir araştırma; çeşitli kanser türlerinde çeşitli kanser tanılarına sahip 351 hastadan oluşan bir örneklem ile kanserleri hakkındaki haberlerin kendilerine nasıl söylenmesini istediklerine ilişkin tercihleri inceleyen bir ölçeğin değerlendirilmesini içerir. Bu araştırmada kanser tanılı bireyler, konuşmanın bağlamı ve içeriğinin yanı sıra doktorun özelliklerini de derecelendirirler. Araştırmanın bulguları; faktör analizi ile hastaların kanserleriyle ilgili haberlerin kendilerine nasıl anlatılmasını istediklerine ilişkin tercihlerinin aşağıdaki üç kategoride gruplandırılabileceğini göstermiştir:

  1. İçerik (ne ve ne kadar bilgi anlatılıyor),
  2. Kolaylaştırma (ortam ve bağlam değişkenleri)
  3. Destek (etkileşim sırasında duygusal destek).

Bahsi geçen araştırmada, kadınlar ve eğitim düzeyi yüksek olan hastalar, içerik ölçeğinde önemli düzeyde daha yüksek puanlara sahiptirler. Kadınlar, destek ölçeğinde daha yüksek puanlara sahip olurlarken, daha genç hastalar ve daha eğitimli olanlar ise mesajı kolaylaştırma ölçeğinde daha yüksek puanlara sahiptirler. Sonuçta hastalar mesaj içeriğini ele alan maddeleri en önemli olarak derecelendirirlerken, destekleyici ve kolaylaştırıcı boyutlar da yüksek oranda derecelendirilmiştir. Hastalara kanserleri hakkında kötü haber verildiğinde kendileri için neyin daha önemli olduğunu anlamak, bize bu zorlu görevin en iyi şekilde nasıl yerine getirilebileceğini netleştirmeye yardımcı olabilecek çok kıymetli bilgiler sağlamaktadır[2].

Parker ve diğerlerinin çalışması ise hastaların kanser haberlerinin doktorları tarafından kendilerine nasıl söylenmesini istediklerine ilişkin tercihlerini belirlemiş ve karakterize etmiştir. Bu araştırma doktor perspektifinden ziyade kötü haberlerin alıcısı olarak hastaların tercihlerine odaklanan az sayıdaki araştırmalardan biridir. Araştırmadaki hastalar, haberlerin kendilerine nasıl iletilmesini istedikleri konusunda net tercihler belirlemiş ve derecelendirmeleri, mesajın içeriğinin, ortamın ve doktor tarafından sağlanan destekleyici unsurların tümünün önemli olduğunu göstermiştir. Kanser hastaları, tıbbi uzmanlığı, durumları ve tedavi seçenekleri hakkında bilgi verilmesinin kendileri için en önemli husus olarak belirtmişlerdir. Bu, hastaların umutları açısından kanser teşhisini açıklamanın farklı yönlerinin derecelendirildiği bir çalışmanın bulgularıyla da tutarlıdır. Sardell ve Trierweiler da iletişimde hastaların umutlarını artırmada en yüksek puan verdikleri davranışların, tedavinin teknik ve bilgilendirici yönleriyle ilgili olanlar olduğunu ortaya atmışlardır.

Bu nedenle, hastalar iletişimin en umut verici buldukları yönlerini en önemli olarak değerlendirmişlerdir. Bu çalışmada tedavinin bilgilendirici yönleri en yüksek puanları almış olsa da bu, iletişimin destekleyici yönlerinin ihmal edilebileceği anlamına gelmez.

Bulgular; yazarların doktorun teknik yeterliliği ile ilgili maddelerin en yüksek puanları aldığını, ancak doktorun kişilerarası iletişim ve genel iletişim becerilerini ele alan maddelerin de yüksek önem dereceleri aldığını, kanser hastalarının aldıkları bakımdan memnuniyetlerini inceleyen bir çalışmanın bulgularını da desteklemektedir. İçerik öğelerinin destek öğelerine göre daha yüksek puan almış olmasının bir nedeni ise birçok hastanın kendilerine kötü haber verildiğinde öncelikli hedeflerinin hastalıkları ve tedavileri hakkında bilgi almak olması ve doktorlarından destek almak konusundaki beklentilerinin daha düşük olması olabilir. Parker ve diğerlerinin çalışmasına göre genel olarak doktorların hastalarla kanserleri hakkında konuşurken, hastaların spesifik kanser geçmişlerinden ziyade demografik özelliklerini, hatta cinsiyetlerini, yaşlarını ve eğitim düzeylerini dikkate almalarının çok daha önemli olabileceğini ileri sürmektedir[3].

Kanser, 2018'de tahminen 9,6 milyon ölüm veya her altı ölümden biri ile dünya çapında kardiyovasküler ölümlerden sonra ikinci sırada gelen ölüm nedenidir. Akciğer, prostat, kolorektal, mide ve karaciğer kanseri erkeklerde en yaygın kanser türleriyken, meme, kolorektal, akciğer, serviks ve tiroid kanserleri de kadınlarda en sık görülen kanserlerdir[4]. Görüldüğü üzere her yıl dünyada milyonlarca kişi kanser tanısı alırken binlerce doktor da hastalarına her gün defalarca kötü haber vermek durumunda kalmaktadır.

Kötü haber vermenin ardından nelerin yaşanabileceğine; kanser tanısı aldığını öğrenen yetişkin bir bireyin bu tanıyla baş etmede ve ömrünün geri kalanında neler yapabileceğine tanık olmak için Breaking Bad isimli dizideki olaylara birlikte göz atalım.


Breaking Bad Dizi İncelemesi

Sony Pictures’ın 2008 yılında prodüksiyonunu üstlendiği Vince Gilligan’ın yarattığı Breaking Bad dizisinde Bryan Cranston, Aaron Paul, Bob Odenkirk, Giancarlo Esposito gibi oyuncuların performansları Walter White, Jesse Pinkman, Gus Fring ve Saul Goodman gibi eşsiz karakterlere hayat verir[5]. Walter White, kendi halinde ailesiyle yaşamını sürdüren, oğlunun da eğitim gördüğü aynı lisede kimya öğretmeni olarak çalışan biridir. Bazı rahatsızlıkları sebebiyle hastaneye giden Walter yapılan tetkikler sonucunda kötü bir haber alır ve akciğer kanseri olduğunu öğrenir. Ölüm gerçeğiyle birdenbire yüzleşerek çok yakında ailesini ardında bırakacağı fikri Walter’ı oldukça derinden sarsar. Uyuşturucu sektöründe çok ciddi paralar döndüğünü öğrenir. Akciğer kanseri tanısı sebebiyle çok geçmeden öleceğini düşündüğünden o öldükten sonra ailesini finanse edebilmenin en iyi ve kolay yolu olarak uyuşturucu ticaretine bulaşmaya karar verir. Walter gibi iyi bir kimyager için bu sanıldığı kadar zor değildir. Metamfetamin (meth) olarak bilinen uyuşturucu maddeyi üretme fikri tamamen kurgu olmamakla beraber gerçek olaylardan esinlenilerek dizinin kalbine konmuştur.


Bu noktada dizinin kalbine oturan bu maddeden bahsetmeden olmaz. Metamfetamin (meth), Kuzey Amerika'da son yıllarda popülaritesi artan, oldukça bağımlılık yapan uyuşturucu bir maddedir. Yasadışı olarak kurulan laboratuvarların çoğalması üretimde ve tüketimde önemli oranda artışa yol açmıştır. Dahası meth oldukça önemli halk sağlığı sorunlarına, yasal ve sosyal sorunlara da yol açmaktadır. Mevcut bulgular, methe maruz kalmanın nörotoksik olduğunu göstermektedir ve beyin görüntüleme sonuçları, insanlarda uzun süreli kullanımın nöral hasarlara yol açabileceğini doğrulamaktadır. Bu fizyolojik değişiklikler genellikle dikkat, hafıza ve yürütme işlevindeki eksiklikler dahil olmak üzere kalıcı bilişsel bozulma biçimleriyle ilişkilidir. Methin kötüye kullanımı hakkındaki artan akademik çalışmaların gelecekteki tedavi stratejileri için temel oluşturacağı umulmaktadır[6].


Dönelim Breaking Bad dizisindeki olaylara. Lisedeki laboratuvarında öğrencilerine kimya öğretmekten çok daha fazlasını yapabilecek kapasitedeki Walter’ın karısı ise evdeki işleri domine etmeye bayılır. Walter ve ailesi boş zamanlarında sıklıkla baldızı ve narkotik polis olan bacanağıyla bir araya gelirler. Ancak Walter serebral palsi sebebiyle bir grup fiziksel engelle baş eden oğullarının tedavi masraflarını karşılamak ve henüz anasının karnındaki doğmamış kızına iyi koşullarda yaşayabilme imkânı vermek için okuldan sonraları da bir yandan ikinci bir işte çalışır. Tam da ikinci çocukları dünyaya gelecekken kötü bir haber alan yani akciğer kanseri tanısı aldığını öğrenen Walter, kanserini düşünmemek için mi, yoksa ailesine yüklü bir hastane masrafı bırakmamak için mi, ya da yüzüne çarpan ölüm gerçekliğinden kaçmak için mi bilinmez eski bir öğrencisi olan Jesse ile akıl almaz bir maceraya atılır. Yasa dışı olarak üretmeye başladıkları meth ile kısa sürede muazzam paralar kazanmaya başlarlar. Hem uyuşturucu kartelleriyle hem de narkotik polis ile başlarının belaya girmesi de cabası olur. Dizi ilerleyen bölümlerinde tam bir kovalamacaya dönüşür. Hikâyenin karakterlerin her birinin perspektifinden yola çıkarak etraflıca aktarılması dizinin izleyicilerinde güçlü bir bağlılık kurulmasını sağlıyor. Dizinin merak uyandırıcı hikâyesi ve her bir bölümün kendi başına bir mini film olmasının da etkisiyle IMDb’de 10 üzerinden 9,5 alır[7].


Sonuç niyetine

İlk başlarda doktorundan aldığı kötü haberi; kanser tanısını en yakınlarından, ailesinden dahi gizlemeyi yeğleyen Walter, sonunda karısına ve oğluna kanser tanısı aldığını söylemek zorunda kalır. Bir bakıma kanser tedavisinin bedeninde yarattığı fizyolojik yan etkilerinin yanı sıra kanserin psikolojik ve ekonomik yükleriyle de baş etmek için meth üretimi ve ticareti gibi kompleks bir konuya bulaşarak kendince yaşadığı zorluklar için bir baş etme mekanizması geliştirdiği görülür. Karısının, Walter’ın ilerleyen süreçlerde ortaya çıkan uyuşturucu ticareti yüzünden sıklıkla endişelenerek Walter’a tehlikede olup olmadığını sormasına istinaden Walter, ilk başta tehlikeye atılarak girdiği bu yoldan sonunda tehlikenin ta kendisi olarak çıkacaktır. Dizinin yayınlandığı 2008 yılından bu yana Walter White karakterinden feyiz alarak dünyanın pek çok yerinde meth üretmeye kalkışan bazı kimya öğretmenleri olduğu basına yansımış, ölümcül bir kanser hastalığına yakalanan bir başka öğretmenin de yine evinde meth ürettiği kaydedilmiştir.

Kötü haber verme sürecinin etkilerinin hastaların stresle ve süreçle baş etmeye yönelik yaklaşımlarından anlaşılabileceği iddia edilmektedir. Kötü haber verme konusunda pek çok akademik araştırma yapılmış olmasına rağmen literatürde daha fazla multidisipliner ve ampirik çalışmaya ihtiyaç olduğu görülmektedir. Dolayısıyla bu araştırmaların, kötü haber vermenin hangi yönlerinin en yararlı olduğu hakkında daha spesifik sorular ve haberlerin hastaya nasıl iletildiğinin hastanın yaşadığı sürece uyumundaki varyansı açıklayıp açıklamadığı gibi adımlarla başlaması beklenmektedir.


Referanslar:

  1. VandeKieft, G. (2001). Breaking bad news. American family physician64(12), 1975.
  2. Maguire, P. (1998). Breaking bad news. European Journal of Surgical Oncology (EJSO), 24(3), 188-191.
  3. Parker, P. A., Baile, W. F., de Moor, C., Lenzi, R., Kudelka, A. P., & Cohen, L. (2001). Breaking bad news about cancer: patients’ preferences for communication. Journal of clinical oncology, 19(7), 2049-2056.
  4. Piñeros, M., Mery, L., Soerjomataram, I., Bray, F., & Steliarova-Foucher, E. (2021). Scaling up the surveillance of childhood cancer: a global roadmap. JNCI: Journal of the National Cancer Institute, 113(1), 9-15.
  5. Breaking Bad (2008). Sony Pictures. 24.11.2022 tarihinde https://www.sonypictures.com/tv/breakingbad adresinden erişildi.
  6. Barr, A. M., Panenka, W. J., MacEwan, G. W., Thornton, A. E., Lang, D. J., Honer, W. G., & Lecomte, T. (2006). The need for speed: an update on methamphetamine addiction. Journal of Psychiatry and Neuroscience, 31(5), 301-313.
  7. Breaking Bad (2008) IMDb. 24.11.2022 tarihinde https://www.imdb.com/title/tt0903747/ adresinden erişildi.



Write & Read to Earn with BULB

Learn More

Enjoy this blog? Subscribe to abdurrahman

0 Comments

B
No comments yet.
Most relevant comments are displayed, so some may have been filtered out.